BUGÜN
Altuğ Ezgi'yi kendisine doğru çekti. Onun dudaklarına uzun ve ateşli bir öpücük bıraktıktan sonra uzanmış şekilde yattığı yerde biraz daha doğruldu. Ezgi de başını Altuğ'un göğsüne iyice yerleştirdi. Parmaklarını onun göğsünde gezdirmeye başladı. Ezgi için artık huzurun tarifi buydu.
Ufukların evinde, vizeler öncesi bir parti veriliyordu. Ufuk'un ailesi hazır yurt dışına gitmişken Ufuk her fırsatı değerlendirdiği gibi bunu da değerlendirmişti. Bahçeli, havuzlu güzel villalarından Ezgi'nin hiç sevmeyeceği türden bir müzik son ses yayılıyordu. Altuğ ve Ezgi de Ufuk'un odasındaki geniş balkonda, minderlerde yatar pozisyonda oturuyorlardı. Altuğ'un sırtı balkonun duvarına dayalıydı. Gözleri ise bulutsuz, tertemiz gökyüzündeki yıldızlarda ve mehtaptaydı. Ezgi'nin gözleri de Altuğ'a çevrilmişti.
"Çok yakışıklısın... Ben seni biraz kıskanıyorum galiba." diye mırıldandı Ezgi. Altuğ şaşkınlıkla kıstığı gözlerini bir anda Ezgi'ye çevirdi. Dudakları da hafifçe gülümser gibi yukarı kıvrıldı.
"Beni mi? Neyimi kıskanıyorsun? Karın kası ve penis istiyorsan, ben onlara sahip olmanı istemiyorum, haberin olsun." dedi. Ezgi bu sözlerin üzerine kıkırdaya kıkırdaya güldü.
"Yok yok. Gerçi biraz karın kası fena olmazdı da, penis istemem. Ama Pink'inki gibi bir karnım olsa hayır demezdim."
"Aman Ezgi... Çirkin o kadının kasları ya. Nesini istiyorsun anlamadım ki? Zaten fit vücudun var, sporcu kızsın."
"Ya ne sporcuyuz ama... Bizim bu ot işini bırakmamız lazım."
"Niye ya? Zaten gıdımlık keyfim var, niye bırakıyor muşum?"
"İlk takıldığımız dönemlerde bırakacağım bırakacağım deyip duruyordun. Malum iş sırasında nefes nefese kalıyorum diye... Maşallah sonra fanteziydi pozisyondu bilmemneydi ayağına iyice kıçı yaydınız Altuğ Bey. Hep ben çalışıyorum, hep ben."
"Ne güzel işte, o çok istediğin kaslara sahip olursun."
"Seks yaparak karın kasına sahip olunduğu nerede görülmüş acaba? Mekik çekince oluyor diyorlar."
"N'apalım, sevişmeyi bırakıp mekik mi çekelim Ezgi?"
"Sigarayı bırakalım sigarayı. En azından otu..."
"Ece ve Yusuf örneğinde; sen bırakırsan, ben de bırakırım taktiğini gördük... Bence hiç girmeyelim o işe. Sen istiyorsan bırak."
"İyi ama sen üsttesin bir süre haberin olsun."
"Şu an nasıl ama nasıl on beş senelik evli çiftler gibi hissettim, anlatamam sana. En iyi en münakaşasız yaptığımız iş seksti, sonunda söz konusu seks olduğunda bile kavga edecek bi şey bulabiliyoruz... Bak bak bak! Evlilik dedim nasıl tüylerim ürperdi... Yok arkadaş, sonunda üç ayda bir seks yapacağım bir hayat istemiyorum ben. Çocuk altı temizlemek için kesilen ön sevişmelere yazık, cidden yazık."
Ezgi gülerek tartışma esnasında kaldırdığı başını tekrar Altuğ'un göğsüne gömdü. Bir süre gene aralarında sessizlik oldu. Ezgi mutlu mesut gülümserken, Altuğ "Tamam ben üstte olayım biraz." Deyince Ezgi gene güldü.
***
Saat gece yarısını geçip hızla ilerlerken Ezgi playstationcılar kervanına katılmıştı. Müziğe katlanmasını sağlayan şeyler içki ve playstationdı. Yoksa bu partide kalmasına imkan yoktu. Cidden kafası güzel olmadan çekemiyordu bunu.
Altuğ ise Ufukların evinde, misafir yatak odasında 'yasa dışı mal tüketim grubu'yla takılıyordu. Ve cigara keyfine Ufuk'un babası Mustafa Bey'in ultra kaliteli İskoç viskisi eşlik ediyordu. Ufuk Altuğ'a içmesinin sorun olmayacağını söylemişti ama söylerken kafası bi milyon olduğundan sözün doğruluğu meçhuldü. Gene de Altuğ 'ben sözümü aldım' diyerek viskiyi yürütmüş, tadını çıkara çıkara içiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİ
Romanceİki yakın arkadaş; gotik prenses Ezgi ve onun güneş saçlısı Ece... İkisinin birbirine uzak tarzlarına ve yaşantılarına rağmen birleşen hayatları, sevinçleri ve aşkları... Aşkları demişken; Altuğ ve Yusuf-namı diğer, Yanlış Yaptık Yusuf- Aslında iki...