Böyle böyle derken konserde iki saatimizi geride bırakmıştık. Saat 23:30 ve konser sona erdi. Herkes yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Biz de mekanın önüne çıktık ve ne yapacağımıza karar vermeye çalışıyorduk. Bu akşam Denizlerde kalacaktık çünkü Denizin anne ve babası köye gitmişti, bizde Deniz yalnız kalmasın diye bu akşam onunla birlikteydik. Evleri konser salonuna çok uzak olmadığı için ulaşım sıkıntı değildi. Bizde hazır ailelerimizden izin almışken konser yorgunluğunu atmak için ve dışarıda olma fırsatını değerlendirmek için yolumuzun üstünde olan bir kafeye oturalım dedik. Kafeye gittiğimizde neredeyse boştu. Oturduk ve hepimiz sıcak çikolata söyledik, sıcak çikolatalarımızı içerken günün değerlendirmesini yapıyorduk. Deniz hala Ufuk'a kızgın olduğundan sürekli bize bir insanın nasıl bu kadar kör ve sakar olabileceğinden bahsediyordu.
Neredeyse sıcak çikolatalarımızı bitirmiştik ve birden kafede içeriye Ufuk ve arkadaşı girdi, sadece ikisi vardı. Deniz yine öfkeyle söylenmeye başlamıştı ki bende susması için ona bir şeyler söyledim ama söylediğim şeyin farkına sonradan vardım.'' Hadi ama kızlar Ufuk o kadar da kötü biri gibi durmuyor.'' diye demiş bulundum.
Kızların ikiside bana şaşkın şaşkın bakarken bende hemen çantalarımı toplayıp hesabı ödemek için kasaya yöneldim. Kızlar bu konu hakkında bana tek bir soru bile sormamışlardı ama şimdilik.Hesabı ödedikten sonra kendimizi sokağa attık ve bizim kızlar aynı anda bana '' Bu konuyu eve gidince konuşacağız.'' bakışı attıktan sonra yolumuza devam ettik.
10 dakika sonra evdeydik. Eve gelince rahatlasam mı yoksa kaçsam mı bilemedim.
Hepimiz üstlerimizi değiştirdik ve salondaki koltuklara yayıldık. İşte zaman geldi, şimdi Ufuk konusu konuşulacaktı. Ahh Ufuk ahh seni tanımam etmem ama yaktın başımı... Sessizliği ilk bozan Deniz oldu.
''Söyler misin o sapığı nereden tanıyorsun?'' daha sonra sözü Irmak devraldı. '' Evet bu konuda bize açıklama yapmak zorundasın.'' dediler. Bende kendim için bir kaçış yolu bulamayınca olanları anlatmaya başladım. Tabiki ukala kısmını atlayarak anlattım, orayıda anlatsam Deniz, Ufuk'u ve arkadaşlarını gördüğü yerde parçalardı. Biz böyle sohbet ederken saat gecenin 01:00 ' i olmuştu. Sohbetimizi bölende kapının zil sesi oldu. Hepimiz irkilmiştik çünkü gecenin bu saatinde kapının çalması pek hayra âlâmet değildi. Ben içimdeki cesaret parçasını kullanarak kapıyı açmaya gittim. Kapı arkasından sürgülüydü o şekilde açtım, kapı en fazla 5 - 6 santim açıldı ama kimse yoktu. Biraz rahatlamıştım ama kapının tekrar çalmasıyla hafifçe yerimden zıpladım. Kızlarında korktuğunu anlayabiliyordum.
Daha sonra çalan zilin dış kapının zili olduğunu anladık. Komşulardan biri olduğunu düşündük ve otomatiğe bastım. Ben tekrar kapıya yöneliğim sırada Deniz ayaklandı ne yaptığını anlamak için ona bakıyordum oda bunu fark etmiş olacak ki ''Bu kadar aksiyon böbreklerime fazla geldi içimdekini boşaltmam gerek.'' dedi ve hızla tuvalete daldı. Sen ona korkuyorum demiyoda neymiş böbrekleri dayanmazmış. Neyse boşver Denizi ben tekrar, kimin çıktığını görmek için kapının arkasındaki yerimi aldım ve oradan merdivenlere bakıyordum. Sanırım dünyanın sonu geliyordu. Merdivenlerden çıkan Ufuk ve arkadaşını görünce şok olmuştum, sonrası ise daha da garipleşti. Birden ağzımdan '' Ufuk?'' diye çıkınca Ufuk da kafasını bana çevirmişti ve şaşkınlığı bir kilometre öteden bile hissedilebilirdi.
