48. Sonunda Sadece İkimiz Olacağız

631 81 9
                                    

"Aklımda çok soru var, üstüne yenileri ekleniyor fakat onları dinlemiyorum."

Asena derin bir nefes alıp yıkanmış ve düzgünce katlanmış pelerinini takarken gülümsedi ve Yıldırım'a baktı. Tam iki ay geçmişti. Oralarda neler olup bittiğini görmek için yeni bir yolculuğa hazırlanıyordu. Bu kez neler görebileceğini bildiği için ilk günkü kadar heyecanlı değildi. Yine de kendini belli eden bir kıpırtı vardı.

"Çünkü ben de maceraya açım. Ve akıllanmam."

"Ben de lanetliyim, sana doğru yolu göstermemi beklemiyorsun herhalde?"

Asena soğukça güldü ve pelerininin kafasını kapattı. Hayatta çoğu şey net değildi. Kimse siyah ya da beyaz görmüyordu ya da seçmiyordu. Ne kendisi tamamen masum, ne de Yıldırım tamamen kötü ya da iyi değildi. Ne de oradaki kurtlar iyi değildi. Herkes kendisine yapılan kötülüğün bedelini ödetmek için yolunu çizerdi ve Yıldırım ile Bulut öcünü almayı seçmişti. Özellikle Bulut Asena'ya göre tehlikeli, sessiz bir yılanı andırıyordu. Avına sessizce yaklaşmak için sabırlı ama zehrini akıtmak için de bir o kadar sabırsızdı. Ve onun oldukça zorlu ve tehlikeli zehirler bilmesi ve bunu yapması da onun korkutuculuğunu artırıyordu.

"Şu an doğru olarak gördüğüm şey sizi diğerlerinin arasına kazandırmak. Sonuçta ikiniz de bunları hak etmediğinizi söylediniz ve ben de inandım."

Asena'nın ciddi ses tonu Yıldırım'ın da ciddileşmesini sağlarken onu onayladı. Ve yanlarında durup yardım ettiği için minnettar olduğunu söyledi. Yapmak zorunda değildi fakat yapıyordu. Asena olmasa işlerin daha da zorlaşacağını ve imkansızlaşacağını biliyordu. Ona, ancak saygı duymak ve her zaman canını korumakla yetinebilirdi.

"Yolluğun hazır. Artı olarak içine karışımlar koydum. Herhangi bir yaraya karşı sürebileceğin güçlü karışımlar. Götüreceğin küçük ve keskin karışımlarsa ayrı bir yerde. Onlara dokunma. Özellikle de koyu kırmızısına."

"Onları koymak için doğru zaman olup olmadığını anlamak zorundasın Asena. Yoksa Siyah'ı konuşturup o başta olmak üzere bizi öldürmeleri iki günlerini almaz."

Asena büyük bir gerginlikle kafasını salladı ve belindeki orta büyüklükteki çantayı sıktı. İçinde zehirden şifaya kadar her türden karışımlar vardı.

"Bir sorun olursa kullanırım."

Bulut kafasını hızla salladı ve devam etti.

" Diğer taraftaki zehri de kullanabilirsin. Seni öldürmek isteyene fırsat vermeden kırmızı zehri üstüne saç. Ölmemen için öldür."

Asena kendisine oldukça vahşi öğütler veren Bulut'a kafasını salladı. Biraz korkutsa da onu haklı buluyordu. Canına kast edecek birini öldürmek zorundaydı. Fakat böyle bir sorun çıkacağını sanmıyordu. Tek sorun bölgelerin haberdar olmasıydı. Öyle olursa da bütün tanıdıkları ölecekti. Kırmızı zehrin bir anlamı yoktu.

En son, vedalaşma vakti geldiğinde Yıldırım ve Asena birbirlerine güven verircesine gülümsedi. Yıldırım Asena'ya güveniyordu ve bir sorun olursa kesinlikle oraya gelirdi. Asena da bunu biliyordu. Arkasını kollamaya geleceğini biliyordu. Ellerini birbirlerine uzatıp sıkarlarken Yıldırım Asena'yı kendine çekti ve sıkıca sarıldılar.

"Halledemeyeceğin bir durum olduğunda Siyah'a ulaş. Ben bir yolunu bulup geleceğim."

Bulut içinde büyüyen sıkıntının kendisini esir almasına izin vermedi ve gülümsedi. Lakin gözleri doluydu. Sanki çocuğunu uzaklara gönderiyor gibi hissediyordu. Endişeliydi. Daha ne olduğunu yeni öğrenen yavru kurt ona göre çok şeyler yapıyordu.

Kaçınılmaz Lanet (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin