Birlikte 🌙

30 4 0
                                    

  Bizi yeni bir savaş bekliyordu artık.

  
                                        Pazartesi

    Eğer bu satırları biri okuyosa şu an ona yanlızca şunları söylemek istiyorum.
Korkma!
Çekinme!
Pes etme!
Kimsenin seni yıkmasına izin verme!
Ne istiyosan onu yap!
   Hayat o kadar kısa ki, insan bazen nefes alacak bile zaman bulamıyor. Bunca iş, güç, koşuşturma arasında defalarca kez düşüyor.
   O yüzden bırak insanlar konuşsun,
   Sen takma,
  Kim nederse desin,
  Vazgeçme.
Unutma! bu gün yapamazsın diyenler,
Yarın yapacağını biliyodum zaten diyecekler.
   Bak buraya bırakaçağım bu şiiri, ama okuma sakın, hisset olur mu?
Hazırmısın,

"
Derin bir nefes al
Ve aç gözlerini.
Hayattasın, keyfini çıkar.
Saçmalaman gerekiyosa saçmala.
Dans et, şarkı söyle, zıpla.
Ne isterse canın onu yap,
Düştün mü? Kalk ayağa.
Hata yaptıysan korkma!
Ders al ve devam et yolunda.
Unutma hata yapanda,
Ayağa Kalkanda sensin yanlızca,
İzin verme!
karışamaz el dediklerin sana.
Karışamazsa onların sözlerini de
Umursama...
  Ve sakın
    korkma!
Güçlüsün sen, sen oldukca.
   Çekinme!
Eğer canın istediyse çamurda zıplamak,
Bırak kirlensin üstün yağmurda ıslan.
    Pes etme!
Seni itenlere dil çıkar,
Ve delicesine şarkı söyle.
     İşte hayatı böyle yaşıyacaksın,
Ve sakın unutma sen bir kere çocuk, bir kere genç, bir kere yetişkin, bir kere yaşlı, ve bir kere insansın...
                                                   "
                (Azra Ceren Demir)
                     (kendi şiirim☺️)

   Derin bir nefes alarak kapattım deftetimi ve çantama koydum. Bu arada berat üzerini giyinmiş yanıma geliyodu. Beni bir yere götüreceğini söyledikten sonra aşağıya göndermişti. Bende bahçede oturmuş defterime yazmaya karar vermiştim.
Tabi hazırlanması biraz uzun sürdü.
- nerde kaldın? Dedim.
Gülümsedi.
-hadi gidelim. Dedi elini uzatırken.

   Uzattığı elini sımsıkı tuttum ve ayağa kalktım. Hızla çıktın siteden ve garaja gittik. Beratın siyah spor arabasına binerek yola çıktın.
   Yol boyu ne kadar sorduysamda nereye gittiğimizi söylemedi berat. Ve sonunda arba durduğunda büyük bir heycanla indim. Ama heycanım anında sönmüştü. Çünkü şu an cezaevinin önündeydik. Öz annemi antalyada nakiledildiği cezaevinde.
-neden burdayız berat?
-annene de anlatmak istemezmisin?bence onunla yarım kalan şeyleri konuşmalısın.
-istemiyorum.
-pina yapma. Türkiyeye döndüğümüzden beri bir kez olsun görmemişsin onu. Aklın bir sürü soru var biliyorum.
-berat o kadın ailemi yıkmak için gelmiş. Biyolojik annem olabilir ama hiç bişeyim o benim. Son anda fikrini değiştirmesi umrumda bile değil!
-pina anlamıyosun dimi. Annen o senin. Eğer iyi tarafı seçtiyse senin içindir bu.
-ne benim için ya? O kadın terk etti. Bahaneleri umrumda değil. Sana aylar önce ne demiştim ben. Eğer annem o adamın tarafındaysa ve bize ihanet ediyosa onu asla affetmem. Dimi?
-pina ne olursa olsun o bir anne. Ve sırf kızı için 20yıl esir olmayı göze almış.
-berat ısrar etme anne dediğin çocuğunu bırakmaz.
-sen anne ne demek biliyomusun ki pina?
-neymiş? Sen çok mu biliyosun sanki?
   Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.
-sana hiç annemin nasıl öldüğünü anlattım mı?
-hayır. Kaza filan mı geçirdi?
-hayır. 5 yaşındaydım pina. 5. Hiç unutmuyorum biliyomusun? Annem hamileydi. Kardeşim olacaktı benim. Bir gün annem babam ben dağ evine gittik. Tatil yapıcaktık ya. Bir kaç gün kaldık. Herşey harikaydı. Sonra erzağımız bitti. Ben ısrar ettim pina tatil biraz daha uzasın diye. Annem beni kıramadı. Babamı o ikna etti.
Babam şehire erzak almak için inene kadar herşey güzeldi. Hatta şehire gitmeden önce annemin çok sevdiği plaklarından birini takıp dans etmişlerdi. Aşkla bakıyolardı pina. Onlar benim idolümdü.  Derken gözünden bir damla yaş düştü.

   Beratı ilk defa ağlarken görüyodum.
Bende istemsizce ağlamaya başladım. Gözlerimden yaşlar usulca akarken o anlatmaya devam etti.

- babam gitti. Pina 5 yaşındaydım. Tek derdim oyundu. Çok sıkılmıştım. Annemle oyun oynamaya başladık. Saklambaç oynuyoduk. Saatlerce oynadık. Sonra saklanma sırası anneme geçmişti. Aradım. Evin her yerinde. Bulamadım. Korktum. Aradım. Yoktu pina. "anne!" dedim cevap vermedi. Sonra korkarak bodruma yaklaştım. Annem oraya saklanmazdı dimi. Karanlıktı orası. Yinede annemi bulma isteği ağır bastı korkuma rahmen indim merdivenlerden. Ta ki karşımda can çekişen annemi görene kadar. Pina annem kanlar içinde can çekişiyodu. Ve sırf ben onu görüp korkmayım diye sürüklene sürüklene oraya inmişti. Sırf ben korkmıyım diye açısını çığlıklarını içine atıyor dudaklarını sertçe birbirlerine bastırıyodu. - anne! dedim korkuyla.
Ağlamaya başladım. Koştum yanına sarıldım sımsıkı. Gözlerimin içine baktı ve gülümsedi. Çektiği acıya rahmen. Ve dedi ki, "ben bırakmak zorundayım sizi oğlum. Kardeşin ve ben başaramadık. Ama sen pes etme." annemden duyduğum son sözler bunlardı pina. Sonra öğrendim ki, annemin hamilelihi normal değilmiş. Çok tehlikeliymiş. Rahminde kitleler olduğundan ölme iğtimali bile varmış. Ama annem kızım beni seçmişken ben onu yarı yolda bırakamam diyerek tehlikeyi göze almış. Annem yorulmamalıymış, koşmamalı, ağır kaldırmamalı, mümkün mertabe sadece istirahat etmeliymiş. Biz oraya o yüzden gitmişiz zaten. Ama pina ben bunların hepsini sanki onu öldürmek ister gibi yaptım. Koşturdum. Zıplattım. Yordum. O ise sırf ben üzülmiyim diye sessiz kaldı.
Pina annem kanaması başladığında ölceğini anlamış. 5 aylık olduğundan kardeşim de yaşayamazmış zaten. Babam da yokmuş. Kimse de yokmuş. Ölümü göze almış yani.
5 yaşındaydım pina. Kanlar içinde ölü annemin başında saatlerce ağladığımda, "anne uyan söz seni ebelemem sen git sobele!" diğe bağırdığımda, kafasını kuçağıma koyup sımsıkı sarıldığımda 5 yaşındaydım. Babam saatler sonra bizi  bulduğunda bende baygınmışım. Düşünsene pina eşini kanlar içinde oğlunu ise baygın buluyosun.
Ben 1 hafta  komada kalmışım. Doktorlar şoka girdiğimden dolayı olduğunu söylemiş.
O yüzden pina her ne olursa olsun bir kadın seni 9 ay karnında taşımızsa ve senin için bir çok şeyden vazgeçmişse annedir. Anne olabilmek için yanında olmak gerekmez. Onun için ölümü göze alman bile yeter. Bazen uzak kalırsın. Ama senin uzak kalman onun yaşaması demektir. Bazen yakın kalırsın. Ama senin yakın kalman onun ölmesi demektir. İşte o zaman yanında kalan bencildir pina. Giden ise herşeyi göze almış yanlız senin ölümüne göz yummamış olur. Sırf bu yüzden biz gideni suçlayamayız bazen. Biz senin anneni suçlayamayız.

    Hani derler ya göz yaşlarım sel oldu diye. Benim göz yaşlarım sel oldu evet. Ama karşımdaki koca adamın gözlerindeki çocuk yaşlarıyla okyonuslar doldurdu.

     Daha fazla kendimi tutamadım ve sarıldım berata. Sımsıkı.
-seni asla bırakmıycam. Dedim.
-beni bırakma pina. Dedi.
-annemle konuşucam. Sırf senin için. Dedim.
-teşekkür ederim. Dedi.
-berat sen çok güçlüsün?
-güçlü olmak zorundayım.
-neden?
-ailem yok Ama sevdiğim insanlar var pina. Onlar için...
    Gülümsedim.
-bundan sonra tek başına değil, birlikte güçlü oluruz bizde.
-oluruz. Ama ya istemezlerse ikimizi?
- başkasının dediği önemli mi? Biz istiyoruz. Ve ailemiz de mutluluğumuz için kabul edecektir.
  Gülümsedi.
-haklısın. Hadi git ve annenle konuş.
  Başımı salladım.

    Berat orda beklerken ben yavaşca cezaevine ilerkedim ve büyük gri demir kapıdan içeri girdim...
 

pinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin