Sabaha karşı gözlerimi açtığımda eve sessizlik hakimdi. Huzur verici olduğu kadar ürkütücüydü de.. Yavaşça yattığım yerden kalktım. Kapıya yöneldiğim sırada evin halâ karanlık olan tarafından "Nereye?" diye bir ses duydum. Sanırım direkt olarak bana yöneltilmişti bu soru..
"Güneşin doğuşunu izleyeceğim." dedim alayla ve ardından dışarı çıktım. Peşimden geldi..
"Konuşalım mı?" dedi sigarasını yakarken.
"Konuşalım Norman," dedim ciddiyetle, "Sorduğum soruya doğru cevap verirsen, karşılığında sorduğun soruya doğru bir cevap vereceğim."
"Hayır, vermeyeceksin." dedi, "Köyde büyüdüm ben. Tilkilerden iyi anlarım. Ve..." dediğinde tek kaşımı kaldırıp baktım, ardından "Kafasında tilkiler olan insanlardan da.." dedi.
"Ne konuşmak istiyorsun?" dedim kapının yanında bulunan kanepeye çökerken.
"Amerikalı değilsin, değil mi? Arkadaşın da öyle.."
"Hayır," dedim, "değiliz."
"Nereden geliyorsunuz?" dediğinde güldüm ve "Alice Harikalar Diyarı'ndan." dedim. Sigarasından bir nefes alıp, yüzüme baktı ve dumanını son anda yüzüme üflemekten vazgeçmiş gibi, kafasını diğer yöne çevirerek başka yöne üfledi.
"Sor." dedi, "Sıra senin."
"Neden bana yardım ediyorsun? Ya da ilgili davranıyorsun?" dedim. Sadece şu sorunun cevabını almam yeterliydi.
"Pas." dedi ve sigarasını söndürdü, "Başka soru?"
"Ben tüm samimiyetimle cevap verdim!" dedim, dişlerimi sıkarak. Cevap vermedi.
"Aşağılık herif." dedim, "Köyde büyümedim ama ben de çok korkak tavuk gördüm!"Tekrar içeri gitmek için kanepeden kalktığım anda gelip kanepeye oturdu. Bana bakıp, gözleriyle yanına oturmamı işaret etti. Onun az önce durduğu yere, tam karşısına geçip, kollarımı göğsümde kavuşturdum.
"Sen," dedi, "birine benziyorsun."
"Kime? Sevgiline mi, Ölen eşine mi? Yoksa, annenin gençliğine mi?" dedim gülerek. Buna inanmamı bekleyemezdi herhalde.
"Hayır," dedi, "..öldürmek zorunda kaldığım kızkardeşime."
Aniden içime bir ürperti gelmişti. Tüylerim diken diken olmuştu. Yutkundum ve bozuntuya vermemeye çalışarak, "Neden öldürdün?" dedim.
"Dönüşmüştü çünkü." dedi. "Olaylar ilk başladığı gece, dönüşenlerden kaçarken, ısırıldı. Kalacak bir yer bulup biraz dinlenmeye başladığımızda, o, yani Beth dönüştü ve bana saldırdı.. Kendi ellerimle, onu öldürmek zorunda kaldım. Annemden ve babamdan bana kalan tek emaneti bu lanet yaratıklar elimden aldı."
Gözlerinin dolduğunu görmemem için kafasını başka bir yöne çevirmişti. Şu erkekler!
"Rahat rahat ağlayabilirsin. Üzülmek ve ağlamak sadece kızlara özgü bir davranış değil. Bunu ne zaman anlayacaksınız?" dedim konuyu dağıtmak için.
"Ve bir Feminist." dedi bu kez gülerek.
"Tam anlamıyla değilim ama, nasıl istersen öyle olsun." dedim ben de gülerek ve omuz silktim.
Ayağa kalkarken, "Beth'e çok benzediğin için sana yardım ettim." dedi, "Aklından başka bir şey geçmemiştir umarım."
Sesindeki imayı anladığımda "Üzgünüm Norman, tipim değilsin." dedim gülerek. "Ama, yine de beni kız kardeşin gibi görüp yardım etmen çok hoş."