54. Kağıtların Sahibi ve Genç Veliaht

485 64 14
                                    

"Neler oluyor bilmiyorum ama Yıldırım'ı tanıyorum. Eğer yaşıyorsa veliahtın günleri sayılı..."

Kalın sesli bir kız, diğer iki arkadaşını aynı anda sustururken Asena yutkundu. Yıldırım'ı gerçekten tanıyor muydu?

"Yaşıyorsa bunun sonunu bağlayacaktır. Asla bir işini yarım bırakmaz."

"Bence asla gelmeyecektir. Herkes canını sever."

Asena ve önündeki alfa da haklı olduğunu söyleyen gözlerle birbirlerine baktı. İkisi de sessizce önündeki yiyecek ve içecekleri bitiriyorlardı. İkisi de dikkatle arkalarındaki, sessizce konuşan üçlüyü dinliyordu. Çok zorlanıyorlardı fakat alfa oldukça net duyuyordu. Asena ise bazı sözlerin sonunu kendisi tamamlıyordu. Lakin en önemli yeri kaçırdığını hissediyordu.

"Onun, Thoras'lıyı haklamak için kaç gün yok olduğunu çok çabuk unutuyorsunuz."

"İnanmıyorum, o mu öldürmüştü?"

Asena neler olduğunu anlamıyordu fakat önündeki alfanın mırıldanışı ve gözlerinin büyüklüğü önemli bir ayrıntı olduğunu az çok belirtiyordu.

"Kimi?"

Alfa Asena'nın susmasını işaret etti ve dinlemeye devam ettiler. Duydukları her kelime onlar için önemliydi.

"Doğru. Ama artık bir kötü avlayamaz. Çünkü kendisi bir numarada."

Söylenilenin üzgün sessizliği neredeyse bulaşırken beta güldü. 

"Bir alfanın yükseldiği yer önemlidir kurtlar, bunu unutuyorsunuz."

Kimse ne dediğini anlamadı. Buna sessiz ikili de dahildi. Betanın elindeki bakır bardağın sesinden sonra sanki bütün dükkan duymak istiyormuşçasına sessizleşti.

"Yani, bir kurt bölgesinin altında büyür, güven altında yetişir ve ölür. Hiçbir bölgenin kendi adamına zarar verilmesine izin verilmez çünkü hiçbir bölge adamının kanını ya da ölüsünü yerde bırakmaz. Bu konuda en serti ve katısı da Kahran bunu çok iyi biliyorsunuz."

Asena alfanın gülümsemesine karşılık daha bir merakla dinledi. Kendisi dışında herkes anlamış gibi duruyordu.

"Çünkü her yerde adamlarımız var ve hepsine göz kulak olmak bizim en büyük işimiz."

"O bir Kahran'lı kurt. Ne olursa olsun, yaşasaydı onu başka bölgenin hakimiyetine teslim etmek zorunda değildik. Gerekirse kendi himayemizde tutar ya da öldürürüz. Bu Oratio'da yazılmış en eski kurallardan biridir tabii ya!"

"Ve bizim liderimiz de koyulmuş bütün kuralları unutmuş gibi bizi küçük düşürdü."

"Uzun lafın kısası,"

Lider konusunu kapatmak ister gibi çıkan sesini temizledi ve arkadaşının suratına sabitçe baktı. Asena bunları sakinlikle izliyordu.

"O bölgesinin sınırlarına girip, ölme riskini aza indirmek istiyor. Aklından ne geçiyor bilmiyorum ama umarım hala içinde bir yerde Kahran'lı vardır. Onun gazabına yakalanmak istemem."

Asena gülümseyerek suyunu içti. Baştan aşağı Kahran'lı diye bağırıyordu içinden. Günde en az bir kere Kahran'lı oluşuyla gurur duyuşu kulaklarına gelmişti. Kesinlikle bölgesinin ezici askeri gücüne laf edilmesine dayanamazdı. Asena da böyle bir girişimde bulunmamıştı. O da dillendirmese de bu bölgeye uyduğunu düşünüyordu. Daha önce başka bir bölgeye gitmediği için de olabilirdi. Fazla sakin bir bölge olmasa da fena değildi. Fazla güce düşkünlerdi.

Kaçınılmaz Lanet (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin