Akşamın tek ışığı olan ay her yeri olanca sessizliği ve soğukluğuyla aydınlatıyordu. Kahran Sarayının merakı ayın ışığını geçiyor, göremeyeceklerini düşündükleri karanlık yola bakıyorlardı. Haber tez yayılmıştı ve üstüne türlü türlü sonlar bile yazılmıştı.
Karanlık saçlıydı. Gözleri mavi bir zehir yayıyordu, aynen böyle tasvir edilmişti. Gözlerinin soğukluğu korkutsa da asıl neden bu değildi. Bakışının altında büyük bir alay ve korkutucu bir gülümseme vardı. Gelme nedeni çok açıktı fakat aynı zamanda da büyük gizemini de koruyordu.
At arabalarının sesi ulaşırken kalın kahve saçlarını ensesinde toplamış olan baş omega kendini düzeltti ve sahte gülümsemesini takındı. Eli, uzun kırmızı giysisinin altında sıkılmaktan terlemişti.
Yerini alamadan gidecek olan lanetli omegayı yine de merak ediyordu. Gülümsüyordu. Ama bu gülümsemenin altında yatanlar fazla öngörülesiydi, baş omega ona geçit vermeyecekti. Kendini tanıyordu. Gelecek olan omega ya da vitadan önce kimlerle mücadele etmişti, tek bir kişi ona hiçbir şey diyemezdi.
Arabalar en sonunda koca sarayın kumlarında durduğunda ilk önce lider indi. Her zamanki saygı dolu eğilmeleri aldıktan sonra diğer arabadan tarih yazan siyah kürklü, yanağında derin bir kılıç izi olan kurt indi.
Herkes ona ayın ışıltısı gibi bakarken Yıldırım herkes için minik bir selam verdi. Ardından diğer arabadan bir büyücü ve yanında alfa çıktığında sarayın camlarında toplaşan kurtlar onlar hakkında konuşmaya başlamıştı bile.
Sadece tek bir kişi görünmüyordu. Yıldırım'ın arabasında bekliyor, mavi gözlerini keskince önüne dikmiş son düşüncelerini tekrar ediyordu. Elleri gerginlikten dolayı kızarmış, beyaz tenine tezatla renklenmişti fakat bunun önemi yoktu.
En sonunda kendini hazır hissettiğinde herkesin aklına kazınan bakışına döndü. Yeni bir savaşa hazırdı. Her zaman yeni bir çekişmeye hazırdı.
Yavaşça dışarı çıktı. Hayatında yeni bir dönem başlıyordu. Fakat çoktan acıyı tatmış, acıyı kendi elleriyle hazırlamış, kendine dokunanı yakmak için ateşe dönüşmüştü.
Yıldırım'ın yanına oldukça emin ve çelik gibi bakışlarla ilerledi. Şimdi, bütün gözler ondaydı. Bunu zaten biliyordu. Karşısında baş omega vardı ve gülümsüyordu. Koskoca Kahran sarayına girebilen tek Folio'lu olması kendisini bile bazen şaşırtıyordu.
Omeganın gülüşüne kendi gerçek gülüşüyle karşılık verdi ve bozmadı. Samimi değildi fakat gerçekti.
Yıldırım ile beraber içeriye adımlarken lider ve eşinin karşısında durdular. Bulut sadece gelecektki yerine baktığını düşündü. Saygı göstermek içinden gelmiyordu.
"Saraya hoş geldiniz lider adayımız."
Yıldırım, kendisine gülümseyen kadının önünde eğildi ve onun gülümsemesine karşılık verdi. Daha sonra içeri geçmek üzere olduğu anlaşıldığında Bulut hafifçe boğazını temizledi ve doğruldu.
"Hoş bulduk baş omega'm."
Omegam sözüne hafifçe baskı yaparken gülümsemesini genişletti. Uzun süredir bu kadar fazla gülümsemeye çalıştığını hatırlamıyordu. Bütün gücünü harcıyor gibiydi. Eninde sonunda bırakacağını da biliyordu. Sonuna kadar bu şekilde gülümseyemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Lanet (2)
ChickLit(Omegaverse) Bir bölgenin akıbeti, kurdunun gücü ve kılıcının keskinliğinden geçer. -KAHRAN- Herkes kendi doğrularına sahip çıkarken lanete mi yoksa kurtuluşa mı yaklaştıklarını kimse bilemeyecek. -İliaca'nın devamıdır. Buradan da başlayabilirsiniz...