Yok Artık! - 45. Bölüm

5.3K 397 151
                                    

BUGÜN

"Sor hadi!"

Simla çakırkeyiflikten doğru dürüst açamadığı gözlerini Mustafa'da sabitlemekte zorlanıyordu. Akşam yemeğinde içmeye başlamışlar, gece eğlencesinde devam etmişler, şimdi de şişe çevirmece oynuyorlardı. Kapak tarafı Mustafa'ya geldiği için o soruyordu ve Simla da doğruluk demişti. Tabii pek birbirlerini tanımadıkları için Mustafa'nın soru sorması zorlaşmıştı. Hele de tanımadığı bir 'kıza' sormak oldukça zordu.

Yanındaki birasından büyük bir yudum aldıktan sonra tekrar Simla'ya baktı. Yusuf oflayarak "Hadi be oğlum be! Sınav sorusu mu düşünüyorsun anlamadım ki?" diye isyan etti. Bazıları kıkırdarken Mustafa ona sert bir bakış attı.

"Ailene söylediğin en büyük yalan ne?" diye sordu Mustafa gözlerini kısarak. Simla soru karşısında fazla şaşırmamıştı. Dudaklarını büzerek düşünür gibi bir hal aldı.

"Sanırım birkaç sene önce kokain kullanmam sakladığım en büyük sırrım. Bu arada gerçekten bir kerelik bir hataydı..." dedikten sonra omuz silkti. Ezgi duyduğu gerçeğe inanamaz bir şekilde Simla'ya baktıktan sonra "Oha! Kızım sen neler saklıyormuşsun meğerse, ne ara girdin o işe sen?" diye sordu.

"Ohoo sen bi Sarper'i duysan, feleğini şaşarsın." Dedi Simla. Bunun üzerine Ezgi daha büyük şok yaşayınca susmaya karar verdi. İçinde acayip derecede arkadaşlarının karşına geçip, bir ebeveyn gibi onları azarlama isteği vardı.

Simla şişeyi çevirdikten sonra şişenin kapak kısmı Altuğ'un önünde arkası Ece'nin önünde durdu. Birbirlerine bakıp güldüler.

"Doğruluk mu cesaret mi?" diye sordu Altuğ.

"Doğ-ru-luk?" diye mırıldandı Ece gergin bir şekilde.

Altuğ bakışlarını Ece'nin yanında oturan Yusuf'a çevirdi. Sinsi sinsi onu süzerken Yusuf da Altuğ'a sert sert baktı. Sonra Altuğ keyifle Ece'ye dönerek "Bugüne kadar kaç erkek arkadaşın oldu Ece?" diye sordu.

Topluluktan bir kez daha sessiz kıkırtılar yükseldi. Ezgi gülmesini engelleyebilmek için iki dudağını sıkı sıkı birbirine bastırdı.

Ece kedi bakışlarını kaldırıp Yusuf'a bir göz attıktan sonra Altuğ'a döndü. Yusuf'un yüzündeki gerginliği görebilmesi için bir saniye yetmişti. Bu konu bu kadar zamandır birlikte olmalarına rağmen hiç konuşulmamıştı. Yusuf Ece'nin ilk erkek arkadaşı olmadığını 'net' bir şekilde biliyordu. Yusuf'un bugüne kadar hepi topu dört ilişkisi olmuş olduğundan—ki bir tanesi sadece iki gün sürmüştü o sayılmazdı bile—Ece de bunun bahsini geçirmiyordu.

"Hmm..." diye mırıldandı Ece. Bu soruya cevap vermeyi pek istemiyordu. Ama bir kere doğruluk demişti.

"Hadi Ece ya, biz merak ediyoruz. Yalan söylemek yok bak!" diye gazladı Mustafa onu. Yusuf ona sert bir bakış attıktan sonra Serhat da "Evet Ece, çok merak ediyoruz." Diyerek arkadaşına destek çıktı.

Ece kafasının içinde hepsini sırayla saymaya başladı. Sayma süresi uzadıkça kıkırtılar artıyordu. Hepsini saymış olmanın verdiği heyecanla "Sanırım on altı!" diye bağırdı sevinçle. Bir anda gençlerden aşırı volümlü kahkahalar yükseldi. Yusuf ise gergin bir şekilde Ece'ye doladığı kollarını çekip azıcık kenara kaçtı.

"Saysana Allah aşkına? Kimler onlar?" diye sordu Gülşah. Gülmesine engel olamıyordu. Zaten sarhoştu. Yusuf'u sinir etme fırsatı eline geçmişken tepe tepe kullanıyordu.

"Gülşah sus!" dedi Yusuf sertçe. Altuğ hemen Gülşah'a destek çıkarak "Evet Ece, saysana kimler bu şanslı on altılar?" diye sordu.

Ece tek tek hepsini açıkladıkça Yusuf o soğukta ecel terleri döküyordu. Bunları dinlemek istemiyordu. Altuğ'dan bunun öcünü fena alacaktı. 'Bu sana fena geri dönecek oğlum' bakışları atıp duruyordu Altuğ'a sürekli.

BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin