İncecik bir ipin kördüğüm olması gibi her şey birbirine girerek işlerimizi daha da zorlaştırmıştı. İnsan bazen sonuna geldik dediği yerde aslında daha çok başta olduğunu görüyordu. Hayatı mücadelelerle geçmiş biri yılmadan devam etse de yeni çıkan her zorlukta daha fazla yoruluyor ama daha dik duruyordu.Aykut'un ölümü ve kendisine gece avcısı diyen kişinin ortaya çıkması kafamı allak bullak etmişti. Aykut sözünün eri, eli kolu sağlam adamdı. Bir şeyi yapacağını söylemişse mutlaka yapardı. İşini asla yarım bırakmaz ve kimseye minnet etmezdi. Hakan'dan sonra belki de az da olsa kendini tanımı fırsatı bulduğum birisiydi. Ölümü ister istemez beni sarsmıştı.
Hakan'la cam balkona geçmiş ortamda sessizlik hakimken düşünüyorduk. Onun aklında benim içimde bulunduğum durum vardı. Bunu gözlerinden görebiliyordum fakat benim aklımda bin bir türlü olay dönüyordu.
"Beni sikecek gibi bakıyor." diyen Hakan'a göz ucu baktığımda içeriyi dikizlediğini gördüm.
"Hı?" derken bakışlarım onun baktığı yere kaydı. Emir masaya dirseklerini dayamış çenesi elinin üzerindeyken çatık kaşlarıyla bu yana bakıyordu. Hakan da ona aynı öfkeli bakışları atıyordu fakat dalgaya alarak konuşma başlatmaya çalışmıştı.
"Aldırma ona, ben konusunda hiçbir zaman hemcinsleriyle anlaşamadı. Bunun insan olmasına gerek yok. Uçan erkek sinek görse olduğu yerden sıkar kafasına." dedim bende dalgaya alıp. Aramızdaki gerilimi azaltmak istiyordum. Onun abarttığı bir şey yoktu ortada belki ama o tanımıyordu bizimkileri. Endişe ile yaklaşması çok normaldi.
"Sana epey yanık." dedi geriye yaslanırken. Sonra gözlerini ondan çekip bana çevirdi. "Bir erkeğin gözünden anlarsın niyetini. Sevip sevmediğini, ya da ne kadar sevdiğini. O gözler sana karşı kıskançlığı, korkuyu, öfkeyi, sevgiyi abartıyor en uçlarında yaşıyorsa iflah olmaz boyutta aşıktır."
"Konumuz bu değil." dedim derin bir nefes alıp vererek.
"Şu an ki ortamımıza bakınca konumuzun bu olduğu aşikar."
"Hakan lütfen, saçma sapan çıkıştım kabul ama sende dediğimi ikiletme. Sinirleniyorum istemeyerek. Benim için ciddi konunun ne olduğunu sen çok iyi biliyorsun. Birkaç gün kendi halimdeydim bu konuda haklısın ama endişe edeceğin bir şey yok. İçerde gördüklerin ben neysem onlarda o olsun gözünde."
"Her neyse." dedi Hakan üstünü kapatmak isteyerek. "Ben her zaman yanındayım, kararlarına saygım sonsuz ama lütfen duygularını aklının önüne koyma."
"Bunu asla yapmam, onlara güveniyorum. Bana yardımcı oluyorlar fakat bu aramızda kalırsa sevinirim."
Hakan cevap vermedi. Başını eğmekle yetindi ve gözlerini kısa bir anlığına daha Emir'e dokundurup geri çekti.
"Ben anlamıyorum. Her şey yolunda giderken nasıl bir anda pürüz çıkıyor ve ortalık karışıyor. Hiç hesapta yokken bir de gece avcısı pezevengi çıktı başımıza."
"Hiçbir şey gören yok mu?"
"Yok. Civardaki kameraları tarıyor çocuklar fakat hiçbir şey yok."
"Bu işin suyu çıktı. Sanırım artık sağda soldaki dalları budakları bırakıp asıl ağaca odaklanmamız gerekiyor. Biz bekledikçe ağaç dallarına kargalar konuyor ve ben kargaları hiç sevmem."
"Haklısın." dedi ve ayağa kalktı. Eliyle ensesini kavrarken düşünceli görünüyordu. "Ben kısa bir çevre yoklaması yapayım. Liderle görüşelim. Onay verirse akşam şu işin planını yapalım. Daha fazla uzamasın." dedikten sonra kapıya yöneldi. Ardından bende hemen ayaklandım. Balkondan çıkıp içeriye geçmeden onu kolundan yakalamayı başardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
ActionBabasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için girdiği sırlarla dolu girdabın içinde yaşadıklarını anlatan bir hikaye. Peki ya bu hikayenin içeris...