Yazardan"Sen ne dediğinin farkında mısın?" diye çıkıştı Emir. Duyduklarına inanamamıştı. Boğazının ortasında acı bir yumru oluşurken bu kadarı fazla diye düşündü. Bu kadarı kendine bile fazlaydı. Dayanamam diye geçirdi içinden. Buna kimse dayanamaz.
"Ben, hiç böyle bir şey tahmin etmemiştim." dedi Hakan bitkin bir şekilde kendini koltuğa bırakarak. Elleriyle alnında oluşan terleri sildi ve üfledi.
"Kim söyledi bunu? Kanıt var mı?" diye sordu Emir bu kez de. Hakan ile aralarındaki husumeti geriye atacak kadar ciddi bir durumla karşı karşıyaydılar.
"Al bak." dedi Hakan telefonunu Emir'e uzatıp. "Görüntüler bunlar. Çocuklar defalarca aramışlar. Birbirine ters iki ayrı kamerada aynı kişiyi görmüşler. Gece avcısı yakındaki kameralardan kurtulmuş ama uzaktakileri hesaba katamamış."
Emir görüntüye dikkatle bakarken inanamadı. Asel'in kardeşini daha önce görmemişti ama böyle bir konuda Hakan'ın yalan söyleyemeyeceğini düşünüyordu. Ayrıca görüntüde ki kişi çok küçüktü. Gece avcısı dedikleri aslında büyük biri değildi. Tam tersine küçük bir çocuktan ibaretti.
"Asel bunu kaldıramaz." dedi Emir kendini sakin tutmaya çalışarak. "Bunu ona söyleyemeyiz. Asla olmaz."
"Söylemesek ne olacak? Çocuk deli gibi tek yek onun etrafındakilere zarar veriyor. Kendisi karşısına çıksa daha mı iyi?"
"Utku bunu nasıl yapabilir? Nasıl bir çocuk böylesine cani olabilir?" diye haykırdı Emir ama hemen ağzını kapadı. Asel'in duymasından korkuyordu.
Bir sağa bir sola dolandı.
"Kim bilir neler yaşadı. Bu duruma acilen müdahale etmemiz gerekiyor. Patronla görüşeceğim. Ona durumu anlatıp hemen müdahale emri isteyeceğim. Yoksa işler boka saracak."
"Söyleyemeyiz. Şimdilik olmaz. Çocuğu bir zarar görmeden ele geçirelim ondan sonra bir şekilde yoluna koymaya çalışırız." Emir nefes nefese konuşurken duraksadı. Gözlerini yumup bitkin bir nefes verdi. "Bunu Balkızım kaldıramaz. Ona nasıl derim ben kardeşim katil, senin peşinde diye? O daha küçücük."
"Aykut'u böyle alt etti demek ki. Çocuk diye yaklaşmasına izin verdi ve beklemediği anda ona saldırdı. Başka türlü dağ gibi bir adamı kim yıkabilir?"
"İnanamıyorum." diyen Emir yerdeki sehpayı tekmeledi. Sehpa devrilirken Hakan ayaklandı.
"Sakin ol." dedi kapıyı göstererek. "Asel çıktı."
Üzerini değiştirmiş gelen Asel'in kaşları çatılmıştı. Emir'in sehpayı tekmelemesini görmüş ve dönmesiyle göz göze gelmişti. İçi sızladı o an. Emir ona ne zaman böyle baksa bir şey oluyordu. Endişelendi ve gelmelerini bekledi.
Emir ise bakışlarını kaçırıp dişlerinin arasından fısıldadı.
"Bunu ona söylersen seni öldürürüm."
"Söylemeyeceğim. Sen çık. Bir telefon görüşmesi yapmam lazım çok sürmez."
"Tamam." diyen Emir zoraki bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirerek balkondan içeri geçti.
*
"Ne oldu?" diye sordum Emir'e yaklaşıp. İçimde kötü bir his vardı. Hakan çıkmamış telefonla konuşuyordu.
"Bir şey yok güzeller güzelim. Konuştuk, anlaştık ama bir gözdağı vermek istedim. Sana art niyet beslerse geberteceğini söyleyip sehpaya vurdum." diyen Emir kollarını bana dolayıp saçlarımdan öptü. Tuhaf bir şefkat duygusu hissetmiştim. Bende boynuna küçük bir öpücük kondurup kollarından sıyrıldım. Bu defada elimi sıkıca tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
ActionBabasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için girdiği sırlarla dolu girdabın içinde yaşadıklarını anlatan bir hikaye. Peki ya bu hikayenin içeris...