Bölüm-21

1.2K 76 75
                                    

* Bir kadın kafese konulmaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

* Bir kadın kafese konulmaz... Bir kadın kanat cirptikca özgürlesir...

***

Zaman herşeyin ilacıdır. İyiyinin, kötünün, güzel günlerin habercisidir.
O zaman ise çok değerlidir.

Dilber zamanın yarısını köyde babaannesnin yanına da geçirmişti. O gün kocası geldiğini ise kimseye söylememişti. Nerdeyse bir ay zaman geçiren kadın, babasının araması ile eve geri dönülmüş tü.

Dediği gibi annesi ona saç böreği yapmıştı. Dilberde afiyet ile yemişti.

Uzun zaman sonra ise mahkeme günü gelmiş hazırlık bitmişti.

Bugün özgürlüğün ilan edildiği gündü.

Hazırlığı biten kadın tülbentini başına takıp aşağı indi. Bütün aile aşağıda idi.

Babası kızına baktı. Çok şükür ki kız azda olsa kendini toparlamsiti.

" Hazır mısın kızım" diyerek kızına baktı Yusuf bey. Bugün kızının özgürlüğünü alenen ilan edecekti.

" Hazırım baba" diyerek babasına baktı.

Bütün acıları, bütün kahrı, bütün dirhemi çeken kadındı o. Babaannesi ile bol bol konuşmuş sohbet etmişti. O eski Toprak olduğu için herşeyi soyelmsiti.

Kendinden vazgeçme, hakkın olan ney ise onu savun

Demişti. Hakkı olanı almak için savaşa geçmişti.

Aile toplanmıştı. Annesi babası ezberey xanim hepsi bugün Dilber için savacakti.

Babası dün Ayla hanım ile tekrar konuşmuş durumu son bir kez daha gözden geçirmişti. Mahkemede her hangi bir sıkıntı olsun istemiyordu.

Bahçeden çıktıktan sonra arabaya binip doğruca Adliyeye gitmişlerdi.

Kısa süre sonra adliyeye gelenler bahçeye girmişti.

İçeriye girip mahkeme salonuna doğru yürüdüler. Pek çok insan vardı burada. Kimi yabancı, kimi de tandikti. Tanıdık olana baş selamı veriyordu Yusuf Ağa.

Nihayet salon numarasını buldular. İkinci katta çıkmışlardı. Karşılarında ise erkek tarafı vardı.

Verdey hanım, Bayram ağa ve Şevket hepsi gelmiş onlara bakıyordu. Avşin gelememişti. Zaten gelse de pek bir şey olamazdı. Gereken herşey yapilamutu.

Bekleyiş kısa süre sonra ise salondan çıkan adam ile bitmişti.

" Davacı Dilber Beyoğlu, Davalı Şevket Beyoğlu. Mahkeme salonuna lütfen!" Diyerek çağırmıştı.

Hepsi teker teker içeri girdiler. Gergin dakikalar başlıyordu.

Herkes yerli yerine oturmuştu. Yusuf Ağa gerginlikten dolayı bacağını aşağı yukarı titreyip duruyordu. Zöhre hanımda öyleydi. İkiside bir an bile nefesini alıp veremiyordu.

Acının Gözyaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin