✾ 74.

43 5 0
                                    



YÖRÜNGE

***

Hayatı planlayıp yaşamaya kalktığınız zaman sanki sizinle alay ediyor gibi vuruyordu doksana. Siz daha savunmaya geçemeden topu ağlarınızı yırtmış halde buluyordunuz.

Zaman hızlı geçiyordu. Günler ayları, aylar yılları derken elinizden akıp giden hayatı anlayamıyordunuz. Çocukluğumdan beri yaptığım planlar yüzünden şimdimi yaşamayı unutmuştum. Bundan gocunmuyordum fakat bazen baktıkça üzülüyordum.

Diğer çocuklar gibi bir hayatım olmamıştı benim. Çoğu kez gülmeyi, eğlenmeyi unutmuştum. Tüm bu çektiğim sıkıntıların sonuna geliyor gibi hissediyordum. O kanıtı bir insanlığa duyurabilsem, bir babamın masumluğunu kanıtlayabilsem çektiğim tüm sıkıntılara değecekti ve artık şimdi için yaşayabilecektim.

Doyasıya sevdiğim adamın yanındayken vicdanen rahat olabilecektim.

Loş otel odasının içinde yatağın baş kısmına yaslanmış dizlerime karnıma çekerek şehri izliyordum. O kadar büyük ve büyüleyici görünüyordu ki insanı sarhoş edebilecek bir etkiye sahipti. Oysa ki şu camı açıp aradaki yalıtımı kaldırsam korkunç bir gürültü ile karşılaşacaktım. Şu otelden dışarı çıksam ulaşım belası ile yüz yüze olacaktım. Sahte bir masal gibi cam kapalıyken mutluydum. Şehrin tüm kötü yanlarından uzak, sessiz ve durağan bir ortam.

Emir duştaydı. Daha doğrusu uçakta uyuduğu için tutulmuştu ve küvete girmişti. Sıcak suyun kaslarını rahatlatmasını bekliyordu. Neredeyse bir saat olacaktı. Ben ondan önce duş aldığım için şanslıydım fakat oturmaktan artık sıkılmıştım.

Ayağa kalkıp kollarımı iki yana açarak gerinirken kapının tıklatıldığını duydum. İlk önce kaşlarım çatıldı ve bir tedirginlik sardı bedenimi. Emir'e seslensem mi diye düşünürken ufak adımlarla ilerleyip kapıya geldim. Tekrar yavaşça tıklatıldığında Emir'e söylemeye karar verdim. Her an her şey olabilirdi. Peşimizde ciddi büyüklükte bir örgüt vardı.

"Efendim, siparişinizi getirdim." diye gelen ses bize odayı gösteren çalışana aitti. Yarım yamalak bir Türkçesi vardı ve aksanlı çıkıyordu. Sesin ondan gelmesi ile cesaret alıp elimi kapı koluna götürdüm. Yavaşça açarak tedirginlikle baktım.

Karşımda gülümseyerek bekleyen çalışanı görünce içim rahatlamıştı. Elinde siyah dolu dolu iki kağıt poşet vardı.

"Biz bir sipariş vermedik. Bunlar da ne?" diye sorduğumda "Beyefendi.." dedi güçlükle.

Kaşlarım havalandı. Benim haberim yoktu bundan fakat Emir bir şeyler almış olmalıydı. "Anladım. Thank you." dedim elindekileri alırken. Şurda başka bir Türk olsaydı eminim halime gülerdi. Hoş çocukta arkamdan gülüyordu eminim.

Paketleri alıp içeri geçerek yatağın üzerine bıraktım. Emir'in gelmesini bekleyemeden birinin içini karıştırmaya başladım. Yaptığım kötü bir şeydi fakat merak etmiştim işte. Ayrıca özel bir şey olsaydı eminim Emir kapıda gelmesini beklerdi.

Paketlerden birinin içinden çıkan iç çamaşırı kutusu gözlerimin irice açılmasına sebep oldu. Bu çamaşır demeye bile şahit gösterilemeyecek bir şeydi. Tülden oluşmuş dantelli incecik bir şey.

Telaşla içine geri sokuşturarak pakete tıktım. İçimde bir şeyler korkuyla karışık bir hisse kapılmıştı. Merakla durmayı diğer pakete baktım. Onun içinde de kırmızı kısacık saten bir gecelik vardı. Dekoltesi midesine kadar iniyordu galiba çünkü o kadar açıktı.

Gözlerim etrafı tararken telaşlanmadan edemedim. Onu da hemen pakete geri sokuşturdum. Emir'in bunları sipariş ederken aklından ne geçiyordu böyle?

TEHLİKELİ İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin