Seni Beklemek Güzel Şey🌙

35 6 0
                                    


Seni düşünmek güzel şey ümitli şey.
Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
Fakat artık ümit yetmiyor bana.
Ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum...

Nazım Hikmet Han

Elimdeki çiçeği vazoya koyarken konuşmaya başladım.
- merhaba. Bu gün nasılsın bakalım. İyisin belli belli. Aaa bu gün ne oldu biliyor musun? annemin davası sonuçlandı. Oradan geliyorum bende. Mühebbet kararı düzeltmeler, iyi hal ve nevsimüdafa falan derken 8 yıl 4 ay 25 güne düşürüldü. Bu güzel bir şey öyle değil mi? Onu henüz tam affetmedim aslında . Ama o annem sonuçta değil mi?
Vazonun başından ayrılarak. Pencereye doğru ilerledim. Perdeyi çekip gün ışığının içeri girmesine izin verirken devam ettim.
- dün okulda ki bir kaç kızla şarkı söyledik biliyomusun. Şan hocası çok beyendi sesimi. Yarışmalara katılmamı istedi. Bir yıl gerideyim ama olsun dimi. Babam ve annem dedemlerin sitesine taşındı. Artık sana daha yakın olucaz yani. Tabi önce seninde bir kalkman lazım. Dedim.
Sonra gülümseyerek yatağa yaklaştım ve kenarına oturarak onun elini tuttum.
-bu gün esra ve yaprakla alışverişe gidicez. Bana yeni eşortmanlar alıcaz gitmişken. Dedem zaman eğitimlerine başlamamı söyledi. Aslında eğitmenim sen ol istiyorum. Ama sen yokken yaprak ve rüzgar eğitecekler beni. Dedim zorla yutkunarak.
Sonra yavaşca silindi yüzümdeki buruk gülümseme.
-kahvelerini özledim berat. Neden artık göremiyorum o gözlerini. 6 ay sence de çok uzun bir zaman değilmi?
Doktorlar 8 saatlik çok zor bir ameliyattan çıktığını ve bir çok komplikasyon geçirdiğin için komadan uyanmamanı normal görüyolar. Herkes uyanacağını biliyo. Ama ben korkuyorum berat. çok korkuyorum uyan istiyorum artık. Uyan.
Biliyor musun berat? esra tıp bölümünü seçti. Nedenini sorduğumuzda artık ailemizin doktoru oluçağını söyledi. Umarım başarır. Şey bide anneme seni sevdiğimi söyledim. Çok utandım anlatırken ama içimi dökmek rahatlattı. Bir de, sana da hislerimi anlatmayı çok istiyorum. Dedim. Ve eğilerek beratın yanağının kenarına bir öpücük kondurdum.
-şimdi gitmeliyim. Esra ve yaprak aşağıda beni bekliyo. Ama yine gelicem. dedim. Otuduğum yerden kalkarak koltuğun üzerindeki çantamı ve montumu aldım. Sonra son bir kez gülümseyerek çıktım odadan.
Evet 6 ay geçmişti aradan. Herşey değişmişti. Büyümüştüm. Büyümüştük. Berat uyanmamıştı bir türlü komadan. Açmamıştı kapattığı gözlerini. Ama bizi bırakmıyacağına olan inancım tamdı benim.

Dünya değişiyodu sürekli. Zaman ilerliyodu. İnsanlar doğuyo büyüyor ve ölüyordu. Ağaçlar çiçek açıyo sonra döküyodu. Mevsimler geçiyor güneş bir batıp bir doğuyordu.
Bir ay göz kırpıyodu özlemime bir güneş. Bazen geçeler berata anlattıklarıma şaitlik ediyodu bazen gündüzler.
Artık şarkı söylüyodum sürekli. Hergün hemde. Çünkü berat geçmiş bir zamanda sesimi sevdiğini söylemişti. Belki şarkı söylersem gittiği o yerde duyar beni ve geri döner diye düşünüyordum çünkü.
Geçtiğim her sokak bana onu hatırlatıyodu. Antalya berattı benim için.
Hem artık kenan da yoktu. Kurtulmuştuk ondan sonmuydu bu?
Yada yeni bir başlangıç...
Hiç bilmesem de, tek bildiğim beratı delicesine özlediğimdi.

Hastaneden çıkıpta bağcede beni bekleyen yaprak ve esraya doğru ilerlerken aklımda sadece bunlar vardı...

pinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin