12 YIL SONRA
"Hadi bakalım doğru yatağa."
Ece Özgür'ün poposuna vurarak onu odasına doğru yönlendirdi. Özgür hiç inatlaşmadan "Tamam çok uykum var zaten, kendim pijamalarımı giyer yatarım ben, iyi geceler!" diyerek, ailesine bakmadan odasına girdi.
"İyi geceler!" diye seslendiler Yusuf'la Ece aynı anda. Yusuf Özgür'ün kapısının kapanma sesini duyduktan sonra sessizce "Aferin benim oğluma, annesiyle babasını yalnız bırakması gerektiği zamanları çok iyi biliyor." diyerek Ece'ye arkasından sarıldı. Boynundan öpmeye başladı. Ece'nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
"Oha Yusuf, yavaş! Odaya gitseydik bi! Zaten kırdığın pot yüzünden sana kızgınım!" dedi sinirle.
Yusuf, "Sen zaten bana hep kızgınsın." Diye mırıldanırken, tırnakları parkede çıt çıt ses yapan Yoldaş, koşturarak içeriden geldi ve hemen koca vücuduyla Yusuf'la Ece'nin arasına girerek onları ayırdı.
"Oğluşum, Yoldaş'ım benim. Bebeğim. Dur dur, ben de seni özledim." Ece eğilip Yoldaş'a sarılırken Yusuf suratını astı. "Eskiden Yoldaş bendim, şimdi bütün ilgiyi o görüyor. Haksızlık bu ya!"
Ece gülerek Yoldaş'ı bıraktı. Yoldaş, bu sefer de gelip Yusuf'un üzerine tırmanıp suratını yalamaya çalıştı. Yusuf yüzünü kaçırmaya çalıştıysa da gene de kıyamayıp köpeğinin kendisini öpmesine izin verdi.
"O benimle hiç zıtlaşmıyor ama, beni koşulsuz seviyor. Her dediğime evet deyip hepsini de uslu bir şekilde yapıyor."
Yusuf kınarcasına Ece'ye baktı.
"El insaf Ece! Köpek o, tabii her dediğini yapacak. Ayrıca ben de seni koşulsuz seviyorum."
"Öyle mi?"
"Öyle tabii..."
Birbirlerine sırıtırlarken, Yusuf Ece'yi kucağına aldı. Öpmek için eğilecekken "Köpek salyası kokuyorsun." Dedi suratını buruşturarak. Ece de yüzünü buruşturdu. "Sen de kokuyorsun."
***
Yusuf odanın kapısını kilitledikten sonra Yoldaş'ı Özgür'ün yanına atmış olmanın verdiği rahatlıkla yatakta oturmuş elini kremleyen Ece'nin yanına gitti hemen. Gene arkasından yaklaşarak kolunu Ece'nin beline doladı. Onu yatağın ortasına çekerek yatırdı. Eğilip tutkuyla öpmeye başladı karısını. Ece ellerini Yusuf'un yüzüne koyunca, Yusuf hemen kremin kokusunu aldı. Dudaklarını Ece'ninkilerden ayırıp "Köpek salyasından çok daha iyi." Diye mırıldandı. Ece kıkırdarken tekrar onun dudaklarına kapandı. Bu sefer Ece yönetimi eline almak istediğini belli edercesine Yusuf'u alta atıp üzerine çıktı. Tam karnının üstüne oturdu. Sutyenini çıkarırken Yusuf doğrulup Ece ile yüz yüze geldi. Dudaklarından başlayıp Ece'nin göğüslerinde doğru, öperek kendine bir yol çizdi.
Sol komodinin üzerinde duran Yusuf'un telefonu çalmaya başlayınca ilk birkaç saniye durmadılar. Ama ısrarla çalmaya devam edince Yusuf, "Bir saniye bebeğim." diyerek Ece'den izin istedi. Yusuf telefonu eline alıp bakarken Bu sefer Ece Yusuf'un çıplak göğsüne öpücükler kondurmaya başladı onu yatağa uzanması için iteleyerek.
"Efendim Sibel?"
Duyduğu isimle başını gömdüğü yerde donup kaldı Ece. Baya baya dudakları öpücük bırakmaya hazırlanır gibi büzüşmüş, Yusuf'un meme ucuna bakar vaziyette kalakalmıştı. Şaka mı yapıyordu Yusuf? Sırf Ece'yle dalga geçmek için böyle bir şey ayarlamıştı herhalde?
"Evet... Evet evet... Hayır Almanlarla olan değil o. Hollanda firmasıydı o..... Yarın öğleden sonra..... Gelecek evet......"
Bir gülme efekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİ
Romansİki yakın arkadaş; gotik prenses Ezgi ve onun güneş saçlısı Ece... İkisinin birbirine uzak tarzlarına ve yaşantılarına rağmen birleşen hayatları, sevinçleri ve aşkları... Aşkları demişken; Altuğ ve Yusuf-namı diğer, Yanlış Yaptık Yusuf- Aslında iki...