BUGÜN
"Bir tane daha alayım!"
Boş bardağı barmene doğru ittikten sonra kuruyemiş tabağından bir leblebi alıp ağzına attı. Oturduğu yerde ayağını sinirden deli gibi sektiriyordu. Hala geçmemişti... Dördüncü bardağını içmesine rağmen gerginliği biraz bile geçmemişti! Buraya gelirken kendi kendine yemin etmişti. Ezgi'yle planladığı hiçbir şeyi düşünmeyecekti. Sadece etrafındaki güzellere bakacaktı. Her zaman takıldığı tarzda kızlara geri dönüş yapacaktı.
Lakin, geldiğinden beri bir kez bile etrafına bakmışlığı yoktu. İçinden Ezgi'ye nefret kusup duruyordu. Barmenin uzattığı yeni bardağı da tek seferde yarıladı. Parmakları neredeyse bardağı kıracak kadar sıkıyordu.
Arka cebindeki telefonu titremeye başlayınca bir anda acaba Ezgi mi arıyor diye düşünerek hızla çıkardı. Ekrandaki 'Selin' yazısını görünce hemen suratını asarak "Zaten neden arasın ki beni?" diye söylendi.
"Efendim Selin!"
"Tatlım neredesin? Sergiden ayrılmışsın hemen? Belizler bizim yanımıza geldiler, sen yoksun?"
"Ben biraz yalnız takılacağım Selin, siz bakın keyfinize."
"Ya Altuğ yaaa! Bu aralar hep böyle yapıyorsun zaten! Gel yalnız kalacağına biraz bizle takıl."
"İstemiyorum dedim Selin! Zorla mı? Allah Allah çattık ya!"
Sinirle telefonu Selin'in suratına kapattı. Kalan içkisini bir dikişte bitirdi. Boş bardağı hızla tezgaha çarparak "Sen bana şişeyi ver!" diyerek barmene bağırdı. Barmen Altuğ'a ters bir bakış attıktan sonra viski şişesini Altuğ'un önüne doğru itti.
Hızlı hareketlerle viskiyi bardağa koyarken bir esrar sigarasına inanılmaz ihtiyaç duyduğunu hissetti. Ama şu an burada normal sigara bile içemiyordu. Çareyi viskisini yudumlarken çalmaya başlayan Böyle Ayrılık Olmaz mixini mırıldanmakta buldu. Eğer Ezgi'ye aşık olmuş olsaydı, şarkı duruma çok uygun olabilirdi. Gerçi böyleyken bile yeterince uygundu.
"Böyle ayrılık olmaaaz! Böyle yalnız kalınmaaaaz!... Of n'apıyorum ben ya, sevgilisi terk etmiş on altılık ergenler gibiyim. Alt tarafı seks partnerim kendine başkasını buldu... Lan kim o o*ospu çocuğu, valla deli olacağım! Deli olacağım!"
Kendi kendine söylenirken birden gözleri yanında bara dayanan mini elbiseli güzele kaydı. Beline kadar gelen açık sarı saçları saçlarından buram buram parfüm kokusu geliyordu. Baş döndürücü bir parfümdü.
Kız siparişini verdikten sonra başını sol tarafa çevirince Altuğ ile göz göze geldi. Seksi bir gülümseme yolladı. Altuğ da çapkın sırıtışını yolladıktan sonra göz kırptı ve viskisinden bir yudum aldı. Ezgi burada olsaydı kesin bu hareketine "İnanılmaz Nuri Alço'sun şu an Altuğ yapma şunu, göz kırptıktan sonra viski içme." Derdi. Hep öyle diyordu çünkü.
"Selam." Dedi kız gayet rahat bir şekilde. Sanki beş senelik arkadaşına barda rastlamış gibiydi.
"Selam. Nasılsın?" diye sordu Altuğ da gayet samimi bir tavırla. Oturduğu tabureyi biraz kızdan yana döndürdü.
Kız barmenden içkisini aldıktan sonra dirseğini bara dayayarak başını yana yatırıp Altuğ'a öyle baktı.
"Ben gayet iyiyim. Ama sen bayadır çok sinirli görünüyordun."
"Beni mi izliyordun?"
"İzlememek mümkün mü? Çok dikkat çekiyorsun."
"Farkındaysan artık o kadar sinirli değilim. Seni görünce keyfim yerine geldi, neden daha önce gelmedin ki buraya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİ
Romanceİki yakın arkadaş; gotik prenses Ezgi ve onun güneş saçlısı Ece... İkisinin birbirine uzak tarzlarına ve yaşantılarına rağmen birleşen hayatları, sevinçleri ve aşkları... Aşkları demişken; Altuğ ve Yusuf-namı diğer, Yanlış Yaptık Yusuf- Aslında iki...