Bana güç verdiğiniz için teşekkür ederim ^,^ Yorumlarınızı bekliyorum ^,^
ŞAFAK
Hiçbir zaman duygularını saklayabilen bir insan olmadım. Öfkeliysem kırdım, üzgünsem surat astım, kırgınsam uzaklaştım, sevmiyorsam yapmacık olmadım, mutluysam yüzümde güller açtı.
Peki ya aşk.. İlk kez böylesine yoğun yaşadığım bu duyguları da içimde tutamadım. İçimde çağlayan akarsular gibi taşırıp döktüm dışarı. İyi bir huy mu bilmiyorum ama ben hissettiklerimi tutamıyorum.
Hep güçlü göründüm, hep bastırdım bir şeyleri ama duygular saklanmıyordu. Aşk yoktu benim için, adı geçen bir durum dahi değildi ama hayat planladığınız gibi olmuyordu işte. Kaderiniz sizi elbet buluyordu. Beni de bu defa aşka sürüklemişti işte.. Hem de aklımın alamayacağı olgun bir adama..
Hala inanamıyordum, hala bu kadar hızlı gelişen şeylerin heves mi gerçek mi olduğuna şüphe ile bakıyordum ama kalbim bu endişemi ateşe veriyordu. Yanarak atıyordu kaburgamın altında. Söz geçmiyordu ritmine, dinlemiyordu beni. Önceliklerimi kabullenmiyordu.
Pandora'nın kutusu gibi gizemli bir adama tutulmuştu gidip. Esrarengiz, biraz ukala, oldukça yetenekli.. Zaten bir adam gizemli oldu mu biz kızlar bok var gibi giderdik oraya. İçini açıp ne olduğunu öğrenene kadar didik didik ederdik. Yaradılışımız da vardı bu merak duygusu.
Gözlerimi açtığımda havanın karanlık olduğunu görmüştüm. Kaç saattir uyuduğuma dair en ufak bir fikrim yoktu. Başım şiddetli bir şekilde ağrırken göz kapaklarımı kaldıramayacak kadar halsizdim. Usulca kıpırdanıp kolumu yatağın diğer tarafına attığımda Emir'in burada olmadığını gördüm.
Merak duygusu bedenimi kaplarken zorlukla doğrulup kalktım. Işıkları açıp etrafa bakındım ama Emir yoktu. Elimle yüzümü avuçladığımda üfleyerek odadan dışarı çıktım. Kısık bakışlarla etrafı süzerken boş salonu görünce içimdeki endişe duygusu büyüdü.
Merdivenlerden hızla inip etrafta dolandım fakat kimse yoktu. Nabzım hızlanırken kulağıma gelen bir inleme sesi gözlerimin açılmasına sebep oldu. Sesin geldiği yöne baktığımda bir kat aşağıya inen merdivenleri gördüm. Bodrum kat olmalıydı.
Temkinli adımlarla ilerlediğimde sesler iyice arttı. Emir'in gürleyen sesini duyduğumda ise içimi bir ferahlık kapladı. İndikçe daha da aydınlanan alana geldiğimde merdivenlerin sonunda Selin'i gördüm. Öylece dikilmiş bir yere bakıyordu.
Adım sesimi duyduğunda korkuyla dönse de beni görünce rahatlamış gibi davrandı. "Sen miydin?" diye fısıldadı gülümserken. "Korktum bir an." dediğinde "Benim." diyerek karşılık verdim.
Merakla baktığı yöne baktığımda bizi rehin alan Tilki denen adamı gördüm. Elleri bağlıydı ve eli yüzü kan içindeydi. Kendini kaybetmek üzere gibi görünüyordu. Emir karşısına dikilmiş eli yumruk halindeyken bekliyordu. Uygar ve Erhan ise yanındaydı.
"Konuşsana lan!" diye bağırdı Emir. "Şafak kim?" diye sorduğunda adam sırıtıyordu.
"Şerefsiz." diye kızgınca söylendi Selin. "Gebermek üzere ama hala tek kelime etmedi." dediğinde bana döndü ve elini omzuma attı. Uykulu gözlerimle ona baktığımda "Canım, iyi misin bu arada sen? Yanağın ve boğazın kötü görünüyor. Buz koymamı ister misin?" diye sorduğunda şaşkınca baktım.
Sabah sinirle ne dediğini bilmeyen kız değil gibi davranıyordu. Aynı sevecen halini almıştı.
"İyiyim." dediğimde sesim çatallı çıkmıştı. Boğazımı temizleyip "Endişelenecek bir şey yok." dediğimde mahcup bir ifade ile baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
ActionBabasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için girdiği sırlarla dolu girdabın içinde yaşadıklarını anlatan bir hikaye. Peki ya bu hikayenin içeris...