"Selâm geldim ama yine gideceğim. Özür dilerim."
Babam, Nathalie, annem ve Hulki amca King otele davet edildik.
Gece çok güzel geçti ben ağzı açık ayran budalası, hiç bir şeyin farkında değilim tek odak noktam Zafer.
Annem ve babam Zafere bayıldı. İlk kez ailesi hakkında konuştu. Annesi ve babası o küçükken boşanmış.
Annesi beşinci evliliğini yapmış ve Kanada da yaşıyormuş. Babasını iki yıl önce kaybetmiş.
Onu babası büyütmüş. Adam hiç evlenmemiş ve Zafer babası öldükten sonra işi devralmış.
Uluslar arası ilişkiler bölümünü bitirmiş. Fransızca ve İngilizce biliyormuş.
Harika bir damat adayı. İş dünyasında sevilen ve saygı duyulan birisi, tahsilli varlıklı bundan iyisi Şam da kayısı!
Beni istemeye tek başına geldi. Anneme ve Nathalieye birer beyaz orkide, bana on yedi kırmızı gül ile geldi.
Sonra neden on yedi dediğimde, * seni ilk gördüğümde ayın on yedisiydi,* dedi.
Kızlar eridim ve adamın her hareketiyle ona daha çok aşık oldum.
Ablam ben kahveleri yaparken mutfağa gelip kolumu cimcikleri.
*Seni şanslı orospu* dedi.
Çok kızdım ve *ne orospuluğumu gördün?" diye sordum.
Gülerek içeri gidip, en masum ve zarif haliyle Zaferle sohbete başladı.
Kız, kocasının yanında resmen Zafere sulanıyordu.
Askılı, lilâ rengi şifon elbisemin askısını biraz omuzumdan düşürüp yanına gittim. Eğilip kahvesini ikram ederken küçük bir göğüs gösterisi yaptım.
Kulağıma eğilip,* Çok güzelsin ve seksisin*, dediğinde ter bastı.
Tiffany pırlanta ve altın işlemeli zarif yüzüğü anneme verip nişanımızı ilan etmesini rica ettiğinde, ablam yüzükten başka bir şeye bakmıyordu.
*Seda kızım makası getirir misin?* Annem bu sözü üç kez tekrarlamak durumunda kaldı.
Eniştem, ablamın kolundan tutup onu içeri çekti.
Neyse, yüzükler takıldı ve düğün tarihi kararlaştırıldı. Şampanya patladı. Annem ve babam uzun zaman sonra ilk kez ellerini tutup bir birilerini tebrik ettiler.
Babam, annemin kulağına bir şeyler fısıldadı annem kıpkırmızı oldu.
Ben peri padişahının oğluyla evleniyordum ya gerisinin önemi yok.
Çok sonra annemi sıkıştıra sıkıştıra babamın ne söylediğini öğrendim.
*Kızımızda senin kadar güzel ve seksi * demiş.
Babama ne kadar kızsam da çok seviyorum.
" Seni ve bizi bırakırken aklı neredeymiş," dedim sinirle.
Çırağan sarayında, üç yüz kişi ile sınırlamak zorunda kaldıkları ( çoğunluğu bizimkilerin misafiri) üç ay magazin programlarından ve dergilerinden inmeyen muhteşem bir düğünle evlendik.
Gelinliğimi Paris de ünlü bir moda evine sipariş etmiştik. Zafer ,* benim gelinime herkes hayran olmalı* demişti.
Kızlar, size o duyguyu daha iyi anlata bilmem için, önce bu pisliğe olan nefretimin biraz geçmesi lâzım. Bunun mümkün olacağını sanmıyorum ya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
General FictionÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"