✾ 27.

89 8 0
                                    





EVİMİZ

Dehşet bir akrebin kıskacındaki zehir gibi damarlarıma karışmış kanımı kalbime ulaştırdığı noktada soluğumu keserken karanlıkta bile rengini belli eden mavi bakışlar daha önce hiç görmediğim kadar keskindi. Kulaklarımın sağır olmasını dileyeceğim kadar şiddetli çalan kapı sanki dakikalar sonra parçalanacak oluşumun kanıtıydı.

Ben bitmiştim.

Her şey bitmişti.

Dik başlılığım her şeyi elime yüzüme bulaştırmama sebep olurken kendi kendimi ele vermiştim. Sanki zaman kavramı göğe karışmış yağmur bulutlarının arasında kaybolmuştu. Kısık, tiz bir çığlık içimi ürpertiyordu. Yolun sonunu kendi ellerimle çizmiştim.

Defalarca kırıldığım yerden tekrar kırılacaktım. Bu defa bir kaçışım yoktu. Bir cinayetin zanlısı olarak biliniyordum ve hiç bir kanıtım yoktu. Emir'in beni savuruşuyla duvara çarpan sırtım sızlarken kalbimin sert atışı daha da çok acımasına sebep oluyordu. Duvarla Emir arasına sıkışmışken çaresiz ve kimsesiz hissediyordum.

Bu benim sorumluluğum ve benim hatamdı. Emir'i bulaştıramazdım. Bu gece dudaklarından dökülen her bir kelime kutsalımdı. Sertliğiyle sakladığı gerçek ruhunun iyi bir insanı beslediğinin kanıtıydı.

"Bırak beni Emir." diyebildim sadece. "Bu benim meselem." İçim sızlasa da dik durmaya çalışıyordum. Duygularım fazlasıyla gün yüzüne çıkmıştı bugün.

"Hayır." dedi çırpınışımı bastırırken. "Sessizce burda bekleyeceksin ve ben bu konuyu halledeceğim. Tamam mı?" dediğinde başımı iki yana salladım.

"Açın şu kapıyı polis!" Sesler giderek yükselirken şiddetini ve sinirini de artırıyordu.

Emir'in bakışları camdaki gölgelere kayarken kanımın çekildiğini hissettim. Babamın evden alındığı gece canlanıyordu gözümün önünde. Kaderimiz aynı mı olacaktı?

Emir iri ellerini çekerken "Yaramazlık yok bal kız." diye fısıldadı ve odadan çıktı. Kapıyı kapattığında olabildiğince duvara bitişik halde kalıp dışarıdakiler beni fark etmeden düşünmeye çalıştım. Aslında düşünecek çok bir şey yoktu.

Dış kapının açılma sesi işittim. Ardından Emir'in küfür savuran sesini.

"Vay.." diye tanımadığım bir ses kulaklarımı doldurduğunda kaşlarımı çattım. "Şu işi de bak sen. Kaderin bize bir oyunu mu bu Kayahan?" Polise ait olduğunu düşündüğüm ses bir süre yanıt alamamıştı Emir'den. Tanıdığı biri olmasına sevinmeli miydim üzülmeli miydim bilmiyordum.

"Geçmişini sıraya dizip sana gelene kadar sikmemi istemiyorsan gecenin bu saatinde beni rahatsız etmenin sebebini açıklarsın Ayhan." Emir'in telaştan uzak fakat siniri tavan sesi tok ve korkusuz çıkmıştı. Karşıda ki kişiye karşı dimdik durduğundan emindim. Gözü kara, korkusuz adamdı vesselam.

"Görev başındaki memura küfür ha? Neyse bu seferlik duymamış gibi yapıyorum. Bir ihbar aldık. Ve o ihbardan gelen yönlendirmeler bizi buraya kadar getirdi. Yanında bir kız olduğunu biliyoruz. Onu almaya geldik." İsminin Ayhan olduğunu öğrendiğim adamın imalı konuşması benim bile kanımı kaynatırken Emir'in suratına yumruğu geçirmemek için zor durduğuna emindim.

Sonbaharın dökülen yaprakları gibi umutlarım yere dökülürken başka çarem olmadığının farkındaydım. Yere düşen o yaprağın üzerine basılıp parçalanmasının acı bir son olduğu gibi benim hayatımın acı sonuna yaklaşmıştım.

Kapı kolunu kavrayarak derin bir nefes aldım.

"Evimin içine bir adım dahi atarsan geleceğini yakarım." diye tehdit etti Emir.

TEHLİKELİ İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin