22. Büyücü Beta

791 108 12
                                    

"Yine de ta oralardan buralara gelmek büyük iş. Ben bile küremi zorla kullanarak yaklaşık bir ayda geldiğimi hatırlıyorum."

Elindeki kemiğin yarısını ısırıp büyük bir iştahla geyik etini sıyırırken iki kurt sessizce onu izledi. Kesinlikle hiçbir şey biliyormuş gibi bir hali yoktu. Ve geyik etine olan hasreti çok fazlaydı. Neredeyse yarısını bitirmiş, yemeye hala devam ediyordu.

Sorduğu uçuk ve alakasız soruları, mimik ve jestleri sadece bilgisiz olduğunu gösteriyordu. Bulut'un içindeki o şüphe azalmıştı. Oturduğu yerden kalkıp Yıldırım'ın getirdiği sudan üç bakır bardağa koydu ve tekrar yerine geri oturdu.

Ağzına eliyle ayıkladığı etten küçük bir parça alıp attı ve yavaşça çiğnedi. Fazla aç değildi, yemek bulmakta beta kadar kadar zorlanmıyordu.

"Ama burası kışın çok fazla soğuktur onu söylemeliyim. İlkbahar ayında olduğumuz için fazla göstermiyor fakat yazı geçtikten sonra asıl cehennemi göreceksiniz."

"Bunu hesap etmeden gelmedik."

Beta, yüzünde hayranlıkla parlayan hafif gülümsemesini genişletti. Zeki bir alfayla konuştuğunun pek ala farkındaydı.

"Doğru, coğrafyadan çok iyi anladığın belli oluyor. Bu kadar bilgiyi ne için öğrendiğini merak ediyorum."

"Aptalca bir soru. Neden cahil kalayım?"

"Hayır demek istediğim, ne ile uğraştığın. Mesela omegan bitkilerden çok iyi anlayan bir çiçekçi, bahçıvan ya da bitki bilimci. Fakat coğrafya bilgisi fazla yok. Yine de aptal diyebileceğim bir profilden çok uzak."

Bulut aldığı övgüden gram etkilenmedi. Bitkilerle arasının iyi olması kadar doğal bir şey olmadığını biliyordu. Belki de işi şifalı ya da zehirli karışımlar yapacak kadar, neyin nerede yetiştiğini detayına kadar bilecek kadar ilerletmesi konusundaki övgüleri kabul edebilirdi.

Yıldırım'ın mesleğini sorduğundaysa gerilmeden edememişti. Bir asker adayıydı. Bir lider adayıydı.

"Bir asker olduğunu düşünüyordum fakat aldığın diğer bilgi ve tecrübelerini gördükçe daha derin olduğunu düşünmeye başlıyorum."

Yıldırım'ın elindeki kemiğin kırılacak gibi olduğunu gören Bulut, konuyu kontrol altına almak için çiğnediği eti yuttu. Betayla bir anda fazla samimi bir duruma düşmüşlerdi. Fakat bu sadece betanın fikriydi. Asla öyle olmayacaktı, bunu ikisi de biliyordu.

"Bizden bilgi mi almaya çalışıyorsun? Kendin hakkında hiç konuşmadın."

Bu kez betanın gerginlikle tebessüm edişini izledi. Daha sonra samimi bir sesle özür dilediğini duydu.

"Ben, beş yıldır bu ormanda büyücülük yapıyorum. Tabii bir büyücü için buraya gelen birileri neredeyse hiç olmadı ama amacım da buydu zaten."

Bu itirafı Bulut ile Yıldırım'ın dikkatini çekti. Uzak kalmaya çalıştığı belli oluyordu.

"Hangi bölgeden geliyorsun?"

Başta biraz tereddüt ederek bakan beta nefesini verdi. Bir anda ciddileşmiş, bir şeyleri tartar gibi bakmaya başlamıştı. Biraz duraksadıktan sonra elindeki eti yavaşça aşağı indirdi.

Kaçınılmaz Lanet (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin