##HEPİMİZİN ANLATACAK BİR HİKAYESİ VARDIR.##
***
Geldiğimden teyzemin haberi yoktu. Ona sürpriz yapacaktım buda demek oluyorki akşam Çan'a, teyzeme giderken sürprizime kurabiyeleride ekleyebilirim.Kurabiyeleri soğumaya bırakıp mutfaktan çıktım. Üstümü degiştirip teyzeme gidecektim. Eniştemde şehir dışında olduğundan yaptığım sürpriz ona moral olurdu.
Odaya girip sadece tişörtümü değiştirdim. Siyah tişört giydim ve üzerimede bordo bir kapşonlu hırka giydim. Hırka biraz büyüktü çünkü Onurun dolabından aşırmıştım. Aynada kendime baktığımda olmuştum, havalar soğumaya başladığı için hırkada garip durmuyordu.
Elime arabanın anahtarını alıp aşağı indim ve kurabiyeleri koymak için kap aramaya başladım. Bulduğumdaysa özenle kurabiyeleri koymaya başladım. Tepside bir tabak kadar bıraktıktan sonra hazırladığım kabı bir poşete koydum ve ayakkabılarımı giymek için kapıya yürüdüm.
Ayakkabılarımıda giyince herşey tamamdı. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda her zamanki gibi Mustafa abiyle karşılaştım."Bir yere mi gidiyorsunuz efendim?"
" Teyzeme gidiyorum ve tek başıma gidiyorum. Hem sizde yorgunsunuz dinlenirsiniz biraz." dedim ve ilermeye başladım.
Mustafa abi "Ama babanız.." diyecek olsada "Tek başıma gidiyorum." dedim ve arkama bakmadan yürümeye devam ettim.
Arkamdan koşma sesi geldi ve Mustafa abi bana yetişip küçük kağıt gibi bir şey uzattı. Elinden alıp baktığımda ehliyet olduğunu gördüm. " Teşekkür ederim" dedim ve binmem için açtığı araba kapısından şoför koltuğuna oturdum. Kapımı kapatıncada arabayı çalıştırdım ve emniyet kemerimi takıp yola koyuldum.
Çan buradan 45-50 dakika uzaklıktaydı. Ama müzik eşliğinde sanki bu yollar daha da kısalıyordu. Radyoyu açtığımda Cem Belevi-Sor şarkısı arabanın içini doldurmaya başlamıştı.Çan biraz çukurda kaldığından, ilçeye girerken tepeden aşağı inmeniz gerekiyor ama gelişiniz gece ise evlerin küçük ışıkları büyük bir parıltı yaratıyordu ve bu çok hoş bir görüntüydü. Teyzemlerin sokakğına girdiğimde arabayı evin önündeki boş yere park ettim ve kurabiye poşetiyle telefonumu alıp arabadan indim. Kapıya geldiğimde zili çalmadan telefonla teyzemi aradım. İkinci çalışta açmıştı.
" Teyze. Ne yapıyorsun?"
" İyiyim, kuzum. Tek başımaydım evde, televizyon izliyordum" dedi teyzem.
" Anlıyorum...." cümlemi tamamlayamadan teyzem yeni bir soru sormuştu.
" Ömür, kolundaki yarada falan bir şey kalmadı değil mi?" dedi merakla, merakı sesinede yansıyordu.
" Endişelenme teyze hiç bir şeyim kalmadı. Hem annemi bilmiyor musun o bana çok iyi baktı..." dedim sonrada "...seni özledim teyze" diye ekledim.
" Bende seni çok özledim kuzum. Keşke yanımda olsaydın. Zaten eniştende yok, sensizde çok sıkıcı buralar" dedi.
Gülerek " Ee iyi madem, çok özlediysen aç kapıyı teyze" dedim.
"Yaşlı başlı kadınım dalga geçme benimle Ömür" diyince "Teyze açar mısın kapıyı, bak açmassan geri gideceğim" dedim.
Birden telefondan ayak sesleri gelmeye başladı demekki kapıya geliyordu. Telefonu kapatıp, kurabiye kutusuyla telefonu bir elime aldım ve boştaki elimlede kapı deliğini kapattım.
Teyzem kapıyı açıp karşısında beni görünce "Ömürr!" dedi ve bana sarıldı. "Seni eşek sıpası utanmıyor musun koca kadınla dalga geçmeye" diyor bir yandan da kızgın olmaya çalışıyordu. Gülerek " Bende seni özledim teyze" dedim ve ondan ayrılıp ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Teyzemde gelip karşıma oturduğunda galiba sorgu zamanıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"
ChickLitHİKAYEYE BİR KERE GİRDİN Mİ UYANAMAZSIN ÇÜNKÜ BU BİR RÜYA DEĞİL!!! *** İnsanlar senin hakkında çok şey düşünebilir ama bu hikayede o insanlara cevabımız kocaman bir " SEN ÖYLE SAN!" olacak. Çünkü; HER GERÇEK YÜZÜN BİR MASKESİ VARDIR... Ve bu hikaye...