ZEHİRKaranlığa bulanmış ruhumuzun ince kıyılarında bize liman olabilecek noktayı arıyoruz aslında hepimiz. Hepimizin bulmayı umduğu bir liman ve o limanda beklediği birileri, bir şeyler var. Dayanma gücümüzün büyüklüğünce ayrılıyoruz birbirimizden. Kim de daha çok sabır ve umut varsa o buluyor limanını. Kader hepimizin önüne farklı zorluklar çıkarıyor. Eğer yılmaz ve umudunuzu koruyup bu zorluklarla baş ederseniz, o limanınızı buluyorsunuz. Ama pes ederseniz, karanlık ruhun içinde ıssız bir köşede korkarak beklemeye devam ediyorsunuz.
Cesaret sizin en büyük silahınız, onu elinize aldığınız an sizi yıldırabilecek hiç bir güç yoktur.
Ben tüm gücümle, cesaretimle, umudumla o limanı arayıp bulmuştum. Karşıma çıkan onca zorluğu bazen ölecekmişim gibi hissetsem bile aşmıştım. Şimdi o limanda canım dediklerimi arıyorum. Hatta ilkini buldum bile.. Emir..
Gökyüzü bakışlı, dokunuşu insanı bulutların üzerinde gibi hissettiren, sizi karakterine aşık eden bir adam. Onun sesiyle sanki cennetin en ücra köşesinde huzurun içinde ruhuma dokunan şarkıları dinliyormuş gibi oluyorum.
Karşımda siyah bir takım elbisenin içinde yapılı, uzun ve dik duruşuyla muazzam bir görüntüyü bana bahşediyor. Gözlerinin içi gülerek gülümsemesi ise bana verebileceği en güzel hediye.. Öyle bir bakıyor ki.. Sanki dünyada ki en güzel kız sahiden benmişim gibi. Öyle bir hissettiriyor ki sevgisini, konuşmadan, dokunmadan sadece bakarak bile kalbimin titremesine sebep olabiliyor.
Bana bir iki adım yaklaştığında burnuma losyonun teninin kokusu ile harmanlanmış hali ciğerlerime ferahlık veriyor. Benim için parfüm kullanmayı bırakan mükemmel bir adamla birlikteyim.
Büyülenmiş bakışlarımı ve zihnimi toparlayarak karşımda duran Emir'e gülümsedim.
"Kesinlikle bu gecenin en şanslı adamı benim." dedi elini bana uzattığında. Elini tuttum ve ona doğru yaklaşırken kaldırdığı elimin etrafında döndüm. Kalbim erimiş akışkan bir kıvama gelmişti.
"En şanslı kızı da benim." dedim gülümseyerek. Kollarının arasında kalmıştım. Benden yukarda olan yüzüne bakarken Emir karizmatik gülüşünü yüzüne yerleştirdi ve dudaklarını yaklaştırıp yanağıma yumuşacık ve içten bir öpücük kondurdu.
"Yanağını öpmeyi seviyorum." dedi fısıldayarak ve yüzünü çekti.
Dudaklarımı düz bir çizgi haline getirerek şebek bir halde gülümsedim.
"Yanağımı öpmeni seviyorum." dedim ve kollarının arasından sıyrılarak aynanın karşısına geri döndüm. Yansıması gözlerimin önündeyken iç çektiğini görebilmiştim. Eğer birkaç dakika daha dibinde kalırsan sonun nereye gideceğini biliyordum.
Siyah üzeri straplez ve dirseklerinde iki ince dantel detaylı kolu olan bir elbise giymiştim. Bedenimi sıkıca sarmıştı ve kalçalarımın altında bitiyordu. Bittiği yerde yine aynı dantel deseni vardı. Göbeğinin olduğu hizada ince uzun ve tüm belimi kaplayan bir tül dekoltesi vardı. Boynumda Emir'in kolyesi yerinde duruyordu. Saçlarımı dağınık bir şekilde toplayarak havalı bir hale getirmiştim. Gerçekten kendimi bende beğenmiştim.
Özgüvenimin zirvede olduğunu hissedebiliyordum. Heyecanlı ve biraz gergindim. Bildiğin tüm dünyanın hayranlıkla izlediği o filmlerden birinin galasına gidiyordum. Kimlerle karşılaşacağımı bilmiyordum ve bu beni heyecanlandırıyordu.
"Bu kıyafeti neden aldım ki sana?" diye arkada söylenen Emir'e kıkırdadım. Sedat ile buluşup davetiyeleri aldıktan sonra alışverişe çıkmıştık. Emir eline geçeni atmıştı çalışanın kucağına. sonra Sedat bizi ayarladığı lüks bir eve getirmişti. Duyduğuma göre burada büyük bir Türk şirketini yönetiyordu. Pek yönetici tipi yoktu ama ummadık taş baş yarar diye buna diyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
AzioneBabasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için girdiği sırlarla dolu girdabın içinde yaşadıklarını anlatan bir hikaye. Peki ya bu hikayenin içeris...