10:30 PM
"Gerek yok, Norman. Teşekkürler." dedim bir kez daha.
"Son kez söylüyorum, geçin çadıra ve dinlenin. Kendini düşünmüyorsan arkadaşını düşün." dedi sert bir tavırla.
"Lan niye bu adamın her dediğini yapmak zorunda hissediyorum ben?" dedi Eylül kulağıma doğru eğilerek. -Türkçe konuşmuştu.-
"Lea," dedim, "Sen geç çadıra dinlen, ben nöbet tutacağım."
"Nöbeti sana devrettiğimi söylemedim." dedi Norman. "Benim sıram."
Tam ağzımı açıyordum ki konuşmamız bir sesle yarım kaldı. Asyalı'nın sesiydi ve uzaktan geliyordu. Bağırıyordu.
"CANINI SEVEN KAÇSIN!"