56. Derin ve Sıcak Bakışlar

531 72 7
                                    

Neredeyse bir buçuk gün boyunca hiç durmadan yol almak fikri ilk başlarda uzak bir zorluk gibi hissettirse de Asena bunu yapamamıştı. Nasıl yapabilirdi ki, o ilahi bir varlık falan değildi. Lakin en az durup dinlendiği ve en çok koştuğu yolculuğu bu olmuştu. Çünkü son yolculuğuydu biliyordu.

Sona yakışır biçimde ölmüştü. Gözleri uzun zamandır görmediği kulübeyi gördüğünde ağlayacak gibi oldu. Son gücünü de kalan yola koşarak harcarken insan bedeninde koşmanın daha da acı verdiğini hissediyordu. İki ayağının üstünde durmak kesinlikle daha zordu.

Bütün gücünü kulübenin önünde tüketirken Bulut'un her zamanki gibi bitkilerle uğraştığını gördü. Arkası dönük olduğu ve önündeki yeşil bitkiyi ezip suyunu çıkarmakla uğraştığı için onu fark etmemişti.

Son hamlesiyle Bulut'un tam arkasında çöktü ve hiç beklemeden sırtına yığıldı.

Ani hareketiyle onu çok fazla korkutmuştu fakat bunu önemsemedi. Sadece nefes alıp vermeye devam etti.

"Ölüyorum..."+

"Asena!"

Arkasına dönmeye çalışan Bulut yüzünden hafifçe kayıp yere yığıldığında çimenlerin arasında saklandı ve gözlerini kapattı. Deli gibi uyumak istiyordu. Üç gündür uykusuzdu. Onun öncesinde de fazla düzenli bir uykusu yoktu.

"Vuruldun mu neden bu kadar terlisin?"

Kendisini hızlıca kontrol etmeye çalışan Bulut'un ellerini tuttu ve gözlerini açtı.

"Önümüzdeki üç beş gün boyunca sadece uyumak istiyorum. Arada su içmeye ve yemeğe kalkarım. Biraz da içimi boşaltmaya."

Bulut, onun yorgunluktan böyle olduğunu anlayınca derin nefesini verdi ve elini kalbine götürdü. Üç saniye geçmeden kaşları çatık biçimde Asena'nın omzuna vurdu. Asena'ya kötü bir şey olduğunu düşünmüştü.

"Deli misin sen? Bir anda böyle çıkılır mı?"

Asena çimenin diğer tarafına dönüp iyice mayıştığını hissediyordu. Ama Bulut'un sorusunu cevapsız bırakmadı.

"Üç günlük yolu bir buçuk günde geldim. Güle oynaya gelmemi beklemiyordun herhalde."

"Neden bu kadar hızlı geldin?"-

Aklına olanlar gelirken yutkundu. Yeşil güzlü omeganın ismini bağırışı hala onu ürkütüyordu. Artık gerçekten onu öldürecekti. Bir daha bağışlamayacağını biliyordu.

"Bütün ipler koptu çünkü. Şimdiden söyleyeyim, bir daha gidersem geri dönemeyeceğim."

"Neler oluyor Bulut? Sesini ta ormandan duydum."

Yıldırım'ın sesini duyan Asena bu kez gözlerini açtı ve yukarıdaki ağaçların arasından gelen deltayı gördü. Anlatacakları için deli gibi heyecanlıydı fakat uyumak istiyordu.

"Asena dönmüşsün."

Kendisine sevinçle yaklaşan Yıldırım'a kısık gözlerle bakıp anında tekrar kapattı. İnsanların onun hakkında söylediklerini düşündü. O çok yetenekli ve güçlü bir lider adayıydı değil mi? Onu hiç anlattıkları gibi sert, korkutucu biçimde güçlü görmemişti. Nasıl bir his verdiğini bilmiyordu. Onun için Yıldırım, kendini beğenen ve sinir bozmayı seven, kılıçlarla ve kurt formunda dövüş oyunu oynayan bir insandı.

Kaçınılmaz Lanet (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin