Zamanın Arasında 🌼

63 12 1
                                    

      Hiç durup dururken titrediniz mi? Böyle bir anda gelen ve  sizi soğuk soğuk titreten bir duyguya kapıldınız mı?
     Her insan illaki kapılmıştır. Ama benim şu an yaşadığım titreme, üşüme... bundan çok daha farklı.
Gözlerim açılmak için direnirken inadına bir ışık hüzmesi yüzüme vuruyodu. Omzuma dokunan bir el beni hızla sarsıyo uyanmamı söylüyodu.
  Ne yani kendi zamanıma gelmiştim de annem mi uyandırmaya çalışıyodu?
   Uyanmalıydım öyle değilmi?
   Tüm güçümle göz kapaklarımı açmaya çalıştım. Ve sonunda bunu başardığımda hastanede değil, yine ormandaydım. Ve beni uyanmam için dürtende annem değil yaşlı adamdı.
-pina uyan artık. Dedi adam.
-neden evime dönemedim. Dedim.
-dönüceksin. Ama gitmeden önce vedalaşmalıyız bence.
-dönmek istiyorum artık.
-biliyorum. Pina yaşadıklarını asla unutma. Tarih tekerrür eder sürekli.
Gün gelecek ne demek istediğimi anlıycaksın. Ama gerçekliğe döndüğünde burda olanları rüya olarak hatırlamanı istemiyorum.
-rüya olarak hatırlamıycam!
    Gülümsedi.
-hiç bişeyden yüzde yüz emin olamazsın. Kimse olamaz. Unutma her hedefe giden iki yol vardır. Biri herkesin gördüğü diğeri ise gerçekten istersen senin göreçeğindir.
-görevi tamamladım işte neden bilmece gibi konuşmaya devam ediyosun.
   Yüzündeki gülümseme artmıştı. Bu ifadesi beni sinir ediyodu. Kendimi aptal gibi hissediyordum.
-yakından anlıycaksın. Dedi.
-şimdi söyle!
-başka bir zamanda görüşmek üzere pina.
    Diğen adam yavaş yavaş benden uzaklaşırken  sanki olduğumu yere mıhlanmıştım. Bir adım dahi atamıyodum.
-hey bekle! Diye  bağırsamda adam çoktan gözden kaybolmuştu.
       Soğuk rüzgar bir kez daha tüm bedenimi ele geçirirken soluklarım da  hızlanmıştı. Derin derin nefes alarak kendime gelmeye çalıştım. Gözlerim usulca kapanırken bir kadın çığlığı ulaşmıştı kulaklarıma. Ve kendimi hastane odasında buldum.
    Ama yatakta değil ayaktaydın bedenim ise cansızca uzanıyodu sedyenin üzerinde. Yakamdan tutmuş beni sallıyan annem uyanmam için yalvarıyodu. Annemin çığlıkları herşeyi başlatan anda duyduğum çığlıklarla aynıydı. Babam ise göz yaşları içinde kardeşime sarılmıştı.
   Annemin o hali canımı yaktı. Yanına ilerleyerek,
-ben burdayım. dedim.
    Ama duymadı. Elimi uzatarak omzuna dokunmak istedim ama bir hayalet misali geçti elim içinden. Ağzımdan bir anda kaçan hıçkırık Gözlerimden de yaşların boşalmasına neden oluyodu.
-anne neden duymuyosun beni burdayım! Dedim acı dolu bir sesle.
  İçeri giren doktorlar annemi tutarak benden uzaklaştırmaya çalışırken o,
-benim yüzümden. Diyodu.
-ne senin yüzünden anne? Dedim ama duymadı.
   Babama koştum,
-baba burdayım ben. Söyle onlara örtmesinler üzerimi. Dedim.
    Gözlerimden akan  yaşlar hiç durmuyodu.
    Bir anda elime batan iğneyle elimi refleks olarak salladım. Elimdeki broşun varlığını unutmuştum bile.
-anne! Elini oynattı gördüm. Ölmedi ablam. Diğe bağıran kardeşimin sesiyle  kafamı sedyedeki bedenime çevirdim.
   Cansız yatıyodum yine. Kimse kardeşimin dediğine inanmamıştı. Bense elimdeki broşu ve biraz önce olanları düşünüyordum.
   Doktorlar makinelerin fişini çekerken babam annemin yanına gelmişti.
-hiç birşey senin yüzünden değil. Gendine gel. Dedi. Anneme.
-ama biz sırf bunlar olmasın diye ona acı çektirdik.
    Neyden bahsediyodular?
 
Ahh aklım almıyodu. Doktorlar fişlerimi çekmiş üzerimi örtmek için hazırlanırken öylece izliyodum. Ama görevimi tamamlamıştım. Neden uyanmıyodum?
    Korkuyodum. Hiç olmadığı kadar çok korkuyodum. Üşüyodum. Bir ölü gibi buz tutmuştu vücudum. Ağlıyodum hiç olmadığım kadar yanlız hissediyordum. Ne oluyodu.

  Yerde acılar içinde kıvranan anneme ilerledim. O beni hissetmiyodu ama ben hissediyodum. Başımı dizlerine koydum. Ah ne çok isterdim eskisi gibi saçlarımı okşamasını. Güzel kızım demesini... Ah ne çok isterdim.
    Varsın zamanda seyahat etmeden öncesine dönelim. Yine sevmesinler beni. Ama ne olur bu kadar üzülmesinler. Allahım ne olur üzülmesinler.
     Baba demek istiyorum. Baba dersem duyarmısın ki beni? Anne...
Öz olmayan öz annem sana tekrar anne diyebilirmiyim? Kardeşim, ben bir kardeşin ne demek olduğunu yeni öğrendim. İzin ver sana da abla olıyım. Kardeş ne demek öğretiyim. Ne olur, lütfen!...
   Allahım ne olur bir mucize olsun. Lütfen uyanıyım. Yalvarırım.
   
    Annemin dizlerinden kalktım. Annem babama yaslanmış, kardeşimde biraz önce annemin dizinde yattığım yere yatmıştı. Üçüde öylece yatağın üzerindeki cansız bedenime bakıyodular. Sanki üçününde yaşam enerjisi çekilmişti.
    Yavaşca yatağın üzerinde ki kendi cansız  bedenime yaklaştım. Bir elimde sıkıca tuttuğum broş varken diğer elimle kendi bedenime dokundum. Ne tuhaftı insanın kendine dışardan bakabilmesi. Tabi o zaman artık bir daha o bedenin içine girebilirmiydi? Neydi şimdi bu? Geç mi kalmıştım? Ben zamanın arasında mı sıkışmıştım?
  Ellerim eskiden atan kalbimin üzerine kaydığında burukca gülümsedim. Bana vedalaşıcaksın deseler" okey "derdim ama insanın kendisiyle vedalaşması açımasızcaydı.
  Tam kalbimin üzerinde başlayan sızı yavaşca ve usulca tüm vücuduma dağılırken acıyla yere düştüm. Kalbime çok kötü bir sızı giriyodu. Ve yerde acıdan bayılmadan önce duyduğum son şey ise kardeşimin sesiydi,
-anne baba! Bu sefer gördüm elini kımıldaddı ! 

pinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin