12 YIL SONRA
Ezgi yattığı yatakta bir kez daha hapşırınca James yataktan atlayıp gidip kanepeye yattı. Ece odanın ta öbür ucundan Ezgi'yi izliyordu. Yanına yaklaşamıyordu çünkü Ezgi fena grip olmuştu. Ece de hastalık kapmaması gereken bir dönemdeydi.
"Sen çık Ece ya... Ben aksırıp tıksırıp duruyorum, bir şey yaptığım yok zaten. Biraz televizyon izler, oda servisinden bir şeyler isterim. Sonra da uyurum. İlaçlarımı alıyorum, merak etme. Ateşim çok yükselirse doktoru çağırırım gene."
"Ya sana yardımcı olabilmeyi canı gönülden istiyorum aslında ama..."
"Saçmalama canım, ilk defa grip olmuyorum. Atlatırım. Yaz günü grip olmam da, şaka gibi..."
"Çok yordun kendini bu aralar. Çok üzüldün. Hastalanman tuhaf değil."
"Bana diyene bak. Sen sanki çok mutlusun... Özgür nerede?"
"Sedefler geldi Deniz'le Cansu falan da var, kapalı havuza giriyorlar."
"Ben de akşam hamam boşken gidip ter falan atsam iyi gelir mi ya?"
"Bilmem ki... Ter atmak iyidir de, hamam... Bilemedim."
"Yusuf'la konuştunuz mu karne gününden beri?"
"Yok dün avukatla konuştum işte. Arayacaktı o."
"Ece... Acele etme lütfen."
"Etmiyorum zaten... Kafam öyle karışık ki... Yusuf hiç aramıyor. Hiç konuşmuyor. Belki kendini açıklamaya çalışsaydı... Affettirmeye uğraşsaydı... Sedef'e de anlattım aşağıda. İnanamadı duyunca. Kimse inanmıyor ya, delireceğim! Gerçi ben de inanamıyorum ama yok işte! Adam pes ettiğine göre o da ayrılmak istiyor Ezgi. Başka bir açıklaması yok bunun. Başta öyle mırın kırın etti. Özgür için sürdürebileceğini düşünüyordu belki de. Ama sonra bunun daha iyi olacağına karar verdi."
Ezgi üzgünce başını öne eğdi. Bu duruma o kadar canı sıkılıyordu ki.
"Sen ne yapacaksın şimdi? Ozan'a geri mi döneceksin?"
"Çok saçmalıyorum değil mi? Aslında gelip beni sarsmak ve kendine gel demek istiyorsun biliyorum."
"Biraz."
"Herkesi üzüyorum Ece. Kime dokunsam o daha çok üzülüyor. Ben durumu düzeltmeye çalıştıkça daha da dibe batıyorum. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum."
"Ozan'a dönme derim Ezgi... Eğer Ozan'ı gerçekten seviyor olsaydın, Altuğ'la birlikte olmazdın. Ozan'a kıyamıyorsun, biliyorum. O çok iyi biri ama eğer şimdi ona evet dersen beş sene sonra sen mutsuz olacaksın. Akıllıca düşün. Sadece Burcu ile konuşup Altuğ'dan tamamen ayrılman çok saçmaydı. Altuğ Burcu'yu istemiyor ki! Sen aradan çekilince onlar birlikte olmayacaklar."
"Belki de olurlar. Hatta belki barışmışlardır bile."
"Hiç sanmıyorum. O herif hala körkütük sana aşık. Onu ilk gördüğüm andan beri bunun farkındayım."
"Offf... Başım çatlayacak düşünmekten artık. Hazır Altuğ'dan ayrılmışken onu tekrar kafama sokma Ece, n'olursun."
"Peki sen bilirsin... Sadece, sonradan pişman olacağın bir şey yapma, olur mu?"
Ezgi gülümsemeye çalıştı. Yüzündeki buruk gülümseme, dudakları dışında hiçbir yerine ulaşamadı. Ne gözlerine, ne içine...
Ece elini karnına koyarak Ezgi'nin odasından çıktı ve yandaki odaya—kendi odasına—girdi. Tek kişilik kanepeye kendisini bıraktı. Gözlerini kapatıp başını arkaya yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİ
Romanceİki yakın arkadaş; gotik prenses Ezgi ve onun güneş saçlısı Ece... İkisinin birbirine uzak tarzlarına ve yaşantılarına rağmen birleşen hayatları, sevinçleri ve aşkları... Aşkları demişken; Altuğ ve Yusuf-namı diğer, Yanlış Yaptık Yusuf- Aslında iki...