Tabi ben Ufuk diyince Irmak resmen uçarak kapıya gelmişti ve Irmak'ta Ufuk'u görünce ağzından çıkan kocaman bir '' Yok artık. '' olmuştu. Herkes şaşkın şaşkın bir birine bakarken sessizliği Ufuk bozdu. '' Kusura bakmayın gecenin bu saatinde rahatsız ettik ama...'' O tüm bunları söylerken bende kapının sürgüsünü açmıştım, sonra konuşmasına devam etti '' ...Sanırım babaannem uyuya kalmış zile bastık ama duymadı. '' ben yine olayın şaşkınlığını yaşarken ağzımdan istemsizce ve tuhaf bir soru çıktı. '' Acaba babaannen kim? '' bu soru karşısında kendim de şaşırmıştım, yani banane kimse kim, oda bu soruyu bekliyormuş gibi büyük bir rahatlıkla cevap verdi. '' İsmi Hatice bu katta oturuyor. '' bu sefer konuşan Irmak olmuştu '' Bizim Hatice teyze senin babaannen mi? '' Ufuk ise sadece '' Sanırım. '' demekle yetindi. Biz tüm bu konuşmaları yaparken Deniz'in lavaboda olduğuna şükrediyordum yoksa gecenin bir yarısı apartmanda bir felaket baş gösterirdi. Biz yine bir birimize bakarken bir kapı sesi duyuldu ve Hatice teyze kadroya dahil oldu, '' Ufuk oğlum geldin mi , kusura bakma yavrum ben uyuya kalmışım duymadım kapıyı çaldığını. '' dedi Hatice teyze.'' Yok babaannem önemli değil zaten bizede kapıyı komşuların açtı. '' dedi demesine de yüzünde de pis bir sırıtış vardı. Hatice teyzede bize teşekkür ettikden sonra evine doğru yöneldi, o sırada son kez Ufuk bize dönüp '' Tekrar teşekkürler bu arada hiç tanışma fırsatımız olmadı ben Ufuk, ahh siz zaten adımı biliyordunuz. '' dedi ve göz kırptı artı tüm bunları söylerken yüzünde yine ukala bir sırıtış vardı. O an içimdeki tüm nefretle yüzünü parçalamak istedim ama olmadı, yapacak bir şey yok sadece sabır...
Ufuk arkadaşına döndü ve '' Hadi gidelim Ege. '' dedi, Ege de onu başıyla onayladıktan sonra Hatice teyzenin kapısına yöneldiler.
Sanırım yarın bizi bitmek bilmeyen bir pazar günü bekliyordu, umarım yarının yaralı sayısı az olur. Biz de tam kapıyı kapattık koltuklara geçmiştik ki Deniz lavabodan çıktı. Evet birde Deniz vardı ben onu tamamen unutmuşum tabi işin zor kısmında yoktu bir de olayları ona anlatmak vardı acaba ne deseydik direk Ufuk'un geldiğini söylesek ne olurdu ya da boş ver yaa gece gece hiç aksiyona gerek yok hele ki az önce yaşananlardan sonra... Ama yinede bu işin Deniz kısmı vardı. Deniz de bize soru sormaya hazırlanıyordu vee beklenen soru geldi '' Kimmiş gelen? '' dedi Deniz. 3 saniyelik bir sürede bakışlarımız Irmakla buluştu. Onun o çaresiz bakışlarından ihalenin bana kaldığını anladım, bende başladım anlatmaya.
'' Üst kattaki komşuymuş, dışarı çıkmış anahtarıda evde unutmuş, bakmış bizim evde de ışıklar yanıyo bari bunların ziline basayım kapıyı açarlar demiş. '' diye noktaladım sözlerimi. Deniz bana inanmış görünüyordu, umarım yarın Ufuk ile falan karşılaşmaz yoksa büyük gerilim yaşanır hatta 3. Dünya savaşı bu apartmanda çıkardı. (:D)
Öyle böyle derken saat iki olmuştu, bizde yataklarımızı yaptık hepimiz yerde yatacaktık. Yan yana serdiğimiz yataklarımıza sırasıyla dizildik. Konserin verdiği yorgunluk ve bu gün yaşananlardan sonra uyumak hiçte zor değildi. Herkes küçük bir iyi geceler mırıldandıktan sonra kendimizi uykunun ve yumuşak yatağın kollarına bıraktık...
*****
Umarım beğenirsiniz.
Bir yaşam belirtisi olarak Yorum yapmayı ve yıldıza (★☆★☆★☆★) basmayı unutmayın... :D
( 11.06.2015 )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"
ChickLitHİKAYEYE BİR KERE GİRDİN Mİ UYANAMAZSIN ÇÜNKÜ BU BİR RÜYA DEĞİL!!! *** İnsanlar senin hakkında çok şey düşünebilir ama bu hikayede o insanlara cevabımız kocaman bir " SEN ÖYLE SAN!" olacak. Çünkü; HER GERÇEK YÜZÜN BİR MASKESİ VARDIR... Ve bu hikaye...