Herkese merhaba bebişler ^,^ Okurken yorum yapmayı ve hoşunuza gittiyse beğenmeyi unutmayın lütfen ^,^
Keyifli okumalar.KÜL
İçimde kopan fırtına son bulmuş geriye yıkık dökük kimsesiz bir şehir kalmıştı. Yaşadığım acıyı, korkuyu, kimsesizliği asla dışarıya vurmayan ben sessizce ağlayışımın önüne geçemiyordum. Ciğerim yanmıştı, insanların zaman diye tabir ettiği bunca vakitte benim ciğerim yana yana kül olmuştu..
Çorak çöl topraklarında bir damla su umudu ile kardeşimi ararken yaşadıklarım zihnimde bir şimşek çakmıştı. Gürültülü gökyüzünden su damlaları çölüme düşerken, bu damlaların asit yağmuru olduğunu geç fark etmiştim.
Erimiştim.. Acımasız o asit damlalarının arasında ruhumu kaybetmiş boş sokaklarda dolanıyordum.
Şimdi ne yapacaktım?
Korkunç onca görüntünün üzerine nasıl yaşamıma devam edecektim? Gözümün önünde son nefesini veren insanları görmüştüm.. Tıpkı yıllar önce annemde olduğu gibi.
Sıcak su tenimi yakarken kabinde oluşan buhar nefes almamı güçleştiriyor, zihnimin bulanık düşünceleri bir bir gün yüzüne çıkıyordu. Bir put gibi fayansların üzerinde bağdaş kurmuş Emir'in sıcak suyu üzerimde gezdirişini hissediyordum.
Onun zihninin de en az benimki kadar karışık ve darmadağın olduğunu biliyordum.
"Ağlamayı kesmelisin artık." dedi dağlardan yankılanıp geliyor gibi çıkan tok sesi ile. Sessizce ağlayışımı nasıl fark etmişti?
"Ağlamıyorum ben." dedim ellerimle yüzümdeki suları silerken. Üzerime düşen su damlaları kesildiğinde derin bir soluk verdim. Emir kabinin kapısını açıp dışarı attığı ceketine uzanırken sigarasını ve çakmağını çıkardı. Kabinin kapısını tekrar kaparken sırtını kabin camına verdi ve kayarak karşıma oturdu.
Islak zemine aldırış etmeden bacaklarını kendine doğru çekerken paketten bir sigara çıkardı ve dolgun dudaklarının arasına yerleştirdi. Sigara dudağından düşecekmiş gibi dururken çakmağı ateşledi ve sigarasını yakıp zehrini içine çekti.
Başını geriye atarken dumanını dışarı bıraktığında gözleri onu seyreden gözlerimle buluştu. Ağlamaktan şişmiş gözlerimi fark etmemesi için gözlerimi kaçırdım.
"Çocuk gibisin dediğimde çocuklaşman gerekmiyor. Olgun bir kız ol fakat daima küçük kal." Sözlerini tamamlamasını bekleyip doğrulmak isterken bacağımı birden çekmesi ile sert fayanslara kalçamı çarptım. Yüzüm istemsizce buruşurken "Kes şunu!" diye bağırdım.
"Asıl sen kes!" diyerek ses tonunu ciddileştirdiğinde tüylerim ürperdi. "Ağlamayı kesip olan biteni bana açıkça anlatmazsan, başına geleceklere engel olamam." dediğinde gözlerimi devirdim. İçimdeki uçurum bana fazlasıyla acı verirken bir de Emir Kayahan'ın ego tatminini gerçekleştiremezdim.
"Rahat bırak beni." dedim tekrar kalkmaya çalışırken fakat bedenimi öyle bir tutup çekti ki iki kayanın arasında sıkışmış gibi kollarının arasında sıkışmıştım. Çırpınsam da gücümün yetmeyeceğini anlayarak sakin kalmaya çalıştım. Kollarından birini çekip dudağındaki sigarasını parmaklarının arasına aldığında dumanını ıslak saçlarımın arasına üfürdü.
Sırtım sert göğsüne yaslı iken hissettiğim tuhaf şeylerin sıcaklığı yüzüme vuruyordu. Yüzümü görmediği için şükrederken gözümün önüne gelen cesetleri başımı iki yana sallayarak aklımdan atmaya çalıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/350358580-288-k523621.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
AcciónBabasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için girdiği sırlarla dolu girdabın içinde yaşadıklarını anlatan bir hikaye. Peki ya bu hikayenin içeris...