BUGÜN
"Ne zaman çıkacak bu salak ya?"
Ezgi içtiği üçüncü sigarasını da yere attı. Çiğner gibi üzerine basıp söndürdü. İnanılmaz enerji doluydu şu an. Gelmeden önce Altuğ'la da kavga etmişti her zamanki gibi. Acayip derecede birilerini tartaklamaya ve dövmeye hazırdı.
"Bilmiyorum ki... Herkes çıkıyor, birazdan gelir herhalde... Of! Gene Yusuf arıyor. Resmen adam bir hinlik yapacağımızı hissetti." Ece telefonun ekranına baktı. Neyse ki sessizdeydi telefon. Böylece Yusuf'a duymadım aradığını diyebilecekti. Meşgule verirse büyük sorumluluk almış olacaktı. Böyle durumlarda Yusuf bir kız gibi trip atabiliyordu. 'Neden o telefonu açmadın?' 'Neden bana dönmedin?' 'Ne işin vardı?'
"Bana bak, pazartesileri Yusuf'un gelmediğinden eminsin değil mi? Patlamayalım sonra."
"Yok yok, gelmiyor, okula gidecekti o zaten bugün. Şu an okulda olması lazım. Ama sinir bozucu bir şekilde beni arayıp duruyor."
"Hah geliyor! Şu arabanın içindeki, değil mi?"
"Evet o! O buklelerin elimde kalacak kızım, haberin olsun." diye tısladı Ece. Dangıl dungul kendini yola atarak Nur'un yanına gidiyordu ki, Ezgi onu bluzunun ensesinden tutarak durdurdu.
"Dur kızım ya! Heyecan yapma. Öne ben bineceğim bak. Burada ana yola çıkmadan önce duracak, sen arkaya bineceksin, anlaştık mı?"
"Of Ezgi ya! O benim düşmanım ama!"
"Şu anda benim daha büyük düşmanım! Seni üzene hayatı dar ederim ben Ece."
Ezgi'nin sert bir ses tonuyla söylediği bu aşk dolu cümle üzerine Ece olduğu yerde mutlulukla eridi.
"Ayyy seni yerim! Arkadaşını da severmiş!"
Ezgi ciddiyetinden ödün vermeden "Şu an cicilik yapma, sinirliyiz!" dedi omuzlarını dikleştirerek. Ece de Ezgi'nin uyarısıyla aniden eski moduna geri dönüp o da Ezgi gibi omuzlarını dikleştirdi. "Hah, tamam sinirliyiz."
Sanki durdukları duvar köşesinde hiç dikkat çekmiyorlarmış gibi, Ezgi bir de kapüşonunu kapattı. Kendilerini iyice kaptırmışlardı. Sanki bir film sahnesinin içindeydiler.
Nur'un arabası ana yola çıkmak için yavaşlayıp durunca hızla koşup arabaya bindiler. Nur da o esnada sağına soluna bakıp, ana yoldan geçen arabaları kontrol etmekte olduğu için, kendi arabasının kapıları açılana kadar kızların bindiğini fark edemedi.
Ezgi binip kapüşonunu açınca korkuyla açılmış gözlerini önce ona, sonra arkada oturup pis pis sırıtan Ece'ye çevirdi.
"Merhaba güzellik. Görüşmeyeli nasılsın? Bizim konseri beğenmiş miydin, hiç sormaya fırsatım olmadı, gelip sorayım bir dedim."
Ezgi bir mafya dizisinden çıkmış gibi havalı havalı konuşuyordu. Kendisi bile bu Oscarlık performansına şaşkındı.
"Beğenmiştir Ezgicim, niye beğenmesin? Eğer beğenmedim derse başına neler gelebileceğini tahmin eder bence."
Ece'nin sözleriyle Nur bir kez daha ona baktı. Gözlerini kısarak "Delirdiniz mi siz? Ne yapıyorsunuz?! İnin arabamdan." diye çığlık çığlığa bağırdı.
"Ya biraz sohbet etseydik? Bizim sana söyleyeceklerimiz var. Ama bence önce arabanı bir sağa çek. Hepimizin sağlığı adına bu gerekli."
"İnin arabamdaaaan!" Nur daha ince bir sesle tepinir gibi bağırınca Ezgi'de şalterler attı. Böyle viyaklayan hanım evladı kızlara hiç tahammülü yoktu. Hızla ve oldukça acıtacak bir şekilde Nur'un saçlarını ense kökünden yakaladı. İşte o zaman Nur gerçek bir çığlık attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİ
Romanceİki yakın arkadaş; gotik prenses Ezgi ve onun güneş saçlısı Ece... İkisinin birbirine uzak tarzlarına ve yaşantılarına rağmen birleşen hayatları, sevinçleri ve aşkları... Aşkları demişken; Altuğ ve Yusuf-namı diğer, Yanlış Yaptık Yusuf- Aslında iki...