13. Bölüm

3.1K 222 11
                                    

...içtiğim bütün suyu püskürttüm.

Tabi bizim gruptaki herkes bana bakıyor benden ise çıkan cümle "Ufuk değil mi o?" oldu.. Bunun üzerine Efe Ufuk'a seslenmeye başladı.
'E, hadi oldu Ufukta geliyo yaa' bizi görünce şaşırdı ama hiç bozuntuya vermeden gelip Efe ile selamlaştılar, bizde mal mal onları izliyoruz. Efe Ufuk benim arkadaşım deyince her şey tamam oldu. Daha sonra Ufukta bizim yanımıza oturdu tam sohbet havasına girmiştik ki 3 tane siyah camları filmli araba geldi. Ben hemen Oğuza döndüm oda bana bilmiyorum anlamında omuzlarını indirip kaldırdı. Tabi bende meraklandım arabadan kim çıkacak diye bekliyorum.

Kapı açıldı...Arabadan çıkan spor ayakkabılı bir ayak ve Arda....

Hopbalaa! Ardanın ne işi var burda?

Kampa gelmeden Mehmet Abiden Arda'yı araştırmasını istemiştim. Sonuç ise Arda Çanakkale de küçük bir mafya örgütünün gelecekteki varisi, ama onlarda bizim yönetimimiz altında ve benden haberleri yok.

Neyse şimdiki zamana dönelim. Arda arabadan korumalar eşliğinde indi tabi herkesin bakışlar Ardanın üstünde. Arda da herkesin ona baktığını fark edince "Dönün lan önünüze!" diye bağırdı. Ormanda olduğumuz için seside biraz yankılandı.

Galiba Ardadan korkuyorlar çünkü herkes kafasını başka yere çevirdi, bizim grupta sohbete geri döndü. Ama ben direk Ardanın gözlerine bakıyordum. Arda da bunu fark etti ve bana "Önüne dönsene kızım. " dedi.

Bense sadece omuz silkmekle yetindim ve bakmaya devam ettim. Arda bana doğru gelmeye başladı tam bir iki adım atmıştıki korumalardan biri kolundan tutup "Efendim babanız. " dedi ve bu iki kelime Ardayı durdurmaya yetti. Sinirle başka tarafa dönüp yürümeye başladı. Demek ki bizim deli babasından korkarmış.

Arda gidince bende bizimkilerin sohbetine odaklandım daha doğrusu çalıştım. Odaklanamayacağımı anlayınca yürümeye karar verip ayaklandım. Yürümeye başlayınca Oğuz "Nereye? " diye sordu.

"Biraz yürüyeceğim. Senin gelmene gerek yok otur dinlen. " dedim.

"Peki efendim. " dedi.

Oğuza sorarcasına baktım ve "Efendim mi? " diye ekledim.

"Peki Ömür. " dedi bende bir gülümsemeyle karşılık verdim ve yürümeye başladım.

Bizim kamp yaptığımız yerin yanında ufak bir su birikintisi vardı ama öyle çokta ufak değil. Oraya doğru yürüdüm ve gözüme bir ağaç kestirince ona doğru yürüdüm. Ağacın kırık dalları basamak görevi görüyordu. Hızla yukarıya tırmandım ve küçük göleti izlemeye başladım. Biraz yukarıda vakit geçirdikten sonra tam inecektim ki aşağıda Ardayı gördüm yanında da 2 tane takım elbiseli adam vardı. Adamlar konuşmaya başladı tabi bende dinlemeye.

Arda "Araştırdınız mı kimmiş bu kız? " diye sorunca adamlardan biri " Efendim kız sıradan biri buraya biraz mesafesi olan bir ilçede oturuyor. Kız zararsız efendim. " dedi. Tüm bunları dinlerken içimden de sadece Sen Öyle San... diyordum.

"Peki kızın adı ne? " diye sordu Arda..

"Ömür efendim. "

Arda "Demek Ömür. Tamam bakalım bu akşam Ömüre bir hoşgeldin diyelim. Bakın şimdi gece herkes yatınca siz Ömürü korkutacaksınız ama bana doğru kovalayacaksınız. Sonra o benden yardım isteyecek falan ben bir güzel dalga geçeceğim. " dedi. Adamlarda onaylayınca yürümeye başladılar. Gittiklerinden emin olunca ağaçtan indin ve Oğuzu aramaya başladım.

Oğuzu bulunca ona olanları anlattım ve sadece benim yanımdan ayrılmamasını istedim.

Şimdi ise Oğuzu bekliyorum. ondan 2 kova su istemiştim onları getirmesini bekliyorum. Tabi ne yapacağımı anlamadı ama emir kulu mecburen getirdi. Kovalar gelincede ben yerden aldığım toprakları kovalara koymaya başladım, belirli bir miktar koyduktan sonra güzelce karıştırdım ve çamurlarımız hazıırrr...

Oğuz "Ömür bunları ne yapacaksın? " diye sordu.

Sadece "Arda kızınca nasıl oluyormuş onu göreceğim. " dedim.

***

Akşam yemeği saati geldi. Bizim grup güzelce yemeğimizi yedik ve klasik kamp ateşi etrafında topladık. Tabi Arda bana bakıp bakıp sırıtmasa yaptığımız muhabbetten daha çok keyif alacağım ama olmuyo neyse Arda efendi son gülen iyi güler...

Oğuza bir kaş göz işareti çaktım. Hemen ayaklandı tabi. Irmak hemen "Nereye gidiyorsunuz? " demeye başladı. "İşimiz var. " diyip yürümeye başladım. İtiraz etmeye kalktılar ama dinlemedim bile öncelikle işimi halletmem gerekiyor.

Oğuz elinde kovalarla geldi, beni takip etmesini söyledim. Tabi hala ne yapacağımızdan habersiz beni takip ediyordu. Ardanın çadırına yaklaşınca etrafa bir göz gezdirdim Allah'tan buraya koruma falan dikmemiş ama etrafta adamları dolaşıyordu. Biz hızlıca çadırın içine girdik.
Hiç zaman kaybetmeden kovalardan birini aldım ve etrafa dökmeye başladım. Oğuz "Oha! " deyince ona döndüm ve Ne oldu? der gibi kafamı salladım "Korkulur senden " dedi.

"Tabi kork! Ben babamın kızıyım. " dedim. Daha sonra işime geri döndüm. İlk kovayı döktüm, ikinci kovayıda güzelce döktüm. Kıyafetleri de güzelce çamura buladıktan sonra işim bitti. Tabi birde son olarak kamp alanındaki küçük depodan bulduğum sprey boyayla çadırın en geniş tarafına "Senden bir adım öndeyim." yazdım. Koşarak çadırdan çıktık kendi çadırlarımıza giderken önümüz 2 tane izbandut gibi adam çıktı. Bide böyle pis pis sırıtıyolar falan. Adamlardan biri bana doğru bir hamle yapınca hemen Oğuz karşılık verdi. O kadar para veriyoz işe yarasın dimi.

10 dakika sonra izbandutların ikiside pert. Adamlar bir birlerine tutunarak giderken bende arkalarından bağırdım.

"Sahibinize söyleyin kendine yatacak yer arasın " dedim sonrada Oğuza dönüp "sen neymişsin be Oğuz. " dedim. "İşim bu Ömür. " dedi. Sora çadırıma kadar bana eşlik etti.
İçeri geçip üstümü değiştirdim ve kafamı yastığa koydum...

Ardanın söyleyecekleri var...

Ömür ateşin başından kalkınca 20 dakika sora bende kalktım. Dolana dolana çadırın önüne geldim ve Ömürün koşarak bana gelmesini bekledim. Ama gelenler benim adamlarımdı. Bunların yüzüne ne olmuş lan! Adamlar yavaş yavaş yanıma geldi ve mal mal yüzüme bakmaya başladılar. Daha fazla dayanamadım ve "Bu haliniz ne lan? Kız nerde? " diye bağırdım. Adamlardan bir tanesi. "Efendim kızın yanındaki çocuk eğitimliymiş o yüzden kıza yaklaşamadık. " dedi ve ben sinirle yumruğu adamın suratına geçirdim. Diğeride "Efendim kız size şey dedi..." diye başladı cümlesine ben yine bağırarak "Ne dedi? " dedim. "Sahibinize söyleyin yatacak yer arasın dedi. " diye bitirdi cümlesini. Elimden bir kaza çıkmasın diye "Gidin" diye bağırdım ve çadırıma döndüm.

Çadıra girince vıcık vıcık bir şeye bastım. Bir adım daha atayım dedim ama ayağım kaydı ve sırt üstü yere düştüm. Çadırdan küçük fenerimi bulup yaktım.

Her yer çamur, benim üstüm, yatacağım yatak, kıyafetlerim.
"BU NE LAN! " diye bağırdım. Sonra karşımdaki yazı dikkatimi çekti. Ne yazıyo orda:

SENDEN BİR ADIM ÖNDEYİM!

Yazıyı okumamla iyice sinirlendim ve kendimi "ÖMÜRR!!" diye bağırırken buldum....

Ömürün söyleyecekleri var...

Ormanda adımın yankılanmasıyla kafamı yastıktan kaldırdım.

Kendi kendime Eee, Arda efendi Ömür KARA ya bulaşmayacaktın. dedim ve kendimi tekrardan uykunun kollarına bıraktım...

*********

(11.10.2015)

Mutlu, musmutlu günler sizin olsun......


(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin