Aşk Savaşçıları - 22. Bölüm

6.2K 436 164
                                    

BUGÜN

"İyi ki de gelmişim ya, çok iyiler!"

Ufuk fazla gürültü yüzünden biraz bağırmak zorunda kaldı. Ece ile tam sahne önünde, Ezgi'nin karşısında duruyorlardı. Ece sürekli Ezgi'ye şaklabanlıklar yapıp onu güldürüyordu. Bildiği şarkılara bağıra bağıra eşlik ediyordu.

"Bence de çok iyiler!" dedi sevinçle Ece. Sonra Daddy Cool'a eşlik etmeye devam etti. Ufuk Ezgileri dinlemesine dinliyordu da, çokça Ece'yi izliyordu. O kadar güzel görünüyordu ki bu akşam. Gerçi o her zaman güzeldi... İki haftadır falan konuşuyorlardı ama Ufuk hala ne durumda olduklarını bilmiyordu. Öyle takılıyormuş gibi görünüyorlardı. Sürekli konuşuyorlardı, arada görüşüyorlardı ama bir yere varılmamıştı. Hala Ece'nin üzerinde eski sevgili etkilerinin sürdüğünün farkındaydı. Ece'ye biraz zaman tanımak istiyordu bu yüzden.

Etraf kalabalıktı. Her kafadan insan gelmişti. Zaten herkese hitap edecek türden şeyler çalıyorlardı. Daha çok rock şarkılarıydı ama herkesin bildiği şeylerdi. Pop gibi olanların da rock versiyonlarını çalıyorlardı.

Altuğ sahneden biraz daha uzakta Ezgi'nin çaprazında kalacak şekilde bara dayanmış sek votkasını içiyordu. O da sadece Ezgi'yi izliyordu. Yanındaki Belizler çoktan kafayı bulmuş normalde hayatta dinlemeyecekleri şarkılara bağıra çağıra eşlik ediyorlardı. Böylece Altuğ herkesin gerçek yüzünü görmeye başlamıştı. Sosyetik takılan tüm arkadaşlarının içlerinde birer parça da olsa Ezgi barındırdıklarını görmüştü.

Aklında hala veremediği cevap dolaşıp duruyordu. Aşık falan değildi o Ezgi'ye. Altuğ aşktan anlamazdı. Kafası basmazdı. Ezgi ne kadar inatla öyle olduğunu iddia etse de imkansız bir şeydi. Kendisine aşık olan kızları görmüştü, onların nasıl davrandığını, nasıl aptallaştığını... Altuğ aptallaşmazdı. Öyle geri zekalı gibi davranacak bir adam değildi.

"İnşallah kendi kendine saçma sapan fikirlere kapılıp gitmezsin karanlıklar prensesi." Diye mırıldandı votka bardağını dudaklarına götürmeden önce.

Bakışları Ece'ye arkasından sarılan Ufuk'a kaydı bir anda. Şaşkınca sırıtarak başını iki yana salladı. Ufuk iki haftadır beynini yemişti "Ece ile ne yapayım? Nereye götüreyim? Neleri sever?" diye sorup sorup durmuştu. Sanki Altuğ Ece'den sorumlu devlet bakanıydı. Mecburen arkadaşına yardım ediyordu tabii ama aslında içten içe Ece'nin Yusuf'a dönmesini istiyordu. Onları yakıştırıyordu... O Yusuf denen çocuktan ne kadar haz etmese de Ufuk'un hevesinin gelip geçici olduğunu düşünüyordu ve Ece'nin üzülmesini istemiyordu. Ama Yusuf'un Ece'ye olan bağlılığından ve o hislerin gelecek vadedişinden emindi. Bir kere Ufuk'u tanıyordu zaten, ayrıca Yusuf'u da az buçuk tanıyordu. Onun Ece'yi çok sevdiğini görecek kadar tanıyordu yani...

Acaba o geri zekalı neden böyle sıçıp batırmıştı? Eski sevgilisiyle bir kaçamak istiyorduysa bunu gizli bir şekilde yapabilirdi. Ama çocuk o kadar salaktı ki ta Belçikalardan yakalanmayı başarmıştı.

"Ve de yangına körükle gitmeye devam ediyor..." diye mırıldandı kendi kendine. Yusuf barın içindeki merdivenlerden çıkıp sahnenin olduğu tarafa geliyordu. Yanında da o kız vardı...

***

Yusuf kalabalığı iteleyerek yarıp barın oraya ulaşmaya çalışıyordu. Ezgi onu konsere davet ederken "N'olur gel, eğer üç beş kişi olursa bir daha çıkartmazlar bizi, kalabalık olmalıyız." Demişti. Maşallah herkesi çağırırken öyle demişti galiba.

"Şurası rahat gibi orada duralım." Nur sahnenin orta karşısındaki sütünün yanındaki boşluğu gösterdi. Beraber oraya ilerlediler. Nur hemen çantasını bırakıp montunu çıkardı. Yusuf da ellerini cebine sokarak etrafa bakınmaya başladı. Cidden iğne atsan düşmez bir durumdaydı etraf. İlk gördüğü kişi uzun boyu sayesinde Altuğ olmuştu. Altuğ da kendisine bakıyordu. Yusuf başıyla ona selam verdikten sonra Altuğ da bardağını kaldırarak selam yolladı. Başını da 'yandın oğlum sen' der gibi iki yana sallıyordu. Yusuf onun Nur'a bu tepkiyi verdiğini biliyordu.

BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin