Bölüm-25

1.2K 73 55
                                    

İnsan iyilestice yaraları da kabuk bağlar. Yeni bir okyanusa doğru yelken açardı.

Dilber kendi yarasını sarmış, kendi için mücadeleye devam ediyordu. Gerek ailesi gerek Arkadaş çevresi bile onu her konuda destek sağlıyordu.

Dilber üstünü giydikten sonra aşağı indi. Epey oylanmsti. İşe geç kalmak istemiyordu.

" Dayê ben cikiyorum," kapının yanında montunu giyen kadın tülbentini düzenledi.

Zöhre hanım hemen kızının yanına geldi.

" Eee, kızım kahvaltı etseydin." Diyerek kızına baktı. Bu işe başladığından beridir, kahvaltı etmez olmuştu.

" Dayê, vallahi geç kaldım. Orada bir şeyler atistirirm." Diyerek ayakkabısını giydi.

Yavaşça doğrulup bahçeden koşar adım çıktı. Karşı komşu kızı olan Selma onu bekliyordu.

" Ay Dilber hadi ama," diyerek kadının kolundan tutugu gibi yürümeye başladılar.

iki kadında hızlı hızlı gidiyordu iş yerine, hem konuşuyor hemde yürüyüş yapıyorlardı.

" Dilber benim acil zayıflamam lazım!" Diyerek isyanda bulundu. Dilber kadına baktı. Selma zaten yeterince zayıf bir kızdı, daha neyine zayifkaycakti ki!

" Ayy saçmalama Selma, zaten zayifsin." Diyerek kadına baktı.

Selma yavaşça durup giydiği elbisenin ucundan tutup arkaya doğru çekti. Az biraz yanlardan vermesi gerekti.

" Bak, vermem lazım!" Diyerek gösterdi. Dilber hafifçe gülümsedi. Kızın kolundan tutup yürümeye başladılar.

İkisde iş yerine yaklaştıkça arkasında onları takip eden arabadan habersiz devam ediyordu. Selma, Dilbere bir şeyler anlatıyor, Dilberde başını sallayıp konuşuyordu. İkisde farkında değillerdi!

Arabada siyah olduğu için ve fazla yakın olmadığı için kadınlar arabayı fark etmiyordu bile.

Telefonu kulağına götüren adam takibi bırakmıyordu.

" Abi takip ediyoruz," diyerek karşı tarafa Bilgi veriyordu.

" Tamam takibi bırakmayın," diyerek karşı taraftan emir aldı.

İki kadında içeriye girip kapıyı kapattılar. Dilber kapıyı kapatacağı esnada gözü arabaya çarpmıştı. Plakya bakan kadın, bu plakanın yabancı olmadığını hatırladı. Birkaç sefer bu arabayı görmüştü ama üzerine düşmemişti.

Lakin şimdi ise bu araba son bir kaç gündür gözüne batmaya başlamıştı.

Selaminin onu çağırması ile kapıyı kapattı.

İçeriye girdikten sonra onlara ait yere oturdu. Halı yaptığı yere oturup bağdaş kurdu. Halisina son dokunuşlar yapacaktı.

Yavaş yavaş eli ile işlemeye başladı. Her işledginde ise daha bir güzel oluyor, capcanlı renkler ortaya çıkıyordu.

" Duydun mu, Beyoğluna kuma giden Avşin'i hastanye götürmüşler,"

" O niye kız?"

" Vallahi bilmiyorum anam, benim yakınım görmüş, hiç iyi değilmiş"

" Eee, kocası nerede peki, yanında değil mi?"

" Kız aman sende ne kocası! Adam eve gelmiyor, koca diyorsun!"

" Yazık olmuş desene!"

" Kız niye yazık olsun, ilk kadının canını yaktılar. Çocuk da çocuk dediler, ne oldu, fos çıktı. Koca eve gelmiyor kadının bebeği iyi değil!"

Acının Gözyaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin