Doğru annemin yanına gittim, solgun ve çökmüş yatıyordu. Koynuna sokulup sıkıca sarıldığımda öğrendiğimi anladı.
Ağlayarak bir süre yattık. Mübeccel teyzeyi arayıp benim müşterilerime bakmasını bu gün annemle geçirmek istediğimi söyledim.
Latifi arayıp kısaca durumu anlattım ve akşam annemlere gelmesini söyledim.
Bir saat sonra kapı çalındığında Latif gelmişti. Bana sarıldı ve üzgün olduğunu ne yapabileceğini benim üzülmeme gerektiğini söyledi.
Şimdi düşünüyorum da adam hep dört ayağı üzerine düştü.
Annem son evredeymiş. Bana söz verdi.
"Torunumu kucağıma almadan ölmeyeceğim sakın üzülme bebek çok etkilenir," demişti.
Bu arada Latif elinden gelse beni pamuklara saracak. Bir süre seyahatlere gitmedi.
Sezaryen yapılmasının gerektiğini çıkış yolumun çok dar olduğunu ve bebeğin zarar gerebileceğini söylemişti doktor ve gününü söyledi.
Son bir hafta kala kız kardeşi geldi ben sadece annemle ilgileniyordum o da benimle.
Fakat kızda garip bir iticilik vardı. Her şeye gülerek ve olumlu bakan Mübeccel teyze bile kızı sevmedi.
Bu arada annemin durumu ağırlaşmıştı ve Mübeccel teyze başında bekliyordu.
O gün Latif ve kardeşi yanımdaydı ve Latif bana devamlı moral vermeye, hep yanımda olacağını ve bebeğimizi birlikte kucaklayacağımızı hemen anneme götüreceğini söylüyordu.
Muayenehanedeki ameliyat odasına alındım. Latif elimi tutuyordu.
İlk hatırladığım bir odada tek başıma yatıyor olmamdı ve karnımdaki acıydı.
Seslendim ama gelen giden olmadı. Etrafı dinledim ses yok.
Doğrulmaya çalıştım başım dönünce tekrar yattım. Uyumuşum gözlerimi ikinci kez açtığımda hava kararmıştı.
Seslendim. Cevap yok, panik oldum zorlayarak kalktım odadan çıktım.
Boş bir dairenin içindeydim. Kapıyı açıp dışarı çıktım.
Loş bir sokaktı bağırdım, " kimse yok muuu, " diyerek.
Karşı evin camına bir kadın çıktı.
"Ne vardı, neden barıyon bacım?"
"Beni içeri alır mısın?"
Kadın aşağı indi. Üzerimde gecelik vardı. Durumu anlatınca şaşkın ve korkarak bana baktı.
"Bekle hele."
Bir süre sonra polis arabası geldi. Kadın aşağı inip benim anlattıklarımı polise anlattı. Ben kaldırıma oturmuştum.
Polis gelip koluma girdi ve beni araca bindirdi. Bayılmışım.
Gözlerimi açtığımda bu kez tertemiz bir odadaydım ve hastane kokuyordu. Yanımdaki yatakta bir kadın bana bakıyordu.
"Geçmiş olsun bacım, mahkum musun?"
"Yoo neden!"
"Polis getir de ayılınca haber verin dedi."
Kadın, hemen hasta ziline bastı. Bir süre sonra gülerek bir hemşire odaya girdi.
"Ooo gece kuşumuz uyandı. İyi misin, ağrın sızın var mı?"
Bu ne şimdi! Birisi mahkum musun diye sorar, diğeri gece kuşu.
"Neler olduğunu bana anlatır mısınız? Bebeğim nerede bebeğim o evde kaldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
Художественная прозаÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"