1.11

51 8 10
                                    

5:55 PM

"Nasıl yani?" dedim, "Diğerleri bilerek ve isteyerek mi gitti?"

Etraftakilerin meraklı bakışları üzerimizdeydi çünkü aramızda Türkçe konuşuyorduk. O kadar öfkelenmiştim ki, Türkçe konuştuğumu sonradan fark etmiştim. Bir yalan düşünecektik artık..

Eylül, her "Kanka sakin ol bi.." dediğinde daha da çok sinirleniyordum. "Seçim yapmaya zorlandık. Ya onlarla gider yaşardık ya da tam da o anda bizi aşağıya atarlardı. İnan bana peşimizde binlerce zombi vardı. Zombileri şaşırtmak için bir kamyonetin kornasına basıp gördüğün yere yönlendirdiler. Baktım, zombiler orası hariç her yere gidiyor, kendimi attım aşağıya, saklandım. Tabi son sürat giden bir araçtan atlayınca kolumu kırdım o ayrı konu."

"Yine de bu isteyerek gitmiş oldukları gerçeğini değiştirmiyor." dedim kollarımı göğsümde kavuştururken.

"Saye-" dediğinde durup etrafa baktı, "Merak etme," dedim, "Şuan bir konuşma ortasında olduğumuz için ve birbirimize hitap etmediğimiz için anlamazlar muhtemelen."

"Saye, Cemre ve Ada'nın bırak kendini arabadan aşağı atacak cesareti, zaten ölü olan bir ölüyü öldürmeye bile cesareti yok. Onları bunun için suçlayamam. Ama Pırıl..." dediğinde ters bir durum olduğunu sezmemem için salak olmam gerekiyordu.

"Pırıl, ne? Ne olmuş? Ne yaptı?"

"Ya bizim saf aralarından birine tutuldu. Adı Mike. Nike çakması gibi." diyerek güldü.

"Evet, çünkü şu cehennemin ortasında aşık olunacak zamandı(!)" dedim sinirle.

"Atlayacağımı hiç biri düşünmezdi. Pırıl bilseydi eminim o da atlardı..." deyince kimi kandırıyorsun sen der gibi baktım, ardından "Şey, kendimizi kandırmayalım. Asla atlamazdı." dedi.

Derin bir nefes alıp verdim. Etrafıma baktığımda herkesin durmuş bizi izlediğini fark ettim. Ayı mı oynuyor lan işinize bakın, dememek için kendimi zor tuttum. En nihayetinde, sessizliği bozan Asyalı oldu;

"Aylardır çıkmasını beklediğim ama alt yazısı olmayan film gibiydiniz."

DÜNYALAR SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin