YAZARDAN
Genç kız, gözlerini zorla araladığında kendini bembeyaz bir odada buldu. Başında bir makine ötüp duruyodu. Kolunda bir serum vardı.
Uzandığı yatakta dikleşerek neler olduğunu hatırlamaya çalıştı." pina bir annesine bir sevdiği adama bakarken, yaşadığı açıya daha fazla dayanamamış ve babasının kollarına yığılmıştı. Bilinci kapanmadan önce son hatırladı şey ise dedesine yalvarışıydı." lütfen! "demişti." lütfen beratı ve annemi kurtar. Lütfen herşey düzelsin" sonrası ise karanlıktı. "
Genç kız hatırladığı anılarların beynine hücum etmesiyle acıyla inledi. Çünkü başınada kötü bir ağrı saplanmıştı. Başı bencereye doğru döndüğünde güneşin henüz doğduğunu farketti. Kolundaki setumu sertçe çıkartıp ayağa kalktı.
Bir anda başı dönsede gözlerini kırpıştırarak kendine geldi ve odanın kapısını açarak dışarı çıktı. Koridorda kimse yokdu.
Çıplak Ayakları betonda yankılanırken nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Beratı götürdükleri hastanenin burası olmadığından emindi. Peki nerdeydi?
Hafif bir titremeyle birini görebilme umuduyla ilerledi. Koridoru henüz dönmüştükü karşıdan kendisene doğru elinde bir bardak kahve ile gelen kuzeni yaprağı gördü.
Yaprak ise bir hafta sonra ayakta gördüğü kuzenine şaşkınca bakarken elinden kayıp yerle buluşan kahveyi görmemişti bile. Yaşaran gözleriyle kuzenine ilerledi. Tam önünde durduğunda sımsıkı sarıldı kuzenine.
Yaprağın bu hareketi pinayı şaşırtmıştı. Çünkü pina kuzenleri ile daha hiç konuşmamıştı bile. Birbirlerini tanımıyolardı bile.
-uyanmışsın. Dedi yaprak heycanla.
Evet henüz tanımıyolardı birbirlerini ama onlar aileydi. Ve bir aile her ne koşulda olursa olsun asla ayrılamazdı.
-yaprak nerdeyzi biz? Dedi pina.
-Türkiyedeyiz. İstanbulda bir hastqnede. Dedi yaprak buruk bir gülümsemeyle.
Kendi topraklarında olduğunu bilmek biraz olsun içini rahatlatmıştı pinanın.
Sonra aklına gelen düşünceyi dile döktü. Ama bu onu fazla zorlamıştı. Gözleri tekrar yaşarmıştı.
-o, iyimi? Berat yaşıyomu? Dedi kendini zorlayarak.
Karşısında açı çeken kuzenine baktı yaprak. Belliydi pina aşıktı berata. Yaprak iyi tanıyodu beratı. Birlikte büyümüşlerdi zaten. Ve kuzeninin beratla olmasını en çok o istedi bir an.
Başını sallarken burukça gülümsedi.
-yaşıyor.
Ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesini bıraktı pina. Gözlerinden oluk oluk akan yaşlar bu sefer hüzünden değil vücudunun rahatlamasındandı. Çünkü üzerinden tonlarca yük kalkmıştı.
-neler oldu? Diye sordu.
Kuzeninin koluna giren yaprak,
-önce odaya gidelim orda konuşuruz. Dedi.
Sonunda odaya gidipte yatağa oturduklarında yaprak anlatmaya başladı.
-sen amcamın kolları arasında bayıldın pina. Herkes çok korkmuştu. Doktorlar dakikalarca berata kalp mesajı yaptı. Ama berat dayandı. Ve kalbi tekrar atmaya başladı. Sonra dedem beratı türkiyede bu hastaneye nakletti. Biz geri döndük. Yani annem, halam, rüzgar ve biz. Dedem, baban, babam, eniştem ve annen rusyada kaldılar. Öz annene orda yardım etmek için. Pina sen 1 haftadır uyuyosun. Dedemlerde 1 haftadır rusyada. Orada ki işleri halletmeye çalışıyolar işte.
-peki berat? Dedi pina soru sorar gibi.
-yoğun bakımda. Dedi yaprak.
Kuzenine sarıldı pina Sımsıkı. Sonra başını kuzeninin dizlerine koydu. Pina beratı düşünürken yapraktan kuzenin saçlarını okşuyodu.
Pina uyuya kalırken yaprak ağlamamak için kendini zorluyodu.
Daha çok gençlerdi. Ne pina ne de hiçbiri bunları yaşamamalıydı. Çok ağırdı yaşananlar. "ah be pina, bunca şeyi neden tek başınıza kaldırdınız. Neden yardım almadınız bizden" diye düşündü. Bir hafta önce dedesinin korkuyla eve gelip beratın takip ciyazının aktif hale getirildiğini söylemesi aklından çıkmıyodu bir türlü. Çünkü hepsi biliyodu ki bu tehlike demekti.
Başını yatağın başlığına yasladı yaprak ve oda gözlerini kapattı.
Odanın kapısı açıldığında gözleri aralandı yaprağın pina hala dizlerinde yatıyodu. Akşam olmuştu neredeyse. Saatlerdir uyuyolardı belli ki. Gelen kişi ise rüzgardı.
Kuzenlerinin karşısına geçerek tekli koltuğa oturdu. Bakışları pinadaydı.
-iyi mi? Dedi.
-iyi olucak. Dedi yaprak.İyi olucaktı ya. Artık sırlar yoktu artık gizli kalmışlar yoktu. Artık herkes herşeyi biliyodu.
Pinanında gözleri yavaşca aralandı ve yaprağın dizinden başını kaldırdı. Karşılarında oturan rüzgara gülümsedi burukça.
-o iyi olursa iyi olucam. Dedi.
Acıyla yutkunarak başını salladı rüzgar. Sonra konuşmaya başladı.
-dedem aradı.
-ne olmuş?diye sordu yaprak merakla.
Pina ise sessizce dinliyodu onları.
-leyla karacayı türkiyeye getirttirmek için uğraşıyodu dedem. Bazı tanıdık
Hakim ve avukatlar sayedinde başarmış. İki gün sonra istanbulda bir ceza evine nakledilecek.
-peki gerçekten herşeyi o mu yapmış? Dedi yaprak.
Rüzgarın bakışları pinaya döndü. Ama pina cevap vermedi.
-beratı tanıyorsun yaprak o adamları beratın tuttuğu belli. Yanlız kenanı leyla karaca öldürmüş. Babam leyla karacanın suçunu hafifletmek için avukatlarla görüşeceklerini söyledi. Aksi taktirdi mühebbet alma iğtimali çok yüksekmiş. Dedi rüzgar.
O ana kadar sessiz kalan pina,
-annem hatalar yaptı ama o bir katil değil. Beni koruyodu. O kenanı öldürmeseydi, kenan beni öldürcekti. Dedi.
Ortamda oluşan sessizlik gitdikce uzuyodu da. Ta ki rüzgarın,
-bunu babama anlatsam iyi olur. Annen lehine bu. Diyerek ayağa kalkana kadar.
Yaprakta rüzgarın peşinden dışarı çıkarken pinada yataktan kalkarak pencereye doğru ilerledi. Geçenin ışığı bir kez daha yüzünü aydınlatıyodu. Uzakta belli belirsiz görünen kız kulesine baktı. Aklına bir kez daha beratla yaşadıkları o gün gelmişti. Kız kulesinin hikayesini anlattığı an doldu kulaklarına. Gözlerindende yaşlar usulca akıyodu tabi.
Derin derin nefesler aldı. Ve geçenin karanlığını izlemeye devam etti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pina
AdventureAşk hiç beklemediğin bir yerden gelecek Zaman seni aşka götürecek. Biz insanlar benciliz. Yanlız kendi dertlerimizi kendi hayatlarımızı düşünürüz. O kadar odaklanmışız ki kendi hikayelerimize bir başkasının hikayesinde kapladığımız noktayı ne yazık...