✾ 81.

37 3 2
                                    


Merhabalaarr ^,^ Okuyan herkesten yorum bekliyorum. Keyifli okumalar..

Baba kelimesi lügatta, mânası yokluğunda daha iyi anlaşılan ve çocukların çıkardığı sesten türeyen kelime olarak geçer. Küçük bir çocuğun günahsız dilinden dökülen ilk kelimedir. Kutsallığı hiçbir fani varlıkla kıyaslanamayacak kadardır.

Eğer bu kelimeyi her duyduğunuzda sızlıyorsa içinizde bir yerler. Eksik kalmışsınız demektir. Sızlamak ne kelime canı sökülür sanki içinden insanın. Ağzınızı açıp da gık diyemezsiniz. Deseniz bile nazınızı çekecek kimseniz yoktur çünkü.

Eğer babasız büyümüşseniz hep dik durmak, güçlü olmak zorundasınızdır. Çünkü arkanızda yaslanabileceğiniz, sizi koruyup kollayabilecek kimse yoktur. Sizi korumak ister zamanla bazıları. Ama asla doğru kişi değillerdir. Yakıştıramazsınız kimseye o babanıza yakışan unsurları.

Kesik kesik aldığım nefesler ciğerime ok gibi saplanırken kulaklarıma dolan kelimenin yüküyle kalakalmıştım. Herkes arkama bakarken ben dönmeye cesaret edememiştim. Sanki tüm ağrılarım o an cereyan etmişti de tüm vücudum sızlıyordu. Canım en ince yerinde sızlıyordu.

Dalga dalga bir his yayılıyordu vücuduma. Kan dolaşımımı durdururken kaburgalarımı kırıp çıkacakmış gibi baskı yapıyordu göğsüme.

Alpaslan Bey..?

"Efendim biz.." diye başımda kekeleyen genç adamın sesi titriyordu. Sanki canavar görmüşte kaçacak bir yeri yokmuş gibi.

Başımı hafif kaldırarak karşımdaki Emir'e baktığımda onunda bakışları beni buldu. Farklıydı. Bana acıyor gibi bakıyordu. Şaşkına dönmüştü ve kapana kısılmış bir fare gibi çaresiz görünüyordu. Gözlerinden bana kıyamayan ruhunun ışığını aldığımda.. İşte o zaman gerçekten kalbimin ortasına bir hançer yemiş gibi hissettim.

Arkamda ki... Hayır. Hayır! Söylemeye mecalim yoktu. O kelimeyi zihnimden dökmeye dahi mecalim yoktu. Hayır bunu kaldıramazdım! Hayır bununla asla baş edemezdim!

Bir süre oluşan sessizliğin ardından Emir'in başındaki adam aniden silahını karşıya doğrultunca bir silah patlaması daha yankılandı. Korkuyla kendimi yere atıp başımı ellerimin arasına alırken dibimdeki cesedin soğuk bakışlarıyla karşı karşıya kaldım. Ardından bir ayak sesi duyuldu ve dibimdeki diğer adamın silahı yere düştü. Emir'in ayakkabısını gördüğüm an adamında yere çökmesi bir oldu.

Hala korkuyla ve pişmanlıkla kekelemeye çalışıyordu. Başımı hafif kaldırdığımda Emir'in yumruğu adamın suratını dağıttı ve adam yere yığıldı. Titreyen bedenim bir anda Emir'in sıcaklığına kavuşurken evini özlemiş küçük bir çocuk gibiydim.

Ciğerim yanıyordu ve kalbim korku ile haşlanıyordu.

"Bitanem.. Can içim! İyi misin?" Emir'in sesi endişe doluydu. Başımı iki yana salladım hayır anlamında. Canımın acısından değildi iyi hissetmeyişim. Arkamdaki kişinin varlığındandı. Kalbim taşla ezilmiş gibi paramparçaydı. Bilinçaltımda yatan tüm korkularım bir bir gün yüzüne çıkıyordu.

Emir'in avuçları yanaklarıma indi. Yüzü yüzümden bir santim uzakken gözlerimin içine baktı. Hiç iyi görünmüyordu ama hala benimle ilgilenmeye çalışıyordu.

"Senden şu an sadece sakin olmanı istiyorum tamam mı? Ne olursa olsun yanında olduğumu ve ölene dek kalacağımı bil. Lütfen sadece sakin ol."

Kalbim daha da hızlı çarpmaya başladı. O sıra arkadan gelen ayak sesleri duyuldu. Merdivenlerden iniyordu. Her adımda çivi çakıldı sanki göğüs kafesimin ortasına. Kürek kemiklerimi kırıyordu sanki biri. Diri kalan ne yanım varsa hezimete uğruyordu.

TEHLİKELİ İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin