Yıldızı parlatmayı unutmayalım :).
Gözlerim dumanın etkisi ile yanmaya başlamışken camdan dışarı başımı uzatarak nefes almaya çalışıyordum. Demirleri biraz zorlasam da eski olmasına rağmen çok sağlamdı. Burada kapana kısılmış kalmıştım.
Berkay gelene kadar kendimi kaybetmiş bile olabilirdim ki onun bu alevlerin arasına girmesi mümkün değildi.
Gözlerim doldu. Camın dibine düz çöküp oturduğumda öksürerek ağlamaya başladım. Dosyalardan sıçrayan ateşler önüme düşerken biraz daha geri çekilmek istedim ama buradan kurtuluşum yoktu.
Beynimin uyuştuğunu hissettim. Duman içime dolarken ciğerim yandı. "Buraya kadarmış.." diye fısıldadım kendi kendime. "Her şey bitti.." dediğimde gözlerimi kapadım.
"Asel!" diye kulaklarıma dolan Berkay'ın sesi dışarıdan geliyordu. Kalkıp hemen baktığım da eve koştuğunu gördüm. Tepki bile veremeden içerde belirdi bir anda. "Asel!" dış kapıdan geliyordu sesi. "Neler oluyor iyi misin?" diye bağırdığında öksürmeye devam ettim.
"Kurtar beni!" diye bağırdım duymasını umarak. Yanmak istemiyordum.
"İtfaiyeyi aradım." diye bağırdı oradan. "Nasıl oldu bu?" diye telaşlı çıkan sesine cevap veremedim. Gözlerim artık kendiliğinden kapanıyordu ve bir anda yere yığılmıştım. Yerde cenin pozisyonuna gelirken gözlerimin önüne Emir geldi. Onu bir daha göremeyecek oluşumun acısı daha büyüktü.
"Asel cevap ver.. Dayan biraz.." Berkay'ın seslenişine karşılık veremiyordum. Allah'ım lütfen diye geçirdim içimden.. Lütfen yardım et..
"Asel!!" duyduğum sesle bir an irkildim. Kıpırdamaya çalıştım ama başaramadım. Zihnim bana bir oyun mu oynuyordu yoksa duyduğum ses Emir'e mi aitti?
"Sikeyim! Ne oldu burada?" diye haykırışını duyunca Emir olduğundan emin oldum. Kalbimde okyanus esintileri oluştu. Dalgalar vurdu kıyıma. Sesinde öyle bir sertlik vardı ki bir dağı korkutabilecek gibi, bir duvarı yıkabilecek gibi.
"Bakma öyle bana bir şey getir." diye bağırdı Emir. Ardından ayak sesleri duydum.
"Alevler buraya kadar gelmiş giremezsiniz içeri itfaiye gelir şimdi." diyen Berkay'ın sesi o kadar telaşlı ve korkmuş çıkıyordu ki Emir'in yanında eriyecek sandım.
Zihnim tamamen bulanıklaştı. Nefes alışım güçleşti ve ciğerlerim sökülecek gibi öksürmeye başladım.
"Kes sesini!" diye bağırdı Emir Berkay'a. "Onu orda bırakır mıyım sanıyorsun?" diye söylendiğinde kalbim tekledi. Ondan kaçan kafama küfür ettim. Ona sığınmayan kendime küfür ettim. Nasıl böyle bir hata yapabilirdim?
"Asel.. Bal kızım ne taraftasın?" diye bağırdığında hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Özür dilerim." dedim güçlükle. Sesim hıçkırıklarımla karışmış çıkıyordu. Bir taraftan da öksürmeye devam ediyordum. "Özür dilerim Emir.. Özür dilerim!" dediğimde bir anda sesim kesildi. Artık her yer göz görmeyecek kadar dumandı. Lamba patlamış elektrik kaçağı oluşmuştu. y-Yukarda cızırdadığını duyabiliyordum.
"Yorma kendini diye bağırdı Emir." sesi çaresiz geliyordu. Sözlerini bile zor ayırt etmiştim. Artık neredeyse baygın haldeydim. "Dayan biraz güzelim.." diye konuşmaya başladığında gerisini duyamadım. Kulağımda bir çınlama belirdi.
Kollarım uyuştu.. Bir sismik dalga gibi tüm vücuduma yayıldı.
"Girme.. Bu delilik.." kelimeleri geldi kulağıma. Uğultu şeklinde bağrışmalar sardı her yanımı. Sonra bedenimin havalandığını hissettim. Burnuma ferah bir koku dolarken kollarım düştü aşağı. Ateşin sıcaklığı vurdu yüzüme, ardından üzerimde bir yük hissettim. Sonrası derin bir karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
ActionBabasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için girdiği sırlarla dolu girdabın içinde yaşadıklarını anlatan bir hikaye. Peki ya bu hikayenin içeris...