Sessizlik...
Yanlızlığın, korkunun ta kendisi,
Tek çıt çıkmıyodu kosloca çiftlikten. Sanki yer yarılmıştıda herkes içine girmişti. Bakışlarım anneme kaydı. Oda ne olduğunu anlamamıştı belli ki.
-herkes nerede? Diye sordu.
-bilmiyorum. Dedim tüylerim diken diken olurken.
-yanında başkaları yokmuydu.
-vardı.
-nerdeler?
-bilmiyorum.
Bişeyleri bilmemek çok zordu.Ben olanları anlamaya çalışırken kapıdan içeri berat girdi. Derin bir nefes alırken ona doğru bir adım attım. Ama adımlarım onunda içeri doğru ilerlemesiyle donmuştu. Çünkü arkasında kafasına silah doğrultmuş bir adam vardı. Nefes alışlarım hızlanırken,
-hayır! dedim kısık çıkan sesimle. Hayır.
-vay vay vay. Pina hanımları aramızda görmek ne büyük zevk. Dedi berat silah tutan adam. Namı diyer kenan sarı.
-seni pislik herif bırak onu. Dedim güçsüz cıkan sesimle.
-bırak çocuğu kenan. Dedi annem yalvarırcasına.
Ama o pislik herif sadece güldü.
-bıraktırsanıza. Dedi dalga geçer gibi.
-ne istiyosun bziden? Neden bunca şey? Dedim tükenmiş bir sesle.
-sence belli değil mi? Ailenin yok olmasını istiyorum.
-sen ne tür bir pisikopatsın?
-pina, pina, pina. Sana hiç yakışmıyo böyle laflar. Hem senin psikopat dediğün bu adam ailenin içine bir casus soktu dimi. Dedi annem bakarken.
Buz tutan bedenimi yavaşca anneme cevirdim. Yüzümdeki hayal kırıklığı onun gözlerine yansıdı. Pişman bir ifadeyle bakıyodu.
-yaptın mı anne?
-yaptı, yaptı! Diğe araya girdi kenan.
Bir anlık sinirle
-kapa çeneni. diye bağırdım.
Çattığı kaşlarıyla elindeki silahı beratın şakaklarına iyice bastırdı.
-burda kimin patron olduğunu unutuyosun. dedi.
Korkuyla ellerimi kaldırarak,
-dur tamam. Dedim.
-ha şöyle. Dedi.
Tekrar anneme döndüğümde ondan bir cevap bekliyodum.
-yaptım. Dedi.
İçimde parçalanan bir kaç şeyin acısı yüzüme de yansıdı.
-neden? Dedim.
- mecvurdum.
-neden?
-ailem pina onun elindeydi.
-ne?
-biliyorum kızım böyle bir şeyin savunması olmaz ama mecvurdum. Hayatım mükkemmeldi. Çocukluk arkadaşım sudeyle birlikte aynı eve çıkmıştık. Liseye başlamıştık. Herşey harikaydı. Ta ki bir gün memleketteki ailemden haber gelene kadar. Bana bir adres atmış oraya gitmemi söylemişti bir mesajla babam. Saf bir heycanla gittim. Annem, babam ve kız kardeşim başlarına silah dayanmış halde karşımdaydı. Deliye döndüm pina. Polise gitmek istedim ama gidemezdim. Arkalarından kenan çıktı. Amcan ve babanın fotorafını attı önüme. "biriyle evlenecek ve çocuğunu doğuracaksın." dedi. Değşete düştüm. Asla dedim ama silahı daha çok dayadı aileme. Kimseye söyleyemezdim. Kabul ettim. Babanın bizim okula geliceğini zaten biliyodum. Amcan o zamanlar yurt dışındaydı. O yüzden o bir ihtimal bile değildi. Olabildiğince babana yaklaştım. Ama sonra farkettim ki en yakın arkadaşım sude de babana delicesine aşıktı. Önceleri pek takmadım. Ama sonra sudenin baban için beni karşısına alabileceğini farkettiğimde yeni bir plan doldu aklıma. Bir şekilde sudeyi saf dışı bıraktım. Ama onun pes etmiyeceğini biliyodum. İşte o benim kurtuluş biletim olucaktı. Zaman geçtikce babana olan hislerim değişti. Aşık olmaya başladım. Sonra sana hamile olduğumu öğrendim. Evlendik falan der ken işler çığrından çıktı. Sude bir süre uzak kaldıktan sonra tekrar ortaya çıkmıştı. Bu sefer babana yaklaşmayı başarıyordu da. Buna izin verdim. İçim yana yana sudenin babanı elde etmesine izin verdim. Bu süre zarfında küçük küçük babandan öğrendiklerimi kenana aktarıyodum. Ama onun asıl isteği seni doğurup bizzat dedenin evine sızmamdı. Bunu istemedim. Hiç birini istemedim. Zaman geçti sen doğdun. Baban ve sude daha yakınlaştı. Haberim olmadığını sandılar ama vardı. Onları defalarca takip ettim izledim. Ama ailem için onlardan vazgeçtim. Hiç unutmam daha 8 aylıktın. Kuçağımda senle oyun oynuyodum. Kapı çaldı. Kenan gelmişti. Yine tehtit etti bir sürü. Sonra gitti. Bir yanda sen bir yanda ben ağladık saatlerce. O an kalktım ayağa kuçağıma aldım seni. Saatlerce ağlayan sen değilmişsin gibi anında sustun kuçağımda. Gülümsedin sonra. Ve ilk kelimeni söyledin. "anne"... O an tüylerim diken diken oldu ki pina. Anne dedin bana. Ama ben kendimi bir anne gibi hissetmiyodum. Seni kullanıyodum resmen. Baban ve sudenin ne yaptığını zaten bildiğimden yapıcağım şey aklımda şekil almıştı bile. Seni beşiğine bıraktım ve sudenin evinin yedek anahtarını aldım. Sonra karşı eve gittim ve sesizce kapıyı açtım. Odaya yaklaştıkca sesleri yükseliyodu. Bir süre sesizce ağladım. Kulalarımı tıkayarak ağladım. Hiç birşey böyle olmak zorunda değildi çünkü. Kendimden iğrendim. Onlardan iğrendim. Sonra kalktım ayağa. Her ne kadar sude bana ihanet etmiş olsada benden daha iyi bir anne oluçağını biliyodum. Çünkü o ben gibi değildi. O bencil değildi. Ailesi için başkalarının hayatını asla mafetmezdi. Kapıy yavaşca açtım. Anında başları bana döndü. Korkuyla ayrıldılar. İğrenerek baktım onlara. Sonra arkamı döndüm. Tam o sırada deden geliyodu şans eseri. Dedene doğru koşmaya başladım. Kimse ne olduğunu anlamadan bir geçit açtım dedenin yanında ve içine atladım. Ki bir saniye sonra evin arkasına geri döndüm. Onlar şaşkınca kapanan geçide bakarken ben uzaktan onları izledim. Bende bir zamancıyım çünkü pina. Düşündüm ki ihanetten dolayı zaman içinde intar etmiş gibi yaparsam kenan inanır. Ve artık ben yaşamadığımdan ailemi de bırakır. Bunarada siz yeni bir hayata başlarsınız. Ama öyle olmadı. Çünkü daha bir kaç gün geçmiştiki kenan beni buldu. Gözümün önünde tüm ailemi öldürdü pina. Sırf ailemin diğer yarısı olan sizi korudum diye. Ve beni o odaya hapsetti. Sırf siz acı çekin diye. Çünkü babanın acı içinde tüm zamanlarda beni aradığını biliyodu. Odada gördüğün 20 çizgi varya. Senin yaşını temsil ediyo onlar. Her yıl doğum gününü unutmamak için ciziyorum. Ve bunca şeyin olmasına o adam sebep oldu. Dedi nefretle kenana bakarken.
Kenan ise hala sırıtmakla meşkuldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pina
AdventureAşk hiç beklemediğin bir yerden gelecek Zaman seni aşka götürecek. Biz insanlar benciliz. Yanlız kendi dertlerimizi kendi hayatlarımızı düşünürüz. O kadar odaklanmışız ki kendi hikayelerimize bir başkasının hikayesinde kapladığımız noktayı ne yazık...