14. Bölüm

3.1K 200 9
                                    

...tekrar uykunun kollarına bıraktım....

Sabah kalkınca kızlarıda kaldırdım.. Tabi bu kızlar benim arkadaşımsa hiç rahat dururlar mı? Kesinlikle hayır! Dün Oğuzla ne yaptığımızı sordular, hatta bizi sevgili falan yaptılar. Ama ben olanları açıklığa kavuşturmak adına yaptıklarımı tek tek anlatmaya başladım.

"Şimdi kızlar, ben dün Ardayı konuşurken duydum. Neymiş efendim beni korkutup dalga geçecekmiş. Tabi bende boş dururmuyum. Gittim çocuğun bütün çadırını çamura buladım. " dedim ve kahkaha atmayı da unutmadım.

Irmak hemen "Ömür sen kafayı mı yedin görmedin mi çocuk korumalarla, arabalarla geldi. Kesin başına bir iş gelecek. " diyor bir yandan da bağırıyordu. Deniz ise gayet sakin "Aferin kız iyi yapmışsın, ona az bile. Ne o öyle, O sultan süleymanın oğlumu? " dedi ve oda gülmeye başladı.

"Kızlar, aslında Arda mafyanın oğlu. " dedim ve dememle birlikte bütün kahkahalar soldu.

Deniz hemen "Salaksın sen bir daha uğraşma bu çocukla bir kere yapmışsın bir hata ama bir daha uğraşma tamam mı? " dedi. Onların bu korkusunu görünce sadece tamam diyebildim.

Hazırlandık ve çadırdan çıkıp masaların olduğu tarafa doğru yürümeye başladık, oturacakken tam kafamı çevirdim ve sinirli bir Arda ile karşılaştım.

Hemen masayı otururken "Ee arkadaşlar dün akşam nasıldı, rahat Uyudunuz mu? " dedim.

Tabi bunu dememle Arda'nın bana doğru gelmesi bir oldu.

" Sen yaptın. Bunu biliyordum, sen yaptın değil mi? " diye bağırmaya başladı daha Sonra bileğimi tuttuğu gibi çekmeye başladı. İlk önce Oğuz ayaklandı Ama Oğuz ' dan önce Arda'nın koruması Oğuzu tutunca bende Arda ile ormanı sürüklenmeye başladım.

Yürüdük....yürüdük.... ve bir anda beni kendine çevirdi ve bağırmaya başladı "Seni küçük Şımarık kız Sen benim kim olduğumu biliyor musun? " dedi bağırarak. bende insanı sinir edebilecek sakinlikte "evet" dedim.

" O zaman benim yapacaklarımı biliyorsun değil mi? Acaba sana ne yapsam? Çeşitli işkencelerim vardır denemek ister misin? " dedi.

Bense hiç kasmayarak "Bana bir şey yapabileceğini pek sanmıyorum. " dedim ve benim bunu dememle birlikte ağaçların ardından korumalar çıktı. Gerçi ben kendimde hallederdim ama deşifre olmak istemiyorum.

Tabi Arda korumaları görünce şaşırdı. Sonra korumalardan ikisi Ardanın kollarını tutunca daha çok şaşırdı.

Hemen "N'oluyor lan! Bıraksanıza beni, siz kimsiniz? " diye çırpınıyordu. Sonuç olarak kimse Ardayı tınlamadı. Korumalardan bir tanesi bana dönüp "İyi misiniz efendim? " diye sorunca "İyiyim teşekkür edrim. " demekle yetindim. Koruma cevabımdan tatmin olunca Ardaya döndü ve "Bir daha hanım efendiye yaklaşmayın. " diye sert bir şekilde uyardı.

Ben arkamı döndüm gidiyordum ki aklıma gelenle yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim ve Ardaya dönüp "Unutma! Senden bir adım öndeyim. " dedim ve yürümeye devam ettim. On - on beş adım sonra önüme Oğuz çıktı. Kollarımdan tutup beni bir sağa bir sola çevirmeye başladı, bir yandan da "iyi misin? " diye soruyordu. Bende Oğuzun elinden kurtuldum ve "İyiyim Oğuz, salin ol. Bir şeyim yok. Unutma tek korumam sen değilsin. " dedim. Oğuz derin bir nefes verdi ve "Sana bir şey olsaydı baban beni öldürürdü ve ben ölmek için çok gencim. " dedi. Bende bunun üstüne güzel bir kahkaha attım. Tekrar kahvaltımızı yaptığımız yere döndük. Kızlarda bir telaş hemen boynuma atadılar. Hatta Irmak ağlamış.

