Çektirilen acı havada asılı kalmaz.
Bir gün mutlaka çektirenin başına düşer.
Hz. MevlanaKanımdaki adranelin her an daha da artıyodu. Koşar adımlarla sahneye çıktım. Ve halka dönerek,
-durun! Diye bağırdım.
Benim ani çıkışım herkesi şaşırmıştı. Ançak bende en az onlar kadar şaşkındım. Halk ve askerler anlamak istercesine bana bakarken ben belki bişey yapar diye oğuzalpe döndüm. Ama o da ne yaptığımı anlamaya çalışır gibiydi. Kafamı iki yana sallıyarak ondan yardım etmesini istedim. Sesimi ben bile zor duymuştum. Fısıltı halinde çıkmıştı. Ama oğuzalp önce babasına bakmış sonra dudaklarını oynatarak özür dilemiş ve başını aşağı eğmişti. Değşetle ve şaşkınlıkla irileşen gözlerimi oğuzalpten çekemiyodum. Bunu nasıl yapardı. Ne değişmişti de , alpten intikam almaktan vazgeçmişti.
Tabi çiçekse konu o zaman başkaydı. Belkide sevdiği kadının abisine zarar veremiyodu.
Büyük bir hayal kırıklığıyla baktıp oğuzalpe. Benim tanıdığım aşık olduğum adam o olamazdı. Derin bir nefes alarak tekrar önüme döndüm.
-aşçı masum. Ve asıl şuçlu...
Elimle alpi işaret ederek
-... o! Dedim.
Etrafta uğultular ve fısıldaşmalar başlamıştı. İnsanlar kendi aralsrında konuşuyo kimisi bağırıyodu.
-bu ne saçmalık. Diğe bağıran alple bakışlarımı ona çevirme gereği duymadan direk cengizalp ve Oğuzalpe döndüm. Düşünceli gözlerle bana bakan cengizalp bey,
-kanıtın varmı? Diye sordu.
Derin bir nefes alarak yutkundum. Bakışlarımı tekrar halka cevirdiğimde bu sefer odak noktam sokağın karşısındaki bitkisel ilaç dükkanıydı. Kapısı kapalı dükkana bakarken,
-kanıtı yok ve beni suçluyo. O yalancı. Dedi alp.
Tekrar yalvarırcasına oğuzalpe döndüğümde istediğim yardımı ondan değil kalabalığın arasından gelen tanıdık sesten almıştım.
-ben şahidim. Çünkü alp bu elimde gördüğünüz zehiri bizzat benden satın aldı. Ve alırkende bu kağıda parmak bastı. Dedi bir anda ortaya çıkan ali.
Elinde ise bizzat alpin parmak izi olan bir parşomen tutuyodu. Zaferle gülümserken bakışlarımı tekrar alpe ceviridim. Bembeyaz yüzüyle bir aliye birde sahneye bakıyodu. Bir anda koşarak sahneye fırlayan alpin niyetini anladığımdan yanımda duran askerin belinden kılıçını alarak alpin koştuğu yöne döndüm. Alp aşçının sandalyesine tekme atmış ben ise son anda kaldırdığım kılıçla aşcının boynundaki ipi kesmiştim. Eline aldığı hançerle oğuzalpe yönelen alpe tekme atarak yere düşmesini sağladıktan sonra yanına ilerledim.
-galiba başa döndük ha ne dersin alpcim. İlk baştada benden aldığın tekmeyle böyle yerdeydin. Öyle değilmi?
Sinirle ve acıyla yerde kıvranan alp çatık kaşlarla bana bakarken,
-eee ne demişler keser döner sap döner gün gelir hesap döner.
Yada belki yakında diğecekler. Dedim zaferle gülümserken.
Bu arada sevinçle sahneye çıkan aşçının eşi kocasının yanına koşmuş sıkıca sarılıyodu eşine. Bakışlarımız kesiştiğinde minnetle gülümsedi. Ben onların yanına ilerlerken bir grup asker alpi yerden kaldırıyodu. Aşçının yanına giderek eteğimin altına sakladığım tarif defterini uzattım.
-sanırım bu size ait.
Elimden aldığı defteri göğsüne bastıran aşçı,
-teşekkür ederim. Dedi minnetle gülümseyerek. Bense ilk görevimi başarmanın verdiği hazla gülümsedim.
Bir anda omzumda hissettiğim sızıyla yüzümü büzdüm ve arkama döndüm. Alp askerlern elinden sıyrılmış ve yerden aldığı hancerle bana saldırmıştı. Ama son anda bunu farkeden oğuzalp alpe attıpı sert tekmeyle beni kurtarmıştı. Yere düşen alp hızla ayağa kalkmış ve bir kez daha hamle yapmıştı. Bu seferki hamlesi oğuzalpin eline kılıçını almasıyla son bulmuştu. Askerlerin tuttuğu alp sürüklenerek götürülürken oğuzalple göz göze gelmiştim. Sadece dudaklarımı oynatarak" teşekkür ederim" dedim. Oda aynı şekilde "rica ederim" dedi.
Bu arada koşarak yanıma gelen aybüke yarama bakıyodu.
Sürekli,
-iyimisin? diyen aybükeye gğlümseyerek,
-iyiyim sakin ol. dedim.
Bana gülümseyen aybüke sıkıca sarılmıştı boynuma. Evet aybükeyle kötü başlamıştık. Ama güzel ilerlemiştik. Her ne kadar arada ki özellikle çiçek söz konusuyken beni unuttuğunu düşünsemde iyi kızdı aybüke. Bana sürekli kavga ettiğim kardeşimi hatırlatıyodu.
Bu arada tüm bunlar olurken kalabalığın içinden bana nefretle bakan bir çift gözle kesişmişti gözlerim. Çicekle. Eee haklıydı galiba bende abim için böyle hissederdim herhalde. Ama suçlu cezasını çekmeliydi. Ne yazık ki çiceğin bana olan nefret bakışlarını benden başka gören yoktu.
Ançak benim çiçekle arkadaş olmam gerekiyodu. Hiç olmazsa görevim için. Tabi bunu nasıl yapacağım hala meçuldü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pina
AdventureAşk hiç beklemediğin bir yerden gelecek Zaman seni aşka götürecek. Biz insanlar benciliz. Yanlız kendi dertlerimizi kendi hayatlarımızı düşünürüz. O kadar odaklanmışız ki kendi hikayelerimize bir başkasının hikayesinde kapladığımız noktayı ne yazık...