68.Bölüm-İlk Tanışma!

1.4K 82 7
                                    

Masaya yürüdüğümde, masanın üstündeki sarı zarf dikkatimi çekti. Zarftan fotoğraflar çıkıyordu ve zarfın kenarından çıkan fotoğraftaki kişi bendim.

Acaba dedim acaba Yanlış mı görüyorum diye tekrar baktım ama hayır, malesef bendim.
Hızla zarfı elime alıp içindekileri çıkardığım da üzüntü tüm bendenimi kaplamıştı.

Çünkü gördüklerim ben yürürken, Ömerle dolaşırken, kitap okurken, Mertle gülerken, el ele tutuşurken daha bir sürü halimin fotoğrafıydı.

Hatırkadığım kadarıyla yemek yaparken masayı kurmak için salona geçeceğim sırada bir korumanın elinde bu zarfla geldiğini ve babamında zarfı çalışma masasına bırakmasını söylediğini hatırlıyorum. Babamın hiç yukarıya çıkmadığını düşünürsek fotoğrafları daha görmemişti ki görseydi de Merte bu kadar sıcak davranacağını düşünmüyordum.

Ama, Daha yemekteyken geçen konuşmanın üzerine böyle bir şeyin başıma gelmesi üzüntümün yerini öfkeye bırakmıştı.

Hızla ve de hırsla odadan çıktığım da abimde merdivenlerden iniyordu. Neredeyse koşarak indiğim merdivenler de abime çarpmıştım.
"Yavaş olsana kızım" diye söylenmişti.

Merdivenleri hızla inince, mutfaktan çıkan Gülsüm ablayıda son anda fark ettim ama çarpışmamız kaçınılmaz oldu.

Tabi çarpışınca elindeki çerez kaselerinin bulunduğu tepside büyük bir gürültüyle yeri boylamıştı.

Ben Gülsüm ablayıda arkamda bırakıp bahçeye çıkarken Ömer de arkamdan "Ömürrr!" diye bağırmıştı ama duramazdım en azından şu an bahçeye çıkıncaya kadar durmak istemiyordum.

Ben hızla bahçeye fırlayınca çardakta oturanlarda ayağa kalkmıştı.

Annem telaşla "Kızım ne oldu?" desende onu pas geçerek direkt babama konuşacaktım.

"Neden?" dedim ve sesimi biraz daha yükselterek "Neden bunları sadece bana yapıyorsun?" diye ekledim.

Abimin "Sesinin tonuna dikkat et Ömür" dediğini duydum ama elimdeki zarfı sallayarak abime döndüm ve bu sefer yine yüksek bir tonda "Peki sevgili abicim, senin hayatının her anı fotoğraflanıp bir zarfta babanın önünde olsa sende normal bir tonda konuşabilir miydin?" diye abime bir soru yönelttim ama ne ben cevap bekliyordum ne de o cevap verecekti.

"Ben de öyle düşünmüştüm" dedim ve tekrar babama döndüm.

"Daha bir saat önce güvenden söz etmişken sizin bana bu güvensizliğiniz niye?" diye kısık sesle sormuştum ama bağırsam bu kadar etkili olmazdı.

Şu an kendimi sıkıyordum ağlamamak için sadece 5 dakika sonra kendimi bir yastığa kapatıp muhtemelen uyuyuncaya kadar ağlayacağım için şu an ağlamamalıydım.

"Hani siz dediniz ya onlara güveniyorum onlar anlatırlar diye şimdi bende diyorum ki benim de anlatmam için önce size güvenmem gerekiyor sanırım.." dedim ve artık tutamadığım göz yaşımın akmasına izin verdim. Elimde ki zarfı da yanan ateşin içine attım. Bu saatten sonra bunlara bakmak isteyeceğini de düşünmüyordum..

Herkesi bahçede bırakıp eve girdiğim de Gülsüm abla yerdeki cam kırıklarını topluyordu.

Ellerimle gözlerimi silsemde yerine yeni yaşların alması uzun sürmüyordu.

Yanına eğilip "Kusura bakma Gülsüm abla, fark edemedim seni" dedim ve eğildiğim yerden kalkıp alt kattaki odaya girdim, girdiğim gibi de arkamdan kapıyı kilitleyip derin br nefes aldım. Aldım ama o nefes ciğerimi buldu mu hiç bilmiyorum.

(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin