Okulun olmasına karşılık hafta içi moral bölümü olsun. .. :)
Denizin söyleyecekleri var....
Koraylardan dağılacağımız zaman Efe'nin eve erken gitmesi gerektiği için beni Koray bırakacaktı.
Korayla birlikte sokakta yürüyorduk, birden sokağı Korayın telefonunun zil sesi doldurdu. Göz ucuyla ekrana baktığımda Irmak'ın aradığını gördüm." Efendim.." diye cevapladı telefonu, sonra bir süre Irmak'ı dinledi. Daha sonrada birden benim kolumdan tutup koşmaya başladı. İlk başta hızlı çektiği için neredeyse düşecektim ama toparlayıp bende yanında koşmaya başladım. Bir yandan da ona sorular soruyordum.
" Ne oldu, nereye koşuyoruz böyle?" diye sordum.
" İki sarhoş Ömür ve Irmak'ın önünü kesmiş ve kavga çıkmış galiba. Bizim iki sokak aşağımızdalar." dedi sonrada " Hadi daha hızlı koş bir sokak kaldı zaten." diye ekledi. Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım artık bacaklarım yanmaya başlamıştı.
Sokağın başına geldiğimizde Irmak yolun ortasında dikiliyordu ama Ömür yoktu. Irmak'ın yanına gittiğimizde Irmak bize değil şaşkınca başka yere bakıyordu. Bizde oraya bakınca bir adamla kavga eden Ömür'ü gördük.
Bizim görmeyi beklediğimiz yerde yatan yüzü kanlar içinde bir Ömürdü ama bizim gördüğümüz bir baygın, birde yüzü kanlı bir adamdı. Tamam, buraya kadar halledilemeyecek bir şey yoktu, tüm bu yaptıklarının bir açıklaması olmalıydı. Ama asıl sorun Ömürün arkasındaki takım elbiseli adamdan silah alıp yerdeki adamı vurmasıydı.Vurmasıylada Irmak ve benim çığlıklarımız boş sokakağı doldurmuştu. Kardeşim dediğim insan şu an bana o kadar yabancıydıki. Onun böyle bir şey yaptığına daha doğrusu yapabileceğine inanmak istemiyordum. O iyi biriydi belkide sadece bizim yanımızdayken böyle davranıyordu. Silahı kullanırken bile bir ikilemde değildi. Tetiğe basarken o kadar kendinden emin ve soğuk kanlıydıki onu tanımasam bu konuda profesyonel diyebilirdim. Sahi onu ne kadar tanıyorduk ki?
Bizim çığlıklarımızla Ömür de dikkatini bize vermişti. Gözlerinde bir suçluluk duygusu vardı. Bize doğru adımlayınca hem elindeki silahtan hem de refleks olarak korkudan bir adım geriledik. O an gözlerinde hüzün kırıntıları yakaladım ama çok geçti bu onun yaptıklarını değiştirmiyordu. Bizim ne tepki vereceğimizi bekliyordu ama biz şok olmuş bir şekilde hiç bir şey diyemiyorduk. Bizim yerimize konuşan Koray oldu.
"Böyle bir arkadaşımız olduğuna inanamıyorum. Bir süre bizden uzak dursan hepimiz için daha iyi olur." dedi.
Sonra ne zaman geldiğinin farkında olmadığım Efe'nin Irmak'ı, Koray'ın da beni yönlendirmesiyle Ömür'ü arkamızda bırakıp sokakta yürümeye başladık.
Yürürken hiç konuşmuyorduk. Zaten bir süre kimsenin bu konuya yorum yapabileceğini sanmıyordum. Bizimkilerle vedalaşıp sokak başında ayrıldık. Bizi güzel değil düşünceli bir gece bekliyordu.
***
( 4.gün Ömürün gittiği gün)Olayın üstünden 4 gün geçmişti ve kimse Ömür'ün bu yaptığını hazmedemiyordu. Sonuçta o bu kadar kötü bir insan değildi. Bu akşam bizimkilerle toplanıp bir durum değerlendirmesi yapacaktık.
Saat 10.30 tu ve ben bu saatte uyumak yerine annemin işlerini halletmek için sokağa düşmüştüm. Birde bu yetmezmiş gibi Ömürlerin komşusuna gidiyordum. Umarım karşılaşmayız çünkü hala nasıl tepki vermem gerektiğini kestiremiyorum. Elimde poşetlerle Hayriye teyzelere gidiyordum. Poşetlerin birinde annemin yaptığı kek diğerinde ise annemin modelini çıkarmak için aldığı yelek vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"
ChickLitHİKAYEYE BİR KERE GİRDİN Mİ UYANAMAZSIN ÇÜNKÜ BU BİR RÜYA DEĞİL!!! *** İnsanlar senin hakkında çok şey düşünebilir ama bu hikayede o insanlara cevabımız kocaman bir " SEN ÖYLE SAN!" olacak. Çünkü; HER GERÇEK YÜZÜN BİR MASKESİ VARDIR... Ve bu hikaye...