21. Bölüm

3.3K 184 11
                                    

Merhabalar.... Bu bölüm geçiş bölümüdür o yüzden olaylar biraz hızlıdır ve biraz sıkıcı gelebilir ... umarım sıkılmassınız...

***

Onur "Sonunda ikinizde dövmelerini yaptıra bilirsiniz. " dedi.

Bir çığlık atıp "gerçekten mi?" dedim.
"Ben şaka yapan bir insan mıyım Ömür?" bu sorusunu pas geçerek "Tamam. Hadi gidelim hemen yaptıralım." dedim büyük bir hevesle.

"Ne acelen var, bir muhabbet etseydik." dedi.

"Tamam. Muhabbette ederiz ama öncelikle bu işi halledelim. Hem işimiz çabuk biterse sana pasta ısmarlayacağım. Söz. " dedim.

*** 2 saat sonra ***

Onurla işimizi hallettiğim de sol kolum biraz sızlıyordu. Ama olsun ailem için değer. Tekrar sol bileğime baktığımda yüzümde bir gülümseme oldu.

Sol bileğimin iç tarafında bir pusula dövmesi vardı. (Multide var! Ama biraz daha büyüğü olarak düşünün) Aslın da bu dövme bizim ailedeki herkeste var. Ama genellikle bu dövme 21 yaşından sonra yaptırılır. Ama babamın istisnaları.

Dövmemi de yaptırdıktan sonra söz verdiğim üzere Onura pasta ısmarlayacağım, bunun içinde küçük kafe tarzı bir yere geldik. Masaya oturunca bir kaç kızın kafası bizim masaya döndü. Hadi ama yine mi? Bakın ben kıskanç bir kardeşim burada kavga falan çıkarsa sorumlusu ben değilim. Sinirden ellerimi masaya koydum ama masa yapış yapış olduğu için ellerimde battı.

Harika(!) "Ben ellerimi yıkayıp geliyorum." dedim ve lavaboya yöneldim. Ellerimi güzelce köpükleyince işim bitmişti. Peçeteylede kurulayınca lavabodan çıktım. Masaya doğru yürürken masanın başında dikilen kızla sinir kat sayılarım yükselmeye başladı. Birde böyle aptal aptal sırıtmıyor mu kız iyice sinir ediyor insanı. Ama ben yapacağımı bilirim.

Yüzüme sinir bozucu bir gülümseme yerleştirdim ve masaya oturunca "Onur, tatlım garsonu çağırmışsın ama ben daha siparişime karar vermedim..." dedim sonra kıza dönüp "Sen şimdi git ben siparişime karar verince seni tekrar çağırırız." dedim ve tekrar Onura döndüm gülüyor bir de pislik. Masanın altından bacağına tekme atınca yüzünü buruşturup gülmeyi kesti.

Kız hala başımızda dikilince. Kafamı kıza çevirdim ve gülesim geldi yüzünde bir gökkuşağının renkleri geçiyordu. "Hadi ama tatlım seni müdürüne şikayet etmemizi istemiyorsan ikile burdan!" dedim hiçte nazik olmayan tehtit vari bir sesle. Kızda Ihh! gibi sesler çıkararak gitti. Yüzümde kocaman gülümsemeyle tekrar Onura döndüm oda bana sırıtarak bakıyordu.

"Ne oldu abilerin en yakışıklısı?" dedim büyük bir keyifle, ailemi haftada bir görüyordum zaten, o yüzden onu birazcık şımarta bilirim.
"Sen ne güzel kıskanıyosun öyle." dedi keyifli bir sesle.

"Tabi ki benim yanımdaki erkeğe kimse bakamaz." dedim.

"Yalnız. Onu benim sana demem gerekiyor Ömür, senin bana değil. " dedi gülerek.

"Neyse, hadi pastalarımızı yiyelim." dedim konuyu kapatmak için.

"Pastanı nasıl istiyorsun?"

"Her zaman ki gibi..." dediğimde "çikolatalı" diye tamamlamıştı cümlemi. Başımla onaylayınca bu sefer gerçek garsonu çağırıp pasta siparişi verdi.

Pastaları yedikten sonra, ne kadar dil döksemde hesabı Onur ödedi. Ona Onur diyorum çünkü hem kimse abi kardeş olduğumuzu bilmiyor hemde bazen onu sinir etmek hoşuma gidiyor. Ama ailece berabersek abi derim hep.

(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin