"Benim küçük omegam, sen çok güçlü bir kurt olacaksın. Omega baban senin o uçsuz zihnini sınırsız merhametini görüyor. Benim en büyük gururum, omegam."
Küçük omeganın mavi gözleri, omega babasının mavi gözlerine şevkatle bakarken gülümsedi. Omega babasının sözlerinden hiç şüphesi yoktu. Bahçelerinin içindeki güllerin arasından rüzgarlar ikisini nazikçe geçerken küçük ellerini omega babasının dizlerine koydu.
"Tıpkı bölgemizin en kutsal çiçekleri kadar naif, asil ve şifa olacaksın."
Bitkileri not aldığı sayfalarını eline alıp uçmaması için sıkıca bastırdı. Babası ona güveniyordu.
"Senin için güçlü olacağım omegam. Herkes beni görecek."
Koyu mavi gözlü omega, küçük omegasının sözlerine gülümsedi. Elini simsiyah saçlarına atıp geriye taradı. Yaşına göre oldukça olgun ve sessizdi. Dili yaşından büyük sözler söylüyordu, kalbi merhamet doluydu. Gözleri ışıl ışıldı.
Omegasının son sözlerini duyduğunda sıkıca göğsüne bastırdı.
"Ve gözlerimde senin izlerini görecekler omegam. Benim size olan sevgimi, ışığını görecekler."
~~~~~
Dolunay sarayın yolunu aydınlatıp uzun at arabası kuyruğuna yardımcı olurken Bulut sadece sessizce yolu izliyordu. Aklına Kahran'a geldiği ilk gece gelirken dudağının bir kenarı hafifçe kıvrıldı.
İstediğini almak için geldiği bu yolu, zaferle tekrar geçiyordu. Sarayın önünde durduklarında Yıldırım'ın peşinden indi. Saraydaki bütün çalışan kurtların kendilerine eğildiğini gördüğünde gözlerini Elmas omega ve lidere dikti.
Özellikle onların eğilmesini görmek, kalbindeki o soğuk kısmın daha da zaferle üşümesini hissetmek istiyordu. İstediği gibi saygıyla eğildiklerini gördüğünde üstündeki siyah kalın geyik kürkünü düzeltti.
Yıldırım'ın arkasından saraya girerlerken o soğuk gülümsemesini genişletti. Yıldırım, hızla alfa yuvasına gitmek üzere diğer kısma ilerlerken Bulut Kahran sarayının en büyük salonunun ortasında durdu.
İlk geldiği geceki gibi gözlerini desenlerde, izlerde ve mermerlerde gezdirdi. Kendisinin yanından eğilerek geçen kurtların işlerine dönmelerini izledi. Kalbi elde ettiği bu büyük güç sayesinde küt küt atıyordu.
Kurtların kendisine olan kabullenilmiş yenilgisi onu sanki zirveye yaklaştırır gibi hissettirirken derin bir nefes aldı. Koyu mavi gözlerini kendisinden korkan herkeste gezdirirken daha zaferi elde etmediğini kendine hatırlattı.
Bu dünyaya Kahran'ı yönetmeye gelmemişti. Henüz, bu görevi üstlenmeye hazır değildi. İlk önce kendi isteklerini elde etmeliydi. Bu büyük bir adım olsa da daha zor günlerin onu beklediğini biliyordu.
Kendisine yaklaşıp giden Bilge'yi gördüğünde henüz istediği kadar kan dökmediğini hatırladı. Daha ne kadar dökecekti bilmiyordu fakat omegasının sırtından dökülen kanların yerine geçecek kadar olduğunu hissettiğinde durmayı düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Lanet (2)
Literatura Feminina(Omegaverse) Bir bölgenin akıbeti, kurdunun gücü ve kılıcının keskinliğinden geçer. -KAHRAN- Herkes kendi doğrularına sahip çıkarken lanete mi yoksa kurtuluşa mı yaklaştıklarını kimse bilemeyecek. -İliaca'nın devamıdır. Buradan da başlayabilirsiniz...