✾ 73.

43 7 1
                                    




KÖSTEBEK

Bazı anların hissettirdiklerinin tekrarı yoktur. İlk aşk.. İlk el ele tutuşma.. İlk öpücük.. İlk sarılma.. Daha sonra defalarca sarılsanız öpüşseniz bile o ilk an kutsaldır. Aynı şekilde bazı adamlar da kutsaldır. Kalbinizin ortasına elini kolunu sallayarak girer ve tahtını kurup oturur. Tıpkı Emir gibi.

Emir kalbimin ortasında tahtına oturmuş zaferini kutlayan bir adamdı benim için. İlk anılarımın sahibiydi.

Emir'in koluna sarılmış uyuşuk halde yürümeye devam ediyordum. Gözlerim etrafı tararken içimde hala pır pır eden bir şeyler vardı. O seni seviyorumun etkisi hala geçmemişti. Geçmesini de istemiyordum orası ayrı.

Heyecanlı adımlarla ilerlediğim sokaklarda burada oluşumdan çok şafak örgütünün ya da operasyonunun adı her ne ise sırlarını öğrenebilmekti. Benden ne istediklerini bulmak için sabırsızlanıyordum.

"Suskunlaştın." dedi Emir sarıldığım kolunu çekip omzuma atarken. "Ne oldu güzelime?"

İç çektim. "Normal koşullarda karşılaşamaz mıydık Emir? Ne bileyim.. Mesela sadece gezmek için gelmeliydik buraya. Ama iç içe geçmiş arkasında pislik dolu olaylarla uğraşıyoruz."

Beni daha çok kendine çekti. "Belki de karşılaşmamız için bunları yaşamamız gerekiyordur. Hem ben seninle karşılaşmama vesile olan kötü olaylara bile şükrediyorum." dediğinde gülümsedim.

Başımı göğsüne yaslarken "Geldik." dediğinde kalbim gümledi. Merakla ilerlemeye devam ettim. Eski ve klasik görünen bir kafeye girdiğimizde ortalarına kadar ilerleyip durduk. Geniş bir alana sahip olan kafenin içini süzdü Emir. Sonra elimi tutup sıkıca kavrayarak biraz daha ilerlemeye başladı. Ona uyup peşinden ilerledim.

Genç uzun boylu bir adam ayaklandığında bunun Emir'in arkadaşı olduğunu anlamam uzun sürmedi. Emir'e gülümseyerek baktı ve kollarımı açarak sarıldı. O sıra elimi bırakan Emir'den hafif uzaklaşıp masada oturan diğer adama baktım. Kırklı yaşlarda, kirli sakalları hafiften ağarmaya başlamış bir adamdı. Ön taraftaki saçları dökülmüştü ve seyrek duruyordu.

"Kardeşim.. Özlemişim." dedi Emir'e sarılan çocuk.

"Bende öyle." diyen Emir sırtını sıvazlarken kendini geri geçerek ayrıldı. Sonra çocuğun gözler bana dönünce gülümseyerek selam verdi.

"Ben Sedat." diyerek elini uzattığında Emir kolunu omzuma atarak ona karşılık vermemi beklemeden kendisi tanıştırdı.

"Asel." dedi arkadaşına tehditkar bir sesle. "Kız arkadaşım." dediğinde çocuk bozuntuya vermeden elini çekti ve gülümsedi.

"Ayıp ediyorsun kardeşim. Yanındaki kıza bakacak değilim. Tokalaştırmamalar falan, hiç değişmemişsin." diyen çocuk sandalyesine geri oturdu. Emir medeni değildi. Onunda bazen çocukluğu tutuyordu.

"Sen az biraz şerefsizdin be kardeşim. İnkar etme şimdi." dedi Emir şakayla karışık. Sedat güldü. Bembeyaz ve inci gibi dişeri vardı. Gülüşünün kendisini çekici kılıyor oluşunu bildiğinden emindim.

Konuşmayı umursamayıp asıl ilgimi çeken tarafa yöneldim. Adamın karşısına geçip oturdum. "Merhaba." dedim sakin bir tonda. Emir'de aynı şekilde yanıma oturduğunda masanın altından kavrayıp elimi tuttu.

Yanımda olduğunun izlenimi veriyordu. Baş parmağını elimin üzerinde gezdiriyordu.

"Merhaba." dedi adam soğuk bir tavırla.

"Sana bahsettiğim adam." dedi Sedat ciddileşerek. Size her şeyi anlatacağını söyledi. Durdu. Sonra eğilip yerden bir sırt çantası çıkararak Emir'e uzattı. "Burada da istediklerin var. Dikkatli olmalısın. Yakalanırsan başın belaya girer." derken uyarıcı bir hava kaplamıştı ortalığı.

TEHLİKELİ İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin