Güneşin yaydığı sıcaklık Bulut ve Yıldırım'ı terden eritiyordu. Ama asıl sebep başkaydı. Yıldırım, Bulut'un teninde dudaklarıyla gezip yorgunluğunu azaltıyordu, asıl sebep buydu.
Kırmızının en koyu tonuyla eşinin beyaz boynunu, mührü inceledi. Boynundan yayılan feromonu hiç yardımcı olmuyordu. Bulut sayesinde dokunmak ve ileriye gitmekle ilgili çekincelerini bıraktığı için hiç düşünmeden Bulut'un bileklerini hızlıca tuttu ve sertçe yatağa bastırdı.
Dudakları göğüs ucundan boynuna çıkarken yumuşak hareketleri yok olmuştu. Gözleri istemsizce kapanırken Bulut'un kısık seslerine daha çok kapıldı.
Alt bedenlerini boşluk kalmayacak biçimde birleştirdiğinde Bulut'un daha fazla acı çektiğini biliyordu. Tek eliyle bileklerini tutmaya devam etti ve diğer elini beline götürüp okşamaya başladı.
İşler iyice derinleşip karmaşıklastığında elini belindeki kalın ipe götürdü. Deriyi hızlıca çıkardı. Bulut'un elini hızlıca hiç beklenilmeyen bir anda yatağın kenarına bağladığında gözlerini açmıştı.
Kendisine şaşkınca bakan eşine tek kaşını kaldırarak alayla baktı.
Yataktan yavaşça kalktığında Bulut'un ifadesi değişiyordu. Yıldırım bu haline gülüp üstündeki giysisini doğal hareketlerle çıkardı.
"Bugünkü yaptıklarınızın karşılıksız kalacağını sanmıyordunuz değil mi?"
Yavaşça kapıya gittiğinde Bulut'un endişe dolu sesi kendisine ulaştı. Gülümsedi. Lakin tatlı bir gülümseyiş değildi.
Kapıyı dolaptan aldığı anahtarla kilitledi ve geri döndü.
Sakin ve kırmızı bakan gözlerini çoktan kızgınlığa girmiş olan eşinde gezdirdi. Cezası kısa sürmeyecekti.
"Delta Yıldırım'a karşı gelmek ve kızdırmak büyük bir cesaret ister, bunu bütün kurtlar dünyası öğrendi ve öğrenmeye devam ediyor."
Kendisine huysuz ve dersini almış gibi durmayan bakışlarıyla bakan omegasına daha kötüsü için saçlarını geriye yatırdı ve yavaşça altındaki kalın parçadan da kurtulmaya başladı.
Zaman ilerledikçe kızgınlığa girdiğini belli eden kokusu Yıldırım'ı zorlamaya başlamıştı. Ama o kadar kolay teslim olmayacaktı.
"Bu ceza seni de zorlayacak delta."
"Ama benden kısa bir vitaya sözümü geçiremiyorum. Bunu duysalar iyi dalga konusu olurdum."
Bulut son sözlerine tatlı bir kahkaha attı. Elini hafifçe geri çekmeye çalıştı ama başarısız olmuştu. Hâlâ kollarını saran beyaz saten giysinin sırtını yumuşakça geçişini hissediyordu. Lakin istediği bu değildi. Sırtında Yıldırımın ellerini istiyordu.
"Sen kurtlar dünyasını titretiyor olabilirsin."
Ve bu ceza Bulut'un hoşuna gitmişti. Yıldırım'ın sert hallerinin yatakta da devam etmesi onu daha yükseltiyordu.
"Ama benim gözümde uslu kurtçuksun."
Yıldırım duyduklarıyla kahkahasını tutamadı. Söyleyiş şekli tatlı gelmişti. Sert tarafına Bulut'un denk gelip gelmediğini hatırlamıyordu fakat alfa yuvasında ya da Kahran Okulunda görseydi kesinlikle bu kadar cesur olmayacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Lanet (2)
Literatura Feminina(Omegaverse) Bir bölgenin akıbeti, kurdunun gücü ve kılıcının keskinliğinden geçer. -KAHRAN- Herkes kendi doğrularına sahip çıkarken lanete mi yoksa kurtuluşa mı yaklaştıklarını kimse bilemeyecek. -İliaca'nın devamıdır. Buradan da başlayabilirsiniz...