***Berbat geçen bir günün ardından berbat bir gece geçiriyordum. Saat üç olmuştu fakat ben hala uykuya dalamamıştım. Kardeşimi bulma telaşı, kafamda dolanan soru işaretleri, Emir'in hareketleri.. hepsi birbirinden garip ve can sıkıcıydı.
Yaşadığımız son tartışmadan sonra ikimizde hiç konuşmadan gelmiştik eve. Bahçeden girdiğimize yüzüme bile bakmadan evine geçmişti. Bende aynı şekilde önce eve geçmiş Fatma teyze ile görüşmüştüm. Akşam yemeğine kalmadan ilaçlarını yanına getirip kendi odama geçmiştim.
Yanan ışık gözlerimi alırken memnuniyetsiz bir şekilde soluma döndüm. Şu işlerimi düzene koyup kızları ziyarete gitsem çok güzel olacaktı. Hem biraz kendime gelirdim hem de onları içine düştükleri meraktan kurtarmış olurdum.
Gecenin şu ıssız saatinde beynimden farklı fikirler geçerken kapı açılma ve ardından hemen kapanma sesi duydum. Refleksle sıçrayıp yatakta oturur pozisyona geçtiğimde odamın kapısı öyle bir şiddetle açıldı ki kalbimin gümlemesi dışardan duyulacak kadar yüksek çıktı.
Elinde siyah bir pitbull ile odama dalan Emir yüzünde galibiyetini belli eden bir ifade takınırken ben kendimi olabildiğince yatakta geriye atmış çığlık atmıştım. Bana doğru gelmeye çalışan köpeğin ipi Emir'in ellerindeydi. Köpek saldırmaktan çok oyun oynamak istiyor gibi görünüyordu ama hem kocamandı hemde ben dokunamazdım.
Şu hayatta beni bağırtan nadir şeylerden biri olan bu köpek karşısında çığlık çığlığa bağırırken kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Elim yüzüm uyuşmuş ve titremeye başlamıştım.
"Çıkar şunu!" diye bağırdığımda Emir'in sırıttığını gördüm.
"Sana yaparım dedim mi? Dedim." dediğinde yüzünde içinde bulunduğumuz durumdan aldığı zevki belli eden bir ifade vardı. "Bir şey yapmaz. Sadece sevmeni istiyor."
"Çıkar şunu burdan!" diye tekrar bağırdığımda sesim ince bir çığlık gibi çıkmıştı.
Karşımda aç bırakılmış gibi duran bir köpek vardı ve beni yiyecek gibi görüyordu. Emir ise sevmeni istiyor diyordu. Kafayı yemek üzereydim.
"Bu telefonu alacaksın!" dedi bastıra bastıra ve boşta olan eliyle cebinden çıkardığı telefonu yaklaşmadan yatağa fırlattı. "Bundan sonra sana ait ve hiçbir şekilde itiraz etmeyeceksin." dediğinde umursamayıp "Çıkar dedim sana!" diye bağırdım.
"Bana bey deyip benim canımı sıkmayacaksın." dediğinde de umursamayıp tekrar bağırdım "Emir çıkar!" diyerek.
Boğazım yırtılmış gibi acırken yüzümün yanışı kulaklarıma vurmuştu.
"Tamam de bana." diye bağırdı elindeki köpeğin ipini biraz sallarken. "Tamam de çıkartayım." dediğinde yanan yüzümü titreyen ellerimle tuttum.
"Sıçayım senin isteklerine Emir çıkar şunu!" diye bağırdığımda başımda uyuşmaya başlamıştı. Sanırım bayılmak üzereydim.
"Tamam de." dedi tok sesi ile ciddi bir tonda.
"Tamam Allah'ın cezası tamam!" diye orta yükseklikte bağırdım. Çığlık atmaktan boğazlarım acımış ve gücüm tükenmişti. "Çıkar şunu bayılacağım." derken dizlerimi kendime doğru çekip kulaklarımı kapayarak köpeğin sesini duymamak için iyice bastırdım.
Soğuk soğuk terlediğimi ellerime gelen ıslaklıktan anlayabiliyordum. Bir süre etrafımda ki sesleri duymadım fakat Emir'in köpeği odadan çıkardığını gördüm. Olayın şoku üzerimdeyken bedenimin titremesinin önüne geçemiyordum ve bu durum gebermek isteyecek kadar canımı sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
ActieBabasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için girdiği sırlarla dolu girdabın içinde yaşadıklarını anlatan bir hikaye. Peki ya bu hikayenin içeris...