"Sana bir şey oldu diye çok korktuk. İyi misin? " diye sordu Irmak.

Deniz ise "Mafya bozuntusu. Yürüyen ego. " diye söyleniyordu. Deniz böyle söylenirken Efe hemen atladı "Hop hop! Mafya da nerden çıktı? " diye sordu. Bu sırada da, daha yeni gördüğüm Ufuk "Arda KARAYEL. Çanakkalenin bilindik bir mafyasının oğlu ayrıca inşaat sektöründe de isimlerini duyurmuş insanlar. Daha önce duymadınız mı? " dedi.

Bu lafın üstüne kimse bir şey diyemedi çünkü Arda geldi. Herkes yerine oturdu sonrada kamp hocamız bize doğa yürüyüşü yapacağımızı söyledi. Herkes kahvaltısını bitirince yürüyüşe hazırlanmak için dağıldık.

Ardanın söyleyecekleri var. ..

Sabah kalktığım da arabadaydım. Dün bütün çadırım çamur olduğu için arabada yatmak zorunda kaldım. Arabadan çıkıp kahvaltı yapacağımız yere doğru yürümeye başladım tam oturuyordum ki Ömür rahat uyumak ile ilgili bir şeyler zırvaladı. O böyle yapınca bende de her şey yerine oturdu. Zaten onun yaptığını düşünüyordum oda kanıtlamış oldu.

Tabi o sinirle hemen yanına yürümeye başladım. Önüme ilk önce bir çocuk çıktı ama benim korumalardan bir tanesi çocuğa engel oldu. Fırsattan istifade bende Ömürün kolunu tuttuğum gibi çekmeye başladım. Bir süre yürüdükten sonra onu tam karşımda durdurdum. Benden korkması için ona tehtitler savurmaya başladım. İşkencelerimden falan bahsettim.

Tabiki ona işkence falan etmeyeceğim en fazla ağzının ortasına bir tane vururum.

Daha sonra ona beni tanıyıp tanımadığını sordum. O ise sinirlerimi bozacak bir ses tonuyla "evet" dedi. Onu korkutmak için tekrar yapabileceklerim hakkında konuşmaya başladım ama Ömür yine sinir bozuculuğuyla "Bana bir şey yapabileceğini sanmıyorum. " dedi.
Bunun üstüne ben iyice sinirlendim. O sırada ağaçların arasından korumalar çıktı ben daha ne olduğunu anlamadan 2 tanesi benim kolumu tuttu. Bir taneside Ömüre "Efendim iyi misiniz? " dedi. Bense olayın şaşkınlığıyla sadece onlara bakıyordum. Ömür de iyiyim gibi bir şeyler geveledi.

N'oluyor yaa. Bu kız kim böyle hem bu korumalar nerden çıktı? Ben bu düşüncelerimle boğuşurken korumalardan biri bu sefer bana döndü ve "Hanım efendiye bir daha yaklaşmayın! " diye sesini yükselterek konuştu.

Adamlar hala beni tutuyordu. Ömür arkasını dönmüş gidiyorduki aklına bir şey geldi heralde gülerek dönüp bana "Unutma! Senden bir adım öndeyim. " dedi ve ağaçların arasında gözden kayboldu.

Ömür gidince bende korumalara döndüm ve "Kollarımı bıraksanız artık diyorum.. " dedim ve adamlar kollarımı bıraktı.

Sonra "Bu kız kim böyle? " diye sordum.

Adam bana dönüp "Bu seni hiç ilgilendirmez Arda KARAYEL, ama o kıza bulaşırsan baban bile seni kurtaramaz. " dedi ve tekrar ağaçların arasına dağıldılar.

Beni tanıyorlar gerçi beni herkes tanır. Ben de birçok kişiyi tanırım ama bu kızı ilk defa görüyorum. Ama ben de Arda isem bu iş burada bitmez.

Geldiğim yönde yürümeye başladım ve kahvaltı masalarımıza ulaştım. Kahvaltımla uğraşırken başımızdaki adam bir şeyler anlattı, yürüyüş mü ne yapacakmışız.

Tamam bakalım yürüyelim. Belki Ömür ile de konuşma fırsatım olur..

Onun kim olduğunu öğrenmem lazım....

*****

(19.10.2015)

Kocaman gülücüklü, mutlu hayatlar sizin olsun....



(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin