O kadar uğraşlar sonucunda, sonuç derken baya bayaa dolaplarımızı dibine kadar boşaltmıştık. Ama sonunda bulduk.
Ben sade düz bir beyaz elbise üzerine açık mavi bir kot çeket ve ona uyumlu babet giyecektim.
Irmak ise lacivert renkli, çicek desenli kısa bir elbise ve elbisedeki mavi tonunda babet giyecekti.
Son olarak Deniz ise turkuaz renginde kısa bir şort ve onun üzerine salaş beyaz bir bluz, ayakkabı olarakta beyaz konvers giyecekti. Saçlarımız ise Irmak ve Ben düzleştirip salık bırakacaktık. Deniz ise saçlarını düzleştirip at kuyruğu yapacaktı. Bütün bunları kararlaştırdıktan sonra hepimiz kendimizi yorgunluğa teslim ettik ve uykunun güzelliği karşısında gözlerimizi kapattık.Hafta sonu olduğu için alarm sesi yerine uykumu alarak uyandım. Saat 11:00 dı. Daha sonra evde kimse olmadığı için tek başıma kahvaltı yaptım. Ortalığı falan topladım ve saat 14:00 dı. Hemen üst kata odama çıkıp bir duş aldım daha doğrusu uzun bir banyo yaptım. Sanırım bir saat falan banyoda kaldım. Sonunda saçlarımı da kuruttuktan sonra kıyafetlerimi özenle katlayıp çantama koydum ve Denizlerin evinin yolunu tuttum.
Kapıya geldiğimde zile bastım ama açan olmadı, tekrar bastım yine açan olmadı. Sinirlenmeye başlamıştım daha dün akşam konuştuk ve O bizim planlarımızı unutup giymiş olamazdı değil mi? Cidden tersim kötüdür kimse denk gelmek istemez. Sinirle zile son kez baktım Allah'a şükür kapı açıldı yoksa sonu hiç iyi olmayacaktı. Bir hışımla içeri girdim ama sakinliğimi de korumaya çalışıyordum.
''Bu saate kadar ne yapıyordun?'' diye sordum. Deniz ise sesimdeki gerginliği fark etmiş ve bana açıklama yapmaya koyulmuştu.
''Şey... şey ben banyodaydım saçımı kurutuyordum ve kurutma makinesinin sesinden kapıyı duymamışım.'' dedi.Daha yarım saat öncesine kadar mesajlaştığımızda hanım efendi bana laf söylüyordu. Neymiş ben hazırlanmak için çok oyalanıyormuşum. Onun bu cevabı karşısında sadece gülümsemekle yetindim ve kendimi salondaki koltuğa attım. 5 - 10 dakika oturduktan sonra çantamdaki kıyafetlerim aklıma geldi ve hemen çantamı aramaya başladım. Çantamı gözüme kestirince kartal misali çantama uçarak gittim. Çantamı elime alınca hemen içinden kıyafetlerimi çıkarmaya başladım. İlk başta ne yapmaya çalıştığımı anlamayan Deniz bana garip ve şaşırmış olan bakışlarla bakıyordu ne yaptığımı anladığında ise gülmeye başladı. Ben de kıyafetlerimi çantadan çıkarınca bir hışımla ona döndüm ve ''Sen neye gülüyorsun?'' diye sordum yüzümde asi bir gülüşle.
Deniz de bana '' Az önceki halini görseydin sen de gülerdin. '' dedi. Yaptıklarımı düşününce bende gülmeye başladım. Biz baya kahkaha atmaya başlamışken gülüşümüzü bozan kapı sesi oldu. Irmak'ın geldiğini düşünüp ben kalktım kapıyı açmaya ama kapıyı açınca birde ne göreyim Denizlerin yan komşusu, bizim ton tonumuz Hatice teyze gelmiş. Ben hem Hatice teyzeye bakıyordum hemde Deniz'e sesleniyordum. Deniz de yanımıza gelince Hatice teyze konuşmaya başladı.
''Evladım, sanki bağrışma gibi bir ses duydum iyi misiniz? '' dedi Hatice teyze ve sorusunu cevaplamamız için bize bakmaya başladı. Hatice teyzenin söyledikleri üzerine beni tekrar bir gülme aldı ama hemen başımı önüme eğdim ve öksürerek işi toparladım. Deniz ise çoktan konuşmaya başlamıştı.
'' Yok Hatice teyze biz gülüyorduk sadece, Ömür ile kendimizi fazla kaptırmışız. Senide korkuttuğumuz için kusura bakma.'' dedi ve bana döndü ben bir şey söylemeyince dirseğiyle beni dürttü daha doğrusu dirseğini tenime gömdü. Ben de ağzımda bir özür mırıldandıktan sonra Hatice teyzeden hiç beklenmeyecek bir laf geldi.
''Aman evladım madem biraz daha sessiz gülün ben de birini boğazlıyorlar sandım.'' dedi ve evinin kapısına yöneldi. Biz ise şaşkınlıktan olduğumuz yerde kalmıştık. Hatice teyze apartmanda Denizlerin yan komşusuydu, bina çift daireydi. Kapılar arası en fazla beş metre mesafe vardır. Yani kadıncağızın korkması normal. Hatice teyzenin kapıyı çarpark kapatmasıyla kendime geldim. Ben dönmüş Deniz'e bakarken apartmanda Irmak'ın seai yankılandı. İkimiz de kafamızı ona çevirince yüzümüzdeki şaşkınlığı görmüş olacak ki telaşla yanımıza geldi ve ne olduğunu sordu. Bizde içeri geçip olanları ona anlattık tabi biz anlattıkça Irmak da gülmeye başladı. Eee bizde durur muyuz üç deli yine gülmeye başladık ama bu seferki daha kontrollüydü. Sonuçta tekrar Hatice teyze gelsin istemetiz.Saat 17:30 olmuştu. Artık konser için hazırlanma vaktiydi. Bu arada söylemeyi unuttum konser Mustafa Ceceli'nin konseriydi. Neyse biz hazırlanmaya dönelim, ilk önce benim saçlarımı yaptık. Zaten benim saçlarımda hafif bir dalga olduğu için düzleştirmesi kolaydı. Daha sonra ırmak vardı, Irmak ise 1.70 boylarında, sarı saçlı bir kızdı. Onu saçları biraz daha dalgalıydı. Irmak'ın da saçlarını hallettikten sonra sıra artık Deniz'e gelmişti. O bizim grubumuzun bonus kafalısıydı, tabi bizde en zoru en sona bırakmıştık. Deniz'in saçlarınındüzleştirmek haliyle biraz zaman aldı. Saat 19:00 ve saçlarımız bitti. Herkes hazırlanma işine girişti. Hepimiz dünden seçtiğimiz kıyafetlerimizi giydikten sonra bir birinize baktık. Dostum hepimiz harikaydık (:D) . Hepimizin eli aynı anda makyaj çantalarına gidince gülmeden edemedik. Tabi Deniz bize ''Dikkat Hatice teyze çıkabilir.'' dediğinde biraz daha şiddetli gülmüştük ama kimse bu güzel geceyi mahfetmek istemediğinden Hatice teyze seansımız kısa sürdü. Tamam, artık hazırdık hepimiz dün seçtiklerimizi giymiştik ve hafif bir makyajla harika görünüyorduk.
Saat artık 19:30'u gösteriyordu. Evden çıktık ve konserin yapılacağı mekana yürümeye başladık. Uyuşuk uyuşuk gittiğimiz için yarım saatte anca gitmiştik. Konser geniş anfi gibi bir alanda yapılacaktı ama açık hava olmasına rağmen etrafı duvarlarla çevrili olduğu için bir kapıdan ve tabiki güvenlik görevlisinin kontrolünden geçmeliydik. Biz tam kapıya yönelmiştik ki birinin Deniz'e çarpmasıyla durduk. Deniz'in çantası bir yana savrulurken Deniz de bize doğru savruldu. Biz tutmasak Deniz kesin poposunun üzerindeydi. Biz hala olayın şokunu yaşarken, Deniz hemen bizden kurtuldu ve bir adım öne çıktı. Çocuğun yanında da üç arkadaşı daha vardı. Arkadaşları çocuğa bizde Deniz'e bakıyorduk. O sırada çocukta özür dileyerek elinde Denizin çantası bize doğru geliyordu ki Deniz'in sözleri karşısında olduğu yerde kaldı.
