Avşin yatağına oturmuş oğlu için aldığı çantayı düzenlemişti. Doktor hazırlık olun bebek her an gelebilir demişti. Aile diken üstündeydi.
Beyoğlu konağının ilk vârisini avşin verecekti. Anne olmanın şerefini taşıyordu.
Her anne gibi oda bebeği olduğunda koruyup kollaycak, ona herşeyi öğretecekti, babası gibi olmasını temenni ediyordu.
İşini bitiren kadın çantayı alıp yatağın yanına koydu. Saat baya geç olmuştu kocası birazdan odaya gelirdi.
Şevket ile arası bu son üç aydır baya iyiydi. Onunla kontrole gidiyor, onunla ilgileniyor, zaman zaman onunla sohbet bile ediyordu. Şaşırtıcı ama ilk defa kocası ona çok iyi geliyordu. Ve hayatından da memnundu.
Yatağa uzanan kadın gözlerini yavaş yavaş kapadı. Uyuku onu yavaş yavaş karşılıyordu. Uykuya dalan kadın ise derin bir rüyaya dalmıştı.
Kısa süre sonra ise kaşları ise aniden çatlamış idi. Ne olduğunu anlamayan kadın gözlerini açtı. Saat kaçtı bilmiyordu? Kafasını diğer tarafa çevirdiğinde ise kocası sırt üstü uyuyordu.
Yavaşça kalkacağı esnada ise bacak arasından suyu gelmişti. Kadının gözleri ise onda açıldı. Suyu gelmişti. Oğlu minik bebeği yolda geliyordu.
" Şevket.. Şevket!" Diye kocasını dürtü. Uynamsi gerekiyordu. Acı yavaş yavaş coglamya baslmasiti. " Şevket uyan! Bebek... Bebek geliyor!"
Şevket birden uyanmış gözleri yarı açık bir şekilde karısına bakıyordu.
Avşin'in alnında minik minik terler oluşmaya başlamıştı.
" Avşin?" Diye sorsrcasina baktı. " Bebek, Bebek geliyor Şevket!"
Şevket o an firlamistu yataktan, üstünü hızla giyinip odadan çıkmıştı. Herkese haber veren adam bütün konağı ayağa kaldırmıştı.
Verdey hanım hemen odadan çıkıp gelinin odasına doğru girdi. Avşin eli ile karınıni tutuyor, bir yandanda derin derin nefes alıyordu.
Eltleri koşarak gelmişti. Kadının kolundan tutup hemen odadan çıkmıştı. Zeliha bebek ve anne çantasını alıp aşağı indi. Halit şoför koltuğunda oturmuş, Şevket ise diğer kapının girişinde kadını hızla arabaya bindirmisti.
Rojda ve Medine ise evde kalmış Fırat da ne olur ne olmaz diye oda evde kalmıştı. Bayram ağa hızla oğlunun hazır ettiği ikinci arabaya binmişti.
İki arabada hızla hastaneye doğru gidiyordu.
Avşin arabanın içinde kan ter içinde kalmıştı. Sancısı yavaş yavaş siklasiyor, ağrı gittikçe artıyordu. Elini arabinin on koltuğuna dayamış derin derin nefes alıyordu. Hayat ve Zeliha ise kadının terini siliyor, elini yelpaze yapar gibi Avşin'in yüzüne yeliyordu.
" Halit hadi oğlum!" Diyerek adama hızla gitmesi için baskı yapıyordu.
Halit arabanın hızını artırıak hastaneye gelmişti. Arabayı durdurarak hızla indiler. Hastane personeli sedye getirip Avşin'i alarak sedyeye yatırmış ve dogumhanye doğru götürmüştü.
Kapısı açılmış ve Avşin sedyenin üstünde çığlık çığlığa girmişti. Kapısı kapanan dogunhanenin önünde bekleyiş başlamıştı.
***
Dogunhanenin bir ucundan koridorun bir ucuna doğru gidip geliyordu. Kafasını kaldırıp bakıyor tekarar geri aynı şeyi yapıyordu.
Avşin doğuma alinani nedersye bir saatten fazla olmuştu. Ve giren vardı nede çıkan bekleyiş sürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...