Tüm gece bu aptal kitabı okumama rağmen hiçbir şey bulamamışım. Boşuna vakit kaybetmiştim. Bir çiçeği anlatan kitaptan simülasyonla ilgili ne öğrenebilirdim ki?!
Günün ilk ışıkları odama girerken, yatağa uzanıp gözlerimi kapadım. Biraz uyusam hiç fena olmazdı ama... Dean'in neden bir şeyler biliyor gibi bir tavrı vardı dün gece?
Dwayne ne demişti; uzak durman gereken üç insan, Philip, Katie ve Dean.
Bu üçlü hala bir şeylerin peşindeydi, hissedebiliyorum. Katie'nin amacı ne bilmiyorum ama Philip benim tarafımda gibi hissediyordum. Dean ise beni korkutuyordu.. Ondan ödüm kopuyordu!
Kapının açılma sesini duyunca, kitabı yastığımın altına sakladım. Gelen Dean'di, zaten ondan başkası odaya bu şekilde girmiyordu.
"Günaydın!" dedi oldukça neşeli bir tavırla ama, size yemin ediyorum yüzünde öyle bir ifade vardı ki.. her an beni öldürebilirmiş gibi.
Yutkundum ve "Sana da." dedim, "Bir dahakine kapıyı çalsan iyi olur."
"Sen de bana şu kitabı versen iyi olur." dedi.
"Ne kitabı?" dedim doğrulurken.
"Yastığının altına sakladığın ve sabahlamana sebep olan kitabı." dedi soğuk bir tavırla. Gülümsemesi silinmişti. Ben ne dedim ama, biraz daha zorlasam beni öldürebilirdi bile!
Kitabı ona doğru uzattım.
"İtiraz etmeyecek misin?" dedi Dean.
"Hayır." dedim, "Zaten okudum ve bitirdim."
Dean kitabı alıp, "Bak," dedi, "Arkadaşlarını öldürmek istememiştim ama şanslarını zorladılar."
Boş boş yüzüne bakarak, sadece omuz silktim.
"Kızgın değil misin?" diye sorduğunda kafamı salladım, "Değilim." dedim.
Bir süre sessizlik oluştu ama tam tahmin ettiğim gibi sessizlik Dean'i rahatsız ediyordu. Konuşmayı, gürültüyü seviyordu. Ben sessiz kaldıkça o konuşuyordu.
"Ayrıca Max doğru bir noktaya değinmişti." dediğinde şaşırsam da, ifadesiz kalmaya özen gösterdim. "O senin karın değil, derken.. yani sen.. benim ilk eşime çok benziyorsun." dedi.
Bunu tahmin etmem gerekirdi.
"Onu bu olaylar ilk başladığında kaybettim." dedi.
"Yazık olmuş." dedim.
"Onu özlüyorum." dedi kısık bir ses tonuyla. Acı çektiğini görebiliyordum ama.. ben o ölsün istiyordum.
"Ben de Türkiye'yi özlüyorum. Ailemi özlüyorum ama elden ne gelir?" dedim mırıldanarak.
"Lucy." dedi, "Senin ailen olmama izin ver."
"Ne?" dedim anlamayarak.
"Sana söyledim, bir anlaşma yaparsam genelde şartlar benim lehime olur. Benimle evlen ve ben de tüm o aptal arkadaşlarının canını bağışlayayım." dediğinde şok olmuştum. Şaşkınlıktan tek kelime edemiyordum.
"Saçmalıyorsun Dean, ne evliliği? Kaç yaşındayım ben senin haberin var mı? Sen kaç yaş büyüksün benden?!" dedim inanamayarak.
"Demek ki arkadaşlarının canını kurtarmak için her şeyi yapmazmışsın." dedi alayla, "Senin de bir sınırın varmış."
Benim şaşkınlığım karşısında kahkaha atmaya başladığında, bunu, benim bir tepki vermem için söylediğini anlamıştım. Kalbim inanılmaz hızlı atıyordu. Heyecandan olsun isterdim ama.. korkudandı!