''Önüne baksana hayvan. Sapık mıdır hırsız mıdır belli değil.'' dedi Deniz.
''Efendim, anlayamadım.'' çocuk hala olduğu yerde dikiliyordu.''Evet, doğru duydun pis sapık.'' diye devam ediyordu Deniz'in hakaretleri.
''Bak yanlışlıkla oldu ve ben özür dilemeye çalışıyordum. Beni dinleseydin anlardın. ''dedi çocuk.
''Sen kimsin ki ben seni dinleyeceğim.'' Deniz bunu dedikten sonra çocuğun elinden çantayı öyle bir hızla çektiki çocuk sadece bakakaldı. Deniz çocuğun yanından geçerek giriş kapısına yöneldi. Bizde çocuğa öldürücü bakışlar atarken yanından geçip gittik. En arkadan bem gittiğim için çocuğun adını duyabilmiştim. Çocuğa '' Bırak Ufuk o sadece küçük ukalanın teki.'' dediler. Demek ki çocuğun adı Ufuk'tu, 1.80 boylarında sarışın mavi gözlü bizim yaşlarımızda tatlı bir çocuktu.
Ufuk'un Deniz'den böyle bir tepki beklemediği açıktı. Gerçi bende böyle bir tepki bekler miydim emin değilim.
Ama son duyduklarımdan sonra bende biraz sinirlenmiştim. Onlar nasıl benim arkadaşıma ukala diyebilirler. Bu çocuğa şu ana kadar pek sinirli değildim tamam hata yapmış olabilir ama Deniz'inde tepkisi sertti. Geçtiğim transtan Irmak'ın sesiyle çıktım.''Sen iyi misin?'' dedi Irmak.
''İyiyim sadece bu kadar sert bir çıkış beklemiyordum.'' dedim, Irmak da beni başıyla onayladıktan sonra girişe yöneldik. Biz bir numaralı girişe gelmiştik, göz ucuyla baktığımda Ufuklarında üç numaralı girişte olduklarını gördüm.
Allah'ım sonunda sıra bize geldi ve içeri girebildik. Hemen ilerleyebildiğimiz kadar öne ilerledik. Yaklaşık yarım saat sonra sahnede bir DJ vardı. Adam hareketli parçalar çalmaya başladı ve herkes zıplayıp, dans ediyordu.
Birinci , ikinci, üçüncü şarkı derken 1:30 saat falan geçmişti. Kızlarla gayet güzel vakit geçiriyorduk. Bu müzik şöleninin ardından kısa bir ara verildi, bizde kendi aramızda konuşmaya başladık. Hepimiz gülerken Deniz'in kızgın bir ifadeyle bana baktığımı gördüm daha sonra fark ettim bana değil arkama bakıyordu, bende kafamı çevirmemle Ufuk'u görmem bir oldu.Deniz tam bir şey söyleyecekken anons geldi vee sahne Mustafa Ceceli'nin...
Teşekkürler Mustafa Ceceli bizi Deniz'in öfkesinden kurtardın...******
2. Bölümüde bitirdim. Umarım beğenirsiniz.
Bana bir iyilik yapın ve yıldıza( ☆★☆★☆★☆) basmayı unutmayın. ( :D :D :D :D :D)
Gençleerr!!! Bir yaşam belirtisi gösterin ;) ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"
ChickLitHİKAYEYE BİR KERE GİRDİN Mİ UYANAMAZSIN ÇÜNKÜ BU BİR RÜYA DEĞİL!!! *** İnsanlar senin hakkında çok şey düşünebilir ama bu hikayede o insanlara cevabımız kocaman bir " SEN ÖYLE SAN!" olacak. Çünkü; HER GERÇEK YÜZÜN BİR MASKESİ VARDIR... Ve bu hikaye...