***3 hafta sonra***Evet büyük gün bu gün. Düğün günü.
Geçtiğimiz üç haftada olanlar kısaca şöyleydi.
Tercihlerimiz açıklandı ve hepimiz Çanakkale de kalmaya devam edeceğiz. İstediğimiz bölümlerdeyiz. Yamanla sınıf arkadaşı olmaya devam edecektim.Diğer zamanlarda da sürekli alışveriş telaşımız vardı. Resmen günlerce alışveriş yapmıştık. Mobilyalar, elbiseler, düğün için organizasyonlar, davetiyeler, takılar... Aklınıza gelebilecek her şey...
Dün akşam kına gecesini yapmıştık . Çok eğlendik oynamaktan oturmamıştık bile. Aslında daha çok kadınlar arasında bir eğlence olduğundan herkes çok rahat davranıştı ve eğlenceli dakikalar olmuştu.
Bugünse herkesin katılacağı büyük düğünümüz vardı. Düğünde köyde olacaktı şehirden şehire sürüklemek istemediler insanları, bizimkilerde gerekirse daha sonra diğer(!) iş arkadaşlarıyla bir davet organize edeceklerdi.
Şimdi saat sabahın beşi ve ben elimdeki kahveyi içip uyanmaya çalışıyorum. Neden mi? Çünkü benim akıllı abim düğünü olduğunu unutmuş ve bugüne bir teslimat ayarlamış.
Bende diğerleri düğün işlerini halletsin diye bu görevi üstlenmiştim.
Kahvemi bitirince fincanı tezgahın üstüne bırakıp kaldığım odaya geri döndüm. Acı kahveden sonra biraz daha ayılmış hissediyordum. Kıyafetlerimin arasından siyah pantalon, siyah bir tişört aldım ve üzerimi değiştirdim. Çoraplarımı da giydikten sonra, askıdan çeketimi alıp odadan çıktım.
On beş dakika geçmişti bile. 1 saatlik yolumuz vardı. Buraya yakın bir limana gidecektik. Saat yedide de teslimatımız vardı.Kapının önündeki ayakkabıları da ayağıma geçirince, Dün geceden ayarlanan çantalar ve arabalarla yola çıkmaya hazırdım.
Her ne kadar Ömer ve Mertte gelmek istesede abim sürekli onlardan bir şeyler istemiş ve bu konu açılamadan kapanmıştı.
Daha öncede bir sürü teslimat yaptım, bunuda yapabilirim. Hem yaptığımız teslimatlardan pay alıyoruz. Yani banka hesabımı biraz daha doldurmakta sakınca yok..
Ben kendimce teslimmatta neler olabileceğini düşünürken 1 saatlik yol bitmişti bile.
Limana geldiğimizde arabadan indim ve saate baktım.
06:33, birazda geç kalmışız planladığımız saatten ama sorun değil.Ben teslimat yapacağımız noktaya yürürken yanımdaki adam da yapılanları anlatıyordu.
Bu teslimatta anlaşmamız vardı. Sadece 2 adam silahlı olarak bulunabilirdi. Diğer kimsede silah olmayacaktı.
Ama bilmeniz gereken en önemli şey 'kimseye güvenme'."Planladığınız gibi Ömür hanım etrafata 15 nişancımız konumlandı."
"Tamam. Etrafta hareketlilik var mı?"
"Şuan bir hareketlilik yok. Ama misafirlerimiz geliyor."
"Tamam" dedim ve beklemeye başladım.
Birkaç dakika içinde karşımızdan da diğerleri geliyordu.
Hızlıca saydığım da 13 kişi olduklarını gördüm.
Anlaşma koşulu 12 kişi olmamız gerekiyordu.
Neyse bir an önce bu işi bitirip eve dönmeliydim. Ne de olsa düğünümüz var. Yoksa bu teslimattakilerle çok uğraşırdım.İfademi bozmadan "Hoş geldiniz" dedim.
Soğuk bir ses "Hoş bulduk" diye cevaplamıştı. Evet, muhattabımız belli oldu.
Orta boylu, ne sıkı ne tombul tipik bir vücutlu adamdı. Ama bakışları bile sinir bozucuydu.
"Bir erkekle iş yapacağımı sanıyordum" dedi aynı sinir bozuculukla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(MAFYA) MASKE: "SEN ÖYLE SAN!"
ChickLitHİKAYEYE BİR KERE GİRDİN Mİ UYANAMAZSIN ÇÜNKÜ BU BİR RÜYA DEĞİL!!! *** İnsanlar senin hakkında çok şey düşünebilir ama bu hikayede o insanlara cevabımız kocaman bir " SEN ÖYLE SAN!" olacak. Çünkü; HER GERÇEK YÜZÜN BİR MASKESİ VARDIR... Ve bu hikaye...