Efsane Müdür - 64. Bölüm

5.7K 425 53
                                    

12 YIL SONRA

Bütün gece korkunç kabuslar görüp uyuyamamıştı. Sürekli ağlamıştı. Sabaha karşı anca uykuya dalmayı başarmadan evvel, kalkar kalkmaz gidip Özgür'ü alacağına dair kendi kendine söz vermişti. Özgür'le geçirebileceği üç gecesi varken, oğlu annesiyle olacağı son gecesinde gidip kuzenleriyle olmak istemişti. Ece Özgür'le arasındaki sorunun ciddi boyutlara ulaştığından iyice emin olmuştu. Bütün gece kabuslar görmesinin, ağlamasının nedeni buydu. Özgür'ü kaybetmekten ödü patlıyordu. Sırf bunun olmaması için bile Yusuf'la arasını düzeltmeyi düşünmek, onun kendinden iğrenmesine neden oluyordu.

Zaten Yusuf'un da barışmak istediği yokken bunu düşünmesi anlamsızdı. Özgür'ün istediği her şeyi yapacaktı. Yusuf'tan iki tane çocuğu olacaktı nasılsa. Özgür deli gibi kardeş istiyordu. İstediğini ona vermiş olacaktı. Eski itibarını geri kazanması için en büyük kozu buydu.

Daha sadece dört saattir uyuyordu fakat derinlerden gelen bir telefon sesiyle çift kişilik yatağın ortasında rahatsızca kıpırdanmaya başladı. Saçı başı çok fena dağınıktı. Ağlamaktan gözleri birbirine yapışmış gibiydi. Telefon sesi netleştikçe başına daha fazla ağrı giriyordu. Bir de bulantısı vardı. Şu lanet sabah bulantıları...

Elini komodine atıp, görmeyen gözlerle telefonu bulmaya çalıştı. Bulduğunda direkt cevaplayıp havaya bakan kulağının üzerine koydu. "Aloo!" diye mırladı. Arayanın kim olduğuna bile bakmamıştı.

"Güneş saçlııı! Uyuyor muydun?!?! Çabuk kalk kızım, çabuk! Acele et! Bomba var bomba!"

"Ne bombası? N'oluyor Ezgi, ödümü patlatma benim?!" derken yattığı yerde fişek gibi doğruldu Ece.

"Kızım haberin yok mu? Çabuk televizyonu aç, ya da dur dur, vazgeçtim öğlen haberlerine daha var, koş herhangi bir gazeteyi al, çabuk ama."

"Ezgi n'oluyor Allah aşkına korkuyorum bak, çocuğum var benim, yapma böyle."

"Kızım iyi bi şey, iyi! Koş çabuk! Biliyordum ama ben böyle olacağını!!! Bu işte bir iş var diyordum."

Ece otel terlikleriyle ve Tweetyli korkunç pijamalarıyla üzerine hiçbir şey almadan koşarak koridora çıktı. Asansörle lobiye inip kimseye aldırış etmeden gazetelerin durduğu yere geldi ve eline rastgele bir gazete aldı.

Ön sayfada altta büyük bir haberde Yusuf'un süper yakışıklı çıktığı bir fotoğrafı vardı. Hemen yanında da bir davette çekilmiş, Doruk'la olan başka bir fotoğrafı.

İri puntolarla 'EFSANE MÜDÜR ÇALIŞTIĞI ŞİRKETİ KURTARDI' yazıyordu.

Ece o an şoktan ölmediyse bir daha ölmeyeceğine emindi. Şu an bir otelin lobisinde olmasa şeyini tutup çocukların düşme ihtimalini ortadan kaldırmak isterdi ama tutamıyordu ne yazık ki...

"Ezgi ben sonra ararım seni." Diyerek onun cevap bile vermesini beklemeden telefon kapatıp kanepeye attı. Sonra kendisini de bir külçe gibi kanepeye bıraktı.

Gazeteyi tamamen açıp ön sayfaya çıkmış haberi tane tane, adam gibi beş duyu organıyla birden okumaya başladı. Yüksek sesli olarak...

"Candemirlerin ortak şirketleri olan Candemir Pazarlama ve Taşımacılık şirketinin Muhasebe ve Finans müdürü Yusuf Gürsel film gibi bir hikayeyle kendini şirketi hortumlama iftirasından kurtardı.

Sedat Candemir'in kardeşi olan Vedat Candemir'in kızı Sibel Candemir, yurtdışından döndükten sonra şirkette kendine hisse satın alarak şirket ortaklarından olmuştu. Şirketin özel hesabındaki bir milyar doları Yusuf Gürsel'in kişisel hesabına aktararak, ona kendisiyle birlikte olması için şantaj yaptı. Candemir, Gürsel'in karısı ünlü Turizmci Serkan Atalı'nın kızı Ece Atalı Gürsel'den boşanmasını isteyerek bu parayı onun hesabına aktardı ve boşanana kadar paranın hesapta kalacağını söyleyerek onu şirketi hortumlamakla suçlayabileceğini iddia etti.

